Kan...Kan kokusu gelmeye başlamıştı.Oraya gidemeyecek kadar yorgundum.Ama bu kan ve ateşin duman kokusu gittikçe artıyordu.Kendimi zorla toparlayıp ormanın sonuna kadar yarı emekleyerek yarı yürüyerek çıktım.Işte o an Mark'la çarpıştığımız an oldu.
Bana şu an dokunsalar ağlarım zaten.Ağlamam zaman aldı.Ehehe.
Bir anda o iğrenç görüntüyü görmemle kusma isteği birlikte gelmişti.Eline ne oldu?diye bağırdım göz teması kurmayarak.
Yok yok bir şey.. dedi.
Nasıl yok bir şey nasıl?Kül olmuş kül.20.derece değil 1.derece bu bir kere.Gel hemen suya....bana...tutalım.
Maria anlamıyor musun?Hani ben ateşi kontrol edebiliyorum ya.Bana bir şey olmaz dedi tatlı bir sesle.
Ama en azından göle mi gitsek?dedim.
Sen iste gidelim! dedi.Ya bu ne kadar minnoş biri ben bunu ısırırım.Neden çünkü dişlerim parçalansın şu genç yaşımda dişsiz kalıyım diye.Piskopatım ya ben.
Biraz sessizlik olduktan sonra arkamı dönüp bu sefer döndüm ama;Diğerleri nerede?dedim.
Bilmiyorum onlar saklanmışlardır zaten dedi.
Güvensem mi güvenmesem mi siz söyleyin?
Sonunda göle geldiğimizde gece oluyordu.Kimse farketmeden düz bir yol olduğunu sandığım göle inmeye çalıştım ama yuvarlanarak indim.
Yokuş aşağı.Iyi de oldu daha fazla yürüyemezdim zaten.
Biraz elimi yüzümüzü yıkadıktan sonra çığlık sesiyle ikimizde yerimizden sıçradık.
Ve ardından yine yine yeniden Kral'ın sesi;O cici arkadaşlıklara noldu?Onları yalnız bıraktınız.Ama sürüden ayrılanı kurt kaparmış.Onlara bir elveda diyelim hadi arkadaşlar!Onları almak istiyorsanız sizi davetiyemizle birlikte saraya çağıralım.Buuum.Ses kesildi .Sen ne piskopat bir kralsın sen ne yaşıyon amca?Senin sarayına niye geliyim ben?
Sürüden ayrılanı kurt kaparmış demek.Ben seni bir kaparım kimse elimden alamaz be...
Ya bu da bir oyunsa dedi Mark.
Bilemeyiz onların yanında olmadığımız için bilemeyiz dedim.
Bu işi iki kişi halledemeyiz dimi?dedim suyla bütünleşirken.
Neyi?dedi.Anlasana be çocuk.
Sözde dünyayı kurtarma işini dedim alaycı bir sesle.
Bir anda yine o belirdi.Brendon Cooper.
Sen nereden geliyon?Düz yoldan gelsene yani bu bir anda gelmeler falan olmuyor dedim küçük dilimi yutma aşamasındayken .
Yalnız olmayacaksınız!dedi.
Hele sen Maria hiç yalnız olmayacaksın.Saraya gitmek zorunda mıyız?dedim gölden çıkmaya çalışırken.Yokuş çok dik yoksa bilirsiniz yetenekliyimdir.
Aslında şöyle bir anlaşma yapabiliriz dedi.Yüreğime indirme de ne yapıyorsan yap dedim içimden.
Bütün ekip dağıldığına göre benim de dünyayı kurtarmakla işim olmadığına göre e bunların hepsi olumsuz düşünceler ise;Hayriye bir sus.Teklifini kabul edip kahraman mı olıyım yoksa burada oyunu kurallarına göre oynayıp ölmeyi mi bekliyim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪Yeşil Sır▪
FantasySır#1#Işıklar söndü,alevler parlamaya başladı.Her şeyin bitmesi için bir kıvılcım yetecekti... "Nefes almıyor." Ellerim kana bulanmış bir şekilde öylece duruyordum.Midem bulanıyordu,kafamda sinir bozucu bir uğultu vardı. "Orada öylece oturamazsın,gö...