26.Bölüm

676 497 3
                                    

Bir şey yemeden odama çıktım.

Bütün kıyafetlerimi ve kitaplarımı topladıktan sonra uykuya daldım.

Sabah uyandığımda Angelina'yı kaldırmaya çalıştıktan sonra ki uykusu çok ağırdır.

Normalde herkes kalktıktan sonra dişlerini fırçalar ama ben saçma buluyorum.

Kahvaltı yapınca dişlerini fırçalamanın bir anlamı kalmıyor ki.

Yüzümü yıkadıktan sonra  salona indim.

Mavis de yeni uyanmıştı anlaşılan ya da daha kimse uyanmamıştı ayakta uyuyordu.

Ben tam zindeydim sonuçta  şu Monica'dan kurtulacaktım.

Ne yiyeceksiniz?dedi Mavis.

Biz her gün ne yiyoruz Mavis?dedim gülerek.

Heh!Ne içeceksiniz?

Kuş sütü dedim dalga geçmek çok iyi geliyordu insana.

Ciddiye alıp; İnek sütü olmuyor mu? dedi.

En iyisi bu sabah kahvaltıyı ben hazırlayım.

Ben ekmekleri hazırlarken sen çayları koy dedim.

Masayı hazırladıktan sonra Mavis'e döndüm Ne yapıyorsun? dedim.

Süt koyuyorum dedi.

Çayın üstüne mi?dedim şok içindeydim daha gözünü açamıyordu.

Görünüşe göre çok geç kalmıştık ve bunları içmekten başka çaremiz yoktu.

Masaya koydum ve yemeğe başladık.Mark çayın rengi niye açık? dedi.

Bugün Mavis sayesinde sütlü çay içeceğiz  şimdiden afiyet olsun dedim.

Angelina bir yudum aldı ve bu muhteşem dedi.

Tadı çok güzel dedi.Ben de bir yudum aldım.

Gerçekten hem ekşi hem tatlı yani mayhoş bir tadı vardı ve aç olduğuma tadı çok güzel geldi.

Bir tane daha içmek istedik ama zamanımız yoktu.

Angelina yukarıdan koşarak geldi.

Günlüğünü unutmuşsun dedi.

Monica'nın verdiği günlük; masanın altına tıkmıştım.Namı değer Yeşil Sır

Almasam onu hatırlamasam daha güzel olacaktı ama ona söyleyecek bir neden bulamadım ve bütün eşyaların olduğu çantaya tıktım.

Okula gelmiştik.Kazandığım okul Twelvth Quenn High School.

12.Kraliçenin ölümünün ardından yapılmış.

Içi çok güzel olmasada dışarısı çok gösterişli camlarla donatılmıştı.

Doğrusunu söylemek gerekirse hiç arkadaşım yoktu.

Bir kaçı bana arkadaş olmayı teklif etmişti ama kabul etmemiştim.Çok itici ve sahtelerdi.Beni inatçı bulanlar da sürekli;Sen bu inatla yalnız ölürsün diyordu.Yalnız ölürsün

Bir tek yanımda oturan çocuk vardı.

Adını sorduğumda derste olduğumuz için çok iyi duyamamıştım.

Marlin demişti herhalde ama Marlin kız ismiydi.Bir daha soramadım çünkü öğretmenin sert bakışları üzerimdeydi.

Bu gün ise öğretmenimiz yoktu.Herkes buna sevinirken ben kesin bir sorun olduğunun farkındaydım.3 haftadır aynı günde gelmiyordu çünkü

Marlin'le birlikte kös kös oturuyorduk görünüşe göre o da sevinmemişti biraz inek olduğu söylenebilir.

Naber Marlin? dedim

Martin dedi.

Pardon şey benim hiç arkadaşım yok da... daha cümlemi bitiremeden "benim de"dedi.Herkes soğuk olduğumu düşünüyor ve normal olmadığımı.Inek olduğumu falan.Küçüklüğümden beri kimse benimle arkadaş olmadı.Ve hep şey derler dediğinde aynı anda;Sen bu inatla yalnız ölürsün dedik.
Yüzünde ufak da olsa bir tebessüm belirdiğinde devam ettim;

Arkadaş olabiliriz ilk arkadaşın olabilirim dedim.

Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?dedi

Tabi ki dedim.

Kimle yaşıyorsun? dedim gülümseyerek.

Ailemle ama annem yok.Yaşlı babam ve kardeşlerimle yaşıyorum sen? dedi

Bir an donmuştum gerçeği söylersem kesin inanmazdı.

Ailemle yaşıyorum.Annem babam ve a..abimle.

Ne güzel en azından küçük kardeşlerine bakmak zorunda değilsin biri seni çağırdığında kardeşlerine bakmak zorunda kaldığın için gitmemezlik yapmıyorsun.

3 tane kardeşim var en küçükleri 5 yaşında ve erkek.

Diğerleri kız ve inan onlara bakmak daha kolay oluyor.
Siz kızlar çok uslu oluyorsunuz.
Neyse seni de darlamıyım.Okuldan sonra buluşmaya ne dersin?dedi iç çekerek.

Şey bizim biraz işimiz var ama ...dedim.

"Bak istemiyorsan gelmek zorunda değilsin ben biraz birbirimizi tanırız aktivite yaparız falan diye dedim.Bu zamana kadar kimse kabul etmemişti zaten benim için sorun değil" dedi

Hayır tabi ki de çok isterim de taşınıyoruz ve artık buraya gelmem daha zor olacak dedim.

Seneye ne yapacaksın?dedi.

Başka bir okula gideceğim.Aslında şey seneye kadar ölmezsem....

▪Yeşil Sır▪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin