Uyandığımda herkes çoktan kalkmıştı saat öğlene geliyordu.Niye kimse beni kaldırmadı ki?
Aşağı indiğimde kahvaltı yapmışlar hatta giyinmişlerdi bile.Niye beni kaldırmadınız? dedim küskün bir sesle.
Biz ev bakmaya gidiyorduk evi alırsak sana süpriz yapacaktık dedi Angelina.
Mavis dün gece noldu? Anlatırsın biz gelince diye fısıldadı.
Ay!Acaba ne yapmış olabiliriz?
Mesela çok iyi rol yapamadığım için nefes aldığımı anladı yani şakaya kanmadı falan filan.
Önce ılık bir duş aldım su sıcacıktı.
Cadılar bayramından sonraki gün hep tatil olurdu.Hem de bugün Pazartesi ve tatil.
Rüya gibi bir gün olacağına eminim.Gerçi ben hep kabus görürüm ama Küçükken hayran olduğum o çocuk şimdi beni sevdiğini söylüyordu.Tamam belki sadece bir cümleden bunu çıkartmam çok mantıksız ama ne biliyim işte...
Üstümü kuruladıktan sonra kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim
Masanın üstünde bir not buldum;Odana git yazıyordu.
Kesinlikle bizimkiler şaka yapıyordur dedim ve kahvaltı hazırlamaya devem ettim.Tabağın üstünde bir tane daha;Çabuk ona git yazıyordu.Bu gizemli haller falan kim ki bu?
Bakmaya gidip onlara istediklerini vermeyecektim.
Kahvaltımı ettikten sonra dolabın tam takır olduğunu farkettim hemen alışveriş yapmalıydım.
Madem onlar bana süpriz yapıyor bende onlara süpriz yapayım.Para bulmak umuduyla etrafı toz içinde olan depoya gittim.
Bir not daha; ya odana gidersin ya da olacaklara katlanırsın.
Bizimkilerin şakası olmadığından emindim.
Zaten birazdan giyinmek için odaya çıkacaktım.O zaman mecburen süprizi görmüş olacaktım.Yukarı kata çıktım kapıyı dikkatle açtım ve gözlerimi kapattım.
Asla tahmin edemeyeceğim biri tabiki de Monica.
Demek yeni bir beden bulmuş.Iyi giyimli gibi gözüken....Bir dakika bu.... bu Sophia.
Ne yaptın ona?diye bağırdım.
O çoktan ölmüştü yani bir ölü gibi yaşıyordu hayatın tadını çıkartmadan boş boş yaşıyordu.
Ve özel çocukları saraya alarak geçiriyordu zamanını.Bundan hiç hoşlanmadım ve sizi ormanda aramaya giderken bir baktılar aslancıklar kaplancıklar.Yani senin anlayacağın;
Bir küçücük aslancık varmış.
Maria onu çok çok severmiş.Sen benim canımsın dermiş.
Ama şimdi o can gitti Maria.
Sophia dan nefret etsemde o kadar üzülmüştim ki gözyaşlarım süzülmeye başladı.
Ne istiyorsundun ondan?dedim sesim çıkmıyordu.Her geldiğinde sesim kısılmak zorunda mı?
Sizi kurtarmamalıydı sizi o yangının içinde o lanet kasabada bırakmalıydı ve ölmeliydiniz benim yaşadıklarımı yaşamalıydınız.O sizi kurtardı dedi.
Sen de beni kurtarmıştın dedim imalı bir sesle.
Patri'yi hatırlıyor musun?Onu kullanarak senin içine sızdım.
O ölünce seni bir çırpıda öldürecektim ama gücüm buna yetmedi.Şimdi yeteri kadar vaktim ve gücüm var dedi.Duyar duymaz koşmaya başladım.Ben canımı kasapta bulmadım tamam mı?
Kapıların hepsini kilitledim ve kendimi dışarı attım,topluluğun içinde bunu yapamaz diye düşündüm ve halkın gittiği pazara doğru koştum.
Bacaklarım ağırmaya kalbim yerinden çıkacakmış gibi olmaya başladı.
Taşlar beni daha çok zorluyordu pazara yaklaştığımı anladım ve yere öylesine çöktüm.
Biri beni tuttu tabiki de Mark'tı başka kim yardımıma koşabilirdi.
Herhalde başım belada olunca telepati yöntemiyle anlaşıyorduk.
Bunları düşünürken onların hiç bir şeyden haberi olmadığını farkettim.
Kö..köpek sürüsü ge..gelmişti de dedim nefesim yetmiyordu.
Başım dönmeye midem bulanmaya başladı.Mark beni iyice kavrayıp tutmayı başardı.
Gel şurada otur dedi.Kıpırdayasım bile yoktu.Olduğum yere taşların üstüne oturdum.Angelina koşmaya başladı.
Biraz su içtikten sonra durumu abartmamayı, şu an ne kadar korksam da başım ağırsa da onlara bunu anlatmamayı düşündüm.
Angelina da gelmişti elinde bir kaç otla.
Bu otlar hayvanları insanlardan uzak tutar bir daha hiç bir köpek sana yaklaşamaz dedi
Tamam teşekkürler dedim gülümsemeye çalılırken.
Mavis dışarıda ne işin vardı ki? dedi diğer elimi tutarken.
A...alışveriş yapıcaktım akşam yemeği için s..sonra köpekleri görünce koşmaya başladım.O köpek Monica'ydı işte.
O zaman seni rahatlatıcak bir şey söyleyelim dedi Matt: Evi tuttuk en az burası kadar muhteşem ama mobilyalar biraz eski ama dedi.
Yarın taşınıyoruz ona göre bütün eşyalarınızı toplayın dedi Mavis.Güle oynaya eve gittik.
Koşmak için kendimi çok zorlamıştım tekrar başım dönmeye başladı.
Eve girince salondaki büyük koltuğa uzandım 24 saat uyuyabilirdim.Başım o kadar zonkluyordu ki artık çıldıracak gibi oluyordum.
Uyandığımda herkes eşyalarını hazırlamış salondaki diğer koltuklara geçmişlerdi.
Bir kaç tabakta sandiviçler vardı ama iştahım yoktu.O beni delirtmişti ilk defa bu kadar deli hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪Yeşil Sır▪
FantasySır#1#Işıklar söndü,alevler parlamaya başladı.Her şeyin bitmesi için bir kıvılcım yetecekti... "Nefes almıyor." Ellerim kana bulanmış bir şekilde öylece duruyordum.Midem bulanıyordu,kafamda sinir bozucu bir uğultu vardı. "Orada öylece oturamazsın,gö...