İyi o zaman hayatta mısın diye merak etmiştim de dedim bilekliği kulağımdan çekerken.
Nerede olduğumu sormayacak mısın?diye sordu.
Neredesin sorayım bari?dedim gülerek.
Lackock'a Hoşgeldiniz dedi gülerek.Tabelanın oradayım ahıra falan gittim.Senin küçüklüğün ne kadar tatlıymış kız dedi.Gülümsediğini hissedebiliyordum içimi ısıttığını da.
Niye şimdiki halimden belli olmuyor mu ne kadar tatlı olduğum?dedim imalı bir sesle.
Şimdi biraz cadısın ama her zamanki gibi.Şeker gibi aynı zamanda cadı gibi dedi
Tamam cadılar bayramı gibiyim o zaman dedim gülerek.Bir dakika konu ne ara buralara geldi biz neyin kafasını yaşıyoruz biz ne konuşuyorduk?
Gülerek;Sen neredesin tatlı cadım benim?dedi.
Ne biliyim ben savaşın ortasındayım galiba daha şimdiden 5 kişiyi öldürmüşümdür.Bunların bu kasabadan istedikleri ne?Aynı soruyu küçükken hep sormuştum.
Umarım bir an önce kurtulursun da buluşuruz sevgiliim dedi ve önce sen kapat muhabbetine hiç girmeyelim diyerek altını çizdi.
Zaten ben de hiç havamda değilim boşver başka zamana artık dedim ve bilekliği kapattım.
Burada en çok olan şey ne?Silah dükkanları.Silahlar.Mermi.Ateş.Yavaşça kitabın nerede olduğunu tahmin etmeye başladım.
Kasabaya doğru ürkek adımlarla yürüyüp kısa bir zamanda ulaştım.
Ateş kan enfeksiyonun ağır kokusunun yanında ne kadar kusmak istesemde kendimi tutup ağzımdan nefes almaya başladım.
Hiç kimse yoktu kasaba halkı ölmüştü silahlı adamlar daha ne kadar kişiyi öldürebiliriz diye düşünüyorlardır.
Gözüme ilk çarpan yer olan kocaman bir silah dükkanına girdim.
Büyük küçük ne varsa vardı.
Tabi bu dükkanın sahibi de öldürülmüş olmalı.Içeride bir şey aramaya çalıştım.Kitap defter herhangi bir şey.
Ama galiba hiç bir şey yoktu
Mermiler dışında.Kül rengi bir kapının ardında bir kutu vardı.Gizemli gizemli takılarak kutuyu açtım.Evet bir kitap ama Yeşil Sır değil.Başlık Brendon Cooper.
Bir dakika atladığımız bir detay vardı.
Brendon Cooper ünlü iş adamı.
Reklam ve inşaat şirketlerinin sahibi.Içini açıp okumaya başlayınca milyonlarca şey daha öğrendim.Boğularak ölmüş.
Ama hiç bir şekilde cesedi bulunamamış.Hiç kimse öldürmemiş.
Bu kadar gizemli bir ölümü olan bir iş adamıyla benim ne işim olur benim tek işim......Bam Bam Bam.Tekrar silah sesleri duyuldu.Tekrar hissettim ensemdeki soğukluğu.Silah büyük ihtimalle silahtı.
Biri;Ne işin var burada diye bağırınca ne yapacağımı bilemeden elimdeki kitabı yavaşça yere bıraktım.
Ya zaten ölmüşüm bir de böyle silah milah olmuyor abiler.
Tekrar kalpten götürceniz mi beni?Lütfen abicikler ben...ben Kral için geldim sizi buradan kurtarmak için.
Yani kısacası abiler hiç bir zaman yapamayacağım bir görev için.
Onlara yavaşça yüzümü döndüğümde tek gördüğüm karanlık oldu.Işıkları kim kapattı esprisi yapmıyacağım ölüyoruz burada.Tamam gözümü bağlamış olabilirler ama en fazla ne olabilir ki.
Ellerim bağlı değil.
Hemen yana bıraktığım kalın kitabı alıp kime gelmesi umrumda olmayan birine fırlattım.
Onlar onunla ilgilenirken gözümdeki bandı çıkartıp yanımdaki silahı kaptım.
Evet şimdi seril katil olacağım galiba 15 kişi ya bunlar.Tamam oyunu kurallara göre oyna asla adil davranma.Asla adil davranma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪Yeşil Sır▪
FantasySır#1#Işıklar söndü,alevler parlamaya başladı.Her şeyin bitmesi için bir kıvılcım yetecekti... "Nefes almıyor." Ellerim kana bulanmış bir şekilde öylece duruyordum.Midem bulanıyordu,kafamda sinir bozucu bir uğultu vardı. "Orada öylece oturamazsın,gö...