Tamam.Ben prensimle de ölürüm dedim küçük bir gülücükle.
Ben de prensesimle diye fısıldadı.
Tam o sırada içeri birisi girdi-girmedi direk daldı-Martin.Soluklanmaya çalışırken Ma...Maria diyebildi.
Hasta olduğunu söylediler de ben seni psikiyatride bulacağımı ummuyordum.
Tamam deliydin ama gerçekten mi?dedi gülerken.Ben de kendimi bir anda buldum dedim imalı bir sesle.Mark sağolsun.Prensim.
İyiysen ben gidiyim dedi Martin.
Dedi demesine de yine bana bir şey olmaya başladı Monica, her tarafta o vardı.
Masanın üstündeki çakı bıçağını duvarda bulanık gördüğüm yansımaya fırlattım.
Martinin omzunun üstüne.
Onu da korkutmuş oldum.Ee korku istiyen oydu ormana gidelim diyebilicek kadar cesareti var ama...
Tam boynuna gelmişti acı çekmesi iyi geliyordu.Bıçakla birlikte duvara saplanmıştı.Bu ilk öldürdüğüm kişi değil hatta Monica öldürebileceğim biri değil.
Artık huzur içinde uyuyabilirdim yani mecaz anlamda değil gerçek anlamda.Ya uyucam işte anlayın...
Bu arada Mark bana şaşkın şaşkın bakıyordu titrek bir sesle İyi uykular dedi ve Martin'le birlikte dışarı çıktı.
...........................................................
Kavusla falan uyanmadım.Hayatım bir kavusken kavus görmem haksızlık olmaz mı?
Sonuçta herkesin alıştığı gibi siz de alışacaksınız.
Küçüklüğümde herkesin hatta dünyanın bile yokluğuma alıştığı gibi alışacaksınız.Ayağımla çarşafı ittikten sonra ayağa kalktım.Saat 20:30.
İçeri Mark girdi.Eve gidelim doktoru bulamadım dedi.
Bulamazsın tabi dedim kısık bir sesle.Tamam gidelim deyip fırlattığım çantayı sırtıma aldım.
Mark arabanın kabısını açarak;Buyrun önden dedi.
Ayy jestler de mi yaparmış.Hava iyice soğudunda üstümdeki cekete iyice sarıldım.Kar yağmaya başlamış göz gözü görmüyordu.
Bu arabadaki herkesin 10 dakikası var şu an.
Düşüncelerimden kurtulup ne kadar kaldı? dedim.
Az kaldı dediğinde araba biraz sallanmaya başladı.Ardından bir duman kokusu.Kimse bunu takmıyordu kar ve yağmur kokusundan anlaşılmıyordu da
Bense hala sayıyordum.34..35..36Son...son bir dakika.
Araba yavaşça alev almaya başladı.Mark arabanın kontrolünü kaybedip ağaca çarptı.Geldi... sıcaklığını üzerimde hissedebiliyordum.
Araba iyice alev aldığında boynumda bir acı hissettim.Bıçak.Ona attığım bıçak.
Gözümü kapatıp acıya katlanmayı bekledim.Araba küle döneseye kadar...Gözümü açtığımda ölmediğimi anladım.Yemyeşil bir yer.Galiba Yeşil Krallık denen yer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪Yeşil Sır▪
FantasySır#1#Işıklar söndü,alevler parlamaya başladı.Her şeyin bitmesi için bir kıvılcım yetecekti... "Nefes almıyor." Ellerim kana bulanmış bir şekilde öylece duruyordum.Midem bulanıyordu,kafamda sinir bozucu bir uğultu vardı. "Orada öylece oturamazsın,gö...