Multi:Maria Carta
{Gerçek Adı:İndia Eisley}"Malesef tek bir odamız var.Gerçi burası üç kişiye yetebilecek genişlikte,rahat ol.Içeride birisi daha var,alt ranza senin.Yerleşmeyle ilgili bir sorun olursa ben danışmadayım."
Orta yaşlı,güleryüzlü kadın beni hiçbir şey olmamış gibi odaya bıraktı.Büyük,koyu renkli,kasvetli odaya.
"Annem nerede?Beni neden evimize götürmüyor,burası çok soğuk.Karnım çok aç,neden yanımda değil?"
Aniden gelen yalnızlık hissiyle ranzaya çöktüm.Ruhsal acının yanında fiziksel bir acı da vardı.Gözyaşlarım kurumuştu,başım çatlıyordu ve açtım.Beni kurtarması umuduyla uykuya dalmayı düşündüm.Lütfen hepsi kötü bir rüya olsun diye mırıldandım.
Etraf karardı.
"Ben Brendon.Sen...Maria olmalısın."
Gelen yumuşacık sesle uyanmak beni birazcık rahatlatsa da hala huzursuzdum.Çünkü bunun kötü bir rüya olmadığı gerçeği fazlasıyla acıtıyordu.Farklı bir oda,farklı bir hayat,gülümsemeyen yüzler...hepsi acıtıyordu."Evet...Maria.Burada mı kalıyorsun?"
Son kalan enerjimi de konuşarak harcamak istemesem de kafamı dağıtmaya çok ihtiyacım vardı."Aslında...burası kalmak isteyeceğim son yer ama evet burada kalıyorum.Üst ranza fazla soğuk,ee kasım da geldi."
Sesinin rahatlatıcı bir tınısı vardı ama yine de bir şeylerden korktuğunu saklayamıyordu.Ayrıca çok kötü bir yalancıydı çünkü burası gelip gelebileceğim en sıcak yerdi.Bir şeyler vardı....kötü bir şeyler.
"Üstünde iki kat kazak varken de üşüyebiliyor musun?Yoksa yüksek sesle söyleyemeyeceğin bir şey mi var?"
Bunu dememi bekliyormuş gibi üst ranzaya tırmanıp bir kaç kağıt çıkardı.Bir şeyler yazmaya çalışırken elinin titrediğini hissedebiliyordum.
"Burada biri daha var.O...ondan çok korkuyorum.Bana yardım et,buradan çıkalım.Bizi öldürecek...lütfen sesini çıkarma ve eşyalarını topla.Bizi öldürecek..."
Ağzımın açık kaldığını hissedebiliyordum.
Ses çıkarmamam,titrememem ve ağlamamam gerektiğini biliyordum.Bir şey yapmadan öylece durdum...bir ses bekledim,bir hareket.Etraf çok sessizdi,korkunç bir sessizlikti.Başımı tamam anlamında aşağı yukarı salladım.Üst ranzaya tırmanıp eşyalarını toparlamasını izledim uzun bir süre.Hareket edebilecek güce ulaştığımda çantamı omzuma takıp kapıya doğru yürüdüm.Ardından arkamda bir el hissettim.Kısa süreli korkunun ardından Brendon'ın eli olduğunu farkettim.
"Müdür'ün odası karşımızda,içeri isteyen girebiliyor.Anahtarlar hemen içeride ama dikkatli olmamız lazım.Biri bizi görürse anında yakalarlar.Ben anahtarları halledeceğim sen en alt kata in.Tuvaleti aradığını söyle,senden şüphelenmezler....."
Arkadan gelen büyük bir kahkahayla konuşma bölündü.Şu ana kadar Brendon'ın korktuğu o şey hakkında hiçbir fikrim yoktu...ama şimdi karşımda koca,yaşlı cüssesiyle duruyordu.Iğrenç dişleri,sarı uzun saçları ve kirlenmiş beyaz teni.
Onu bir yerden tanıdığımı farkettiğimde titrediğimi hatırlıyorum.Gazetelerdeki intihar haberleri....intihar.Onun ölü olması gerekiyordu,karşımda sırıtmaması gerekiyordu.Kalbimden bir şeylerin koptuğunu hissettim onu görünce.
Ve yaklaştı,yaklaştı.Teninin sıcaklığı içimde benim bile bilmediğim yerleri yakıyor gibiydi."Ölü olması gerek." Diye düşündüm uzun bir süre.Neden hiçbir şey olması gerektiği gibi değil?
Brendon'a baktım.Adı dışında hakkında hiçbir şeyini bilmediğim Brendon'a.Ona neden güvendim bilmiyordum,neden hemen onunla gitmek istedim....bunun yanıtı yoktu.
Galiba buna yalnızlık deniyordu.Birilerine ihtiyaç duyuyorsunuz,herhangi birine.Aileniz yanınızda olmayınca yanınızda olacak biri olsun istiyorsunuz.Ama bu kişileri kesinlikle seçemiyorsunuz.
Yeterince yaklaştığında bir şeyler demeye çalıştığını farkettim.Yakından bakınca bir yaratığa benziyordu.Delici mavi bakışları olan bir ölü...Ölü birinden neden korkuyorum?Bana bir şey yapamaz...ya da hayır.Hayal görüyorum.Evet...karnım açtı sonra bilincimi kaybettim.Bu bir rüya....lütfen öyle olsun.
"Maria...daha benimle tanışmadan gidiyor musun?Ben Monica.Seni görmeyeli büyümüşsün Maria.Güzel bir kız olmuşsun."
Ağzımı açamadım,adım atamadım.Dediklerinin devamını hatırlamıyorum,korktuğumu,dehşete düştüğümü hatırlıyorum.
Brendon hızla kapıyı açıp dışarı çıkmıştı.Yerimden kıpırdayamıyordum,gelip beni de götürmesini istedim.Geri gelmedi,bir planı olmasını umdum.Gözlerimi kapattım ve ölü taklidi yapmaya karar verdim.Kendimi yere bırakıp geri kalanını düşünmedim.
Şimdi
"Düşünmedim,düşünmedim" Ses kaydının kasetlerinden biri dolmuştu.Çıkan ses beni kendime getirmişti.Ağlıyordum,bu hale gelmeye başlamamın ilk günüydü.
"Ve her şey o zaman başlamıştı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪Yeşil Sır▪
FantasySır#1#Işıklar söndü,alevler parlamaya başladı.Her şeyin bitmesi için bir kıvılcım yetecekti... "Nefes almıyor." Ellerim kana bulanmış bir şekilde öylece duruyordum.Midem bulanıyordu,kafamda sinir bozucu bir uğultu vardı. "Orada öylece oturamazsın,gö...