SON BÖLÜM

878 559 20
                                    

Üstünden bir ay geçti.Brendon'ı kurtarıp Kral'ı öldürmeyi başarmıştık.Ve işte o an anladım.Suyun olduğu yerde ateş de olmalıydı ya da ateşin olduğu yerde su.Su çok sakindir korkmaz çıldırmaz ve bütün gözyaşlarını içine saklar.Ateş tutkuludur alev alır bazen sinirlenmesi için küçük bir kıvılcım yeter.Ve birinin onu söndürmesi gerekir ve işte o bendim.Beni de birinin kızdırması intikam ateşiyle doldurması lazımdı ve o Mark'tı.

Buradan kurtulunca ilk iş bunları ona söyleyecektim.Ve buradan kurtulmamız için sadece bir kez daha kral'ı öldürmemiz gerekicekti.Her şey arrık daha yakındı.Yaşam gençliğim ve kahraman olma isteğim.

Ve bir de bu yolculuk bize büyük sırlar bırakmıştı.Hepsi belki acılı bir şekilde dökülecekti ama o zamanı beklemeden buradan kurtulmadan bu sırları ortaya dökmeliydik.Saklamanın anlamı yoktu olmamalıydı da.

Kral'ı öldürünce artık zaman dilimi de değişmişti.Brendon ünlü değildi ve ben de.Doğrusu bunu sevmiştim birilerinin yapmacık da olsa ilgi göstermesini.

Kısacası fakiriz...Bizim her zaman savaştığımız şeylerden biri şu an başımıza gelmişti.

Yesene Maria!Mavis'in sesiyle kendime gelmiştim.

Daha bir kaç gün öncesinde Brendon ve ben bir marketi basmıştık.

Aldığımız ise sadece kahvaltı ve yiyecekti.Insanları korkutmak zor olmuyordu.Sihir gösterisi Brendon'ın telepati yeteneği ve bazen aramıza Mark da katılırsa alev gösterisi.

Onları korkutmaya ve bize canavar gözüyle bakmalarına yetiyordu.Yine çaldıklarımızla dolu bir kahvaltı vardı.

Nihayet kahvaltı bittiğinde soğuk ve karlı bir günde ne yapılabilirse onu yaptık.Oyun oynamak.Ama bugünki oyun biraz farklı olsun istiyordum.Doğruluk mu Cesaretlilik mi?Hem sırları dökecek hem de eğlenecektik.

Herkesi masaya topladık.Bildiğiniz gibi biz daha çocuğuz ne kadar elimiz kanlı da olsa hala küçücük bir çocuğuz ve o küçük çocuklar hiç büyümeyecek.

İlk ben çevirdim.Mark cevap ben soru.

Doğruluk mu cesaretlilik mi?diye fısıldadım.

Doğruluk! dedi.Ben olsam cesaret derdim çünkü benim sırlarımı bilmek istemezsiniz.

Tamam dedim ve soruyu yapıştırdım;Otelde gördüğümüz kız kimdi?

O da kendinden emin ve soğukkanlı bir şekilde;Brendon'a sor dedi.

Ben sana soruyorun dedim.

Süre doldu dedi Brendon.

Ya bir susun diyerek şişeyi eline aldı Angelina."Böyle başlayacaksak hiç oynamayalım" diyerek şişeyi masaya koydu ve çevirdi;Mavis soru Brendon cevap.

Doğruluk mu cesaretlilik mi?dedi Mavis bağdaş kurarken.

"Doğruluk"dedi Brendon.

Bizi neden orada bırakıp gittin? dedi.

Nerede?dedi Brendon.

Burada soruları ben sorarım dedi Mavis.

Süre doldu dedi Mark gülerek.

Kimse cevap vermiyor ki bu nasıl oyun?Galiba biz hiç bir oyunu kurallarına göre oynayamıyoruz.Hayat oyunu gibi.

Tekrar çevirdik.Ben cevap Brendon soru.

O soru sormadan;Cesaret dedim.

O zaman soruyorum dedi;

Doğruluk demedim dedim gözlerimi devirerek.

Doğruları söylemek de cesaret istemez mi?dedi.Edebiyat öldü işte şimdi....

Kurallara aykırı ama olsun dedim.

Daha doğrusu sana bir şey itiraf etmeliyim dedi.

Ne?dedim meraksız bir sesle.

Hani şu öldürmemiz gereken kral var ya hani bir daha öldürürsek yok olucak olan kral.O senin baban.

Galiba herkes her şeyi yeterince itiraf etmişti.Tam zamanında Yeşil Sırlar Siyah Alev'e dönüşmeden.Belki de acıtıyordu ama ben bununla savaşmaya hazırdım












▪Yeşil Sır▪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin