İYİ OKUMALAR....💜🙆
Yanımda kıpırdanma hissettiğimde hemen bakışlarımı Sang Ho ve Min Jee'den çekip Yoongi'ye yönelttim. Yüz ifadesinden şuan ki ortamdan fazlasıyla rahatsız olduğunu anlayabiliyordum. Kafeden çıkmak için hamle yaptığı sırada elinden tutup her zamanki oturduğumuz masaya, Sang Ho ve Min Jee'yi karşımıza alacak şekilde oturmasını sağladım.
Biz oturur oturmaz Jimin ve Hoseok'ta karşımıza oturdu. Yoongi'ye baktığımda gitmek yerine burada kaldığım için anlamaz bakışlarla bana bakıyordu. Sandalyemi iyice Yoongi'ye yaklaştırıp her zamankinden biraz daha yüksek bir ses tonuyla konuşmaya başladım.
''Ee sevgilim ne içiyoruz?''
Gündüz vakti olduğu için kafe çok kalabalık değildi bu yüzden sesim net bir şekilde her tarafa duyuluyordu. Kısa bir süre sonra göz ucuyla Sang Ho'ların masasına baktığımda ikisininde şaşkın şaşkın bizim masaya baktığını fark ettim.
Yaptığım şeylerin bilerek yapıldığını anlamasınlar diye onları görmemiş gibi yapıyordum. Yoongi amacımın ne olduğunu anlamış olacak ki başını eğip gülmeye başladı.
''Çok fenasın Eun Mi.''
''Hep onlar mı fena olacak?''
Beni başıyla onaylayıp garsonu yanına çağırdı ve hızlı bir şekilde siparişleri verdik. Neredeyse iki dakikada bir Yoongi'nin sandalyesini kendime doğru çekiyordum ve oda gülmemek için kendini zor tutuyordu. Jimin ise garip bakışlarını üzerime dikmiş dik dik bana bakıyordu.
''Olan var olmayan var gözümün önünde flört etmeyin bari.''
Hoseok Jimin'in koluna vurup beni yormadan cevap verdi.
''Sang Ho ve Min Jee'yi gıcık etmeye çalışıyor, birazcık dayan.''
Başımla Hoseok'u onaylayıp dudaklarını büzmüş şekilde bana bakan Jimin'e gülümsedim. Bu gün markette tanıştığı kızla arasına girdim diye huysuzluk yapıyordu ama hak etti.
Yoongi ile sandalyelerimiz birbirine değdiğinde elimi beline sarıp göğsüne başımı yasladım. Bu sefer göz ucuyla değil açık açık Sang Ho ve Min Jee'ye baktığımda ağzı açık bize baktıklarını gördüm.
Yoongi geldiğimizden beri hiç başını o yöne çevirmemişti, sanki yoklarmış gibi davranıyordu ama ben öyle yapamayacağım. Elimi masanın altına sokup Yoongi'nin bacağına dokunduğumda Yoongi elimi tutup kahkaha atmaya başladı.
''İyi alıştın sende.''
''Ne yapayım rahat duramıyorum.''
Jimin içtiği limonatasını tükürüp öksürmeye başladı, Hoseok ise sırtına vurarak yardım etmeye çalışıyordu. Jimin kendine geldiğinde peçeteyle ağzını silip şaşkın halde bana bakmaya başladı.
''Yuh! Sang Ho'dan intikam almak bahane bence, birbirinizi yiyeceksiniz neredeyse.''
Önümdeki peçeteyi buruşturup Jimin'in yüzüne doğru attım.
''Kıskanma bu kadar.''
''Hı tabi kısmetimi kapat sonra kıskanma de oh ne güzel.''
Yoongi kendini tutamayıp kahkaha atmaya başladı.
''Bütün huysuzluğunun sebebi belli oldu, marketteki kız yüzünden.''
Hoseok'ta Yoongi'ye katılıp kahkaha attığı sırada Jimin Hoseok'un koluna vurup sinsice gülmeye başladı.
''Şimdi bol bol gül, malum senden de intikam alacak.''
Jimin'in söylediği şeyle Hoseok gülmeyi kesip dudaklarını büzdü. Bunların bu halleri çok hoşuma gidiyordu, hepsi o kadar tatlı ve iyiler ki anlatmaya kelimeler yetmez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Side School /Min Yoongi (Tamamlandı)
FanfictionSonunu düşünmeden söylenilen bir yalan insanın hayatını nasıl etkiler? "Iyi mi ? kötü mü ?"