Peki bu bilgi benim ne işime yarayacak?diyerek tam yatıyordum ki kağıdın üstünde parıltılı harfler belirdi;Peki ya bunlar bir tesadüf değilse?
Tesadüften başka...ne olabilir?diye fısıldadım.
"En kısa zamanda onu saraya alacaktır dedi.Ve bunu saçma bir festival yoluyla alacağından eminim"ve parıltılar söndü.
Bunları okumak için 1 saatimi verdim ben bu kadar anlamsız bir şey için miydi?O kızı tanımıyordum ve işime yarayacağını da sanmıyordum.
Kağıdı tekrar okudum ve aklımda tek bir soru netleşti;Bir dakika o festival da ne?
"Nadir çocuklar için.Bi nevi çocukları birbirinden ayırmak için.Işte kendi işlerine alet etmek için.Ve bunu festival havasında yapıyorlar sonuna bir de şaka gibi ödül koymuşlar;Kim seçilirse kutsal altın taç onun olur...
Yani zengin olur...
Bu arada beni ilk gördüğünde korktun mu?yazdı kağıtta.Bu kağıdı biri okusa...Galiba şu an can güvenliğim yok.
Sonuçta kim korkar ki?Alttarafı her zamanki gibi çarşaftan kan damlıyordu.Fırtına gibi kar yağıyordu ve kesikler içinde olan biri pencereden bana sesleniyordu.Isınmak için şömineye gittiğimde ateş sönüyordu ve şömineden cılız sesler yükseliyordu.Insan bunlar için ne kadar korksun ki değil mi canım?
Kağıdı başucuma koyup yatağa yattım.Gözlerim anında kapandılar.Galiba onlar da uykuya ve huzura hasrettiler.
..........................................................
Sabah olduğunda cümbür cemaat yanımdaydılar.
Mark elindeki kağıdı buruşturarak;Bu ne? dedi.
Hiç dedim.Karalama kağıdı işte.
Hah!Senin duyguların çok korkunç o zaman..bu kağıda sanki içini dökmüş gibisin dedi Mavis.
Duygularım...evet biraz saçma ve tamam psikopatça ya da normal değil....
Dün kiminle konuşuyordun?dedi Mark araya karışarak.
Kimse.Birisiyle mi konuşuyordum?dedim.Oyuncu olsam film iflas ederdi ya.Pes!
Şey yani öyle kendi kendime konuşuyordum işte.Içimi döküyordum.
"Kendine kendi içini dökmek de güzelmiş" dedi Mark gülerken.
Ben de böyleyim işte ne yaparsın? dedim sessizce
Delisin yani dedi Mavis.
Evet.Deliyiz diye fısıldadım.
Tamam dedi Mark."Bu sefer masadan kalkmayacaksan kahvaltı hazırlayalım mı?"
O kocaman masayı biz mi hazırlayacağız?Hem hizmetçiler ne güne duruyor?Ayy zengin gibi konuştum ilk defa.Güzel bir hismiş tavsiye ederim.
Sophia'nın gözüne girmek için dedi Mavis
Ayy!Onun niye gözüne giriyim be.Çaki o çaki.Siz bilmezsiniz tabi.Yine pencereden dışarı baktım;Saat kaç?
5:30...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪Yeşil Sır▪
FantasySır#1#Işıklar söndü,alevler parlamaya başladı.Her şeyin bitmesi için bir kıvılcım yetecekti... "Nefes almıyor." Ellerim kana bulanmış bir şekilde öylece duruyordum.Midem bulanıyordu,kafamda sinir bozucu bir uğultu vardı. "Orada öylece oturamazsın,gö...