Senin sandığın gibi değil!
Neden bu kadar klasik konuşmak zorundayım ki?
Tamam geç kaldığımı söylemiştim.Onlar çokton bir birlerine girmişken.Sihirli bir dokunuş yapıp Mark'ın elindeki ateşi söndürdüm.Her ateş bir gün sönecek her umudun olduğu gibi.Yine efkarlar bizi bekler.
Ne yaptığını sanıyorsun?dedi bana dönerek.
Beni dinlicek misin?Sizin burada çocukça bir şekilde laf dalaşına girmenizi izliyecek değilim.Daha önemli sorunlarım var yani sorunlarımız!dedim tırnıklarımın dibini sıyırırken.
İyi...size iyi günler dedi Brensdon ve kulağıma eğildi;Sen bir düşün derim.Kahraman olmayı dünyayı kurtarmayı.
Ve bir anda gözden kayboldu.
O kimdi?dedi gözlerimin içine bakarak.
Önemli biri değil!dedim tekrar beni ezmek üzere olan arabadan kaçarken.Biz niye sokak ortasındayız asıl sorun bu!
Demek önemli olmayanların elini tutuyorsun?dedi.Ben şok.
Niye sanki senin hiç elini tutmadım mı?Lafı soktum da bu minnoş çok kızdı ya.Ay bittim ben bitti bu iş.
Heh!Ben de önemsiz biriyim öyle mi?dedi
Yoo!Ben öyle demek istemedim.Yani şey...Ya bir dakika bir dakika bana baksana sen!
Konuyu dağıtmaya çalışma aramızda hiç bir şey yok senden ayrılalı 2 gün oldu.
Kıskançlık komplekslerinle uğraşacak değilim.Şimdi eve git sakinleşince gelirsin diyerek hızlı bir şekilde eve doğru yürüdüm.Mariaa!diye bir ses duydum.
Gitme kal ne olur!Tabi ki öyle olmadı.Biz normal klişelerden değiliz.
Ne var?dedim arkama bakmadan.Tripten değil ya çok üşendim ondan .Zaten gün 5 saat bir de onun için arkamı döncem falan.
Tamam gel.Özür dilerim dedi peşimden koşa koşa gelirken.
Civcivlerde mi üzülüyormuş bakıyım? dedim.
Civcivler aşık oluyorsa üzülür tabi...Oha romantikliğin dibine vurduk şu an.Başım falan döndü noluyorr!
Heh!Tamam o zaman biz şey yapalım...şey eve mi....diyemeden kendimi onun kollarında buldum.
Ben sensiz yaşıyamam dedi sıkı sıkı sarlılırken.
Şimdi bütün romantikliği bozup Zaten yaşamıyoruz diyim mi yoksa ben de salak gibi Bende sensiz yaşayamam mı diyim?
Çok ergen bir cevap olur.En iyisi Maria tarzı takılmak.Ne demiştim küçükken.Farkımız tarzımız.Iyi ki düşüncelerimi okumuyor ya bu yoksa anında ayrılırız.
Tamam şey bir eve falan mı gitsek şey sıcak bastı falan bir şey oldu.Oof Hayri ya da Hayriye bir sus artık.
Gitmeden önce bir şey sorucam;Ne konuşuyordunuz?dedi.
Hiç hiç bir şey.Havadan sudan işte nolcak dimi?dedim sahte bir gülücükle.Ya konuştukça insan bu kadar mı batar?
Siz bu kadar normal bir şey konuşçağa benzemiyorsunuz dedi.
Akıllı çocuk beni tanıyor işte.Normal bir şey konuşmadığımız o kadar mı belli oluyor?
Nihayet sokağın sonuna geldiğimizde eve doğru gittim.Her masalın sonu mutlu bitmek zorunda değil işte.
Yeniden Kral'ın sinir bozucu sesi duyuldu;İlk aşamayı atlattılar ama bu onları yakalayamayacağımız anlamına gelmiyor.Daha büyük ihtimalle eve gelmediler.Büyük ihtimalle bir süpriz yapacağız.
Buuuum.Ses kesildi.Adımlarımı hızlandırıp eve doğru direkt koşmaya başladım.
Bir uçak evin üstünden uçuyordu ve biz her zamankinden geç kalmıştık.
Ev bombalar altında kül olurken bu geceyi dışarıda geçireceğimiz netleşmişti.Içeride,İçeride birisi varsa.Bizimkiler geldiğimizden beri hiç görmedik.Onlar nerede?
Onlardan ayrılıp bizim takıma katılırsan ve dünyayı gerçekten kurtarırsan onların gözünde kahraman olursun.Onlardan ayrılıp....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪Yeşil Sır▪
FantasySır#1#Işıklar söndü,alevler parlamaya başladı.Her şeyin bitmesi için bir kıvılcım yetecekti... "Nefes almıyor." Ellerim kana bulanmış bir şekilde öylece duruyordum.Midem bulanıyordu,kafamda sinir bozucu bir uğultu vardı. "Orada öylece oturamazsın,gö...