28.Bölüm

656 486 4
                                    

Evet biraz sonra okuyacağınız konuşma dünyanın en saçma konuşması o yüzden okumasanız da olur direk geçin geçin.

Neyse gidelim o zaman kanka dedi peşimden gelirken.

Nereye kanka?dedim.

Okulun önündeki cafeye kanka dedi.

Artık kanka demesek kanka evet dünyanın en saçma konuşması demiştim.

Tamam kanka galiba bir kısır döngüye girdim.

Tamam dedim sessiz bir sesle.Oraya gidince çantamı almayı unutmayalım.

Aslında getircektim de...sonra seni gıcık etmek istedim.

Sen...sen diyerek kahkahalara boğuldum.En son ne zaman güldüğümü bile hatırlamıyordum.

Şimdi 2 ay sonra gidecek misin gerçekten? dedi sessizce.

2 ayımız var da benim ne kadar ömrüm var?Aklıma gelince kolumu saklamaya çalıştım.

İnatla elimi tutmaya çalıştı ormanda yürüdük.

Bir bisikletimiz eksikti.Nostalji yapmayalım sonuçta onlar klişe  şeyler.Ee benim hikayem klişe olmadığı için.

Kız sürerken düşer ve erkek onu kucağına alarak ormanın dışına kadar götürür.

Bu da çok klişe tabi ki böyle bir şey yaşamadık yaşamayız da zaten.Bisiklet bulundu mu ondan bile şüpheliyken bu neyin havası?

Ormanın dışına gelmiştik.Bir süre lalere baktıktan sonra ayağım taşa takıldı yere düşmedim ama ne yalan söyliyim acıdı.Hatta yürüyemiyorum da.

Yazık oldu dedi hafif gülerek.

Elimdeki toprakları silkelerken "Yok ya bir şey olmadı"dedim.

Bacağına değil lalelere  dedi gülerek.

Omzuna hafifçe vurdum.

Eğer yürüyemiceksen yardım ediyim dedi.

Tamam dememle kendimi onun kollarında buldum.

Bir kaç metre yürüdükten sonra Mark'ı gördüm.Şok olmuş gibiydi.

Martin'in kucağından inmeye çalışıyordum ama beni bırakmıyordu.Herkes salak salak birbirine bakarken

Senin ne işin var burada?dedim Mark'a bakarak.

Asıl sizin ne işiniz var burada okul...diyemeden

Martin;Maria bu kim? dedi.

Az önce herkes susuyordu şimdi herkese yalan söylemekten yoruldum ya.

Mark ağzını açacaktı ki"abim abim Mark"dedim.

Tanıştığıma memnun oldum demişti ama hiç memnun olmuşa benzemiyordu.

İki erkeğin arasından kaldım ne yapıcağımı bilmiyorum çıkarın beni buradan!

Hani taşıncaz dedim ya Martin bizim şimdi gitmemiz lazım.Sonra görüşürüz diyerek kucağından atladım bileğimdeki acının tarifi yoktu.Evet atladım çünkü bileğimi kırmak istiyorum piskopatım ya ben

Mark'la birlikte gözden kaybolduk.

Tek kankan benim sanıyordum?dedi imalı bir sesle.

Benim okul hayatım olamaz mı?dedim.Neyin okul hayatı bu ilk defa arkadaşın oldu senin geçen 9 sene sadece onlar vardı yanında.Zaten kimse onların yerini tutamaz da...

Kıskanmana hiç gerek yok sadece 2 aylığına bir kanka sen ise ömür boyu kankamsın diyerek elini tuttum.

Evet yıllardır aşık olduğum çocuğun elini daha yeni tutuyordum.Aslında aşk kelimesinin anlamını bilmiyordum.Küçükken bunu öğrenmem için fırsat verilmedi doya doya yaşayamadan geldim bu yaşıma yanımda kimse olmadan tek başıma...Ama aşkın nasıl hissettirdiğini biliyordum ya da anlıyordum ne biliyim işte?Ve ben o duyguyu ilk defa çocukken onunla yaşamıştım.Ve bir daha da yaşamayacaktım,hayat şartlarımız aşık olunacak kadar iyi değildi.

Burada soruları sorucak tek kişi sen değilsin dedim

Hıh sor dedi küçük bir tebessümle.

Peki sen kimin için çiçek topluyordun? dedim bir çırpıda.

Yanıma iyice yaklaşarak; Senin için Maria diye fısıldadı.

Mutlu Son.Tabi ki bitmedi.Yani onların hikayesi hiç bir zaman mutlu sonla bitmiyecek.

▪Yeşil Sır▪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin