İYİ OKUMALAR....💜🙆
Dudaklarımız ayrıldığında ikimiz de nefes nefese kalmış birbirimize bakıyorduk. Açıkçası bunu beklemiyordum zaten sarılmasını bile beklemiyorken öpmesini beklemek saçma olurdu. Yoongi'ye hala kızgındım, bu yüzden hızla yerde ki çantamı aldım ve evden çıkmak için kapıya yöneldim. Arkamdan geldiğini fark ettiğimde olduğum yerde durdum, yüzüne baktım.
''Bugün daha fazla konuşmak istemiyorum.''
''Saat çok geç oldu Eun Mi. Taksi ile uğraşma bari eve ben bırakayım.''
''Gerek yok Yoongi.''
Bir şey demesini beklemeden kapıyı çarpıp evden çıktım. Tamam beni bırakmadığı için mutluydum ama bana zarar verdiğini düşünüp ayrılmak istemesi ki bana sormadan, fazlasıyla canımı yakmıştı. Sadece eve gidip hiçbir şey düşünmeden uyumak istiyordum.
Telefonumu çıkarıp taksiyi çağıracağım sırada elimden telefonumun çekilmesiyle arkamı döndüm. Jimin telefonumu kapatıp bana geri uzattı ve elinde ki araba anahtarını salladı.
''Bu saatte seni tek başına yollar mı sanıyorsun yürü hadi.''
Jimin'in gülümsemesine karşı zoraki bir tebessüm edip arabaya bindim. Arabayı çalıştırıp hareket ettiğinde bir yandan yola bir yandan da bana bakıyordu.
''İyi misin?''
''Bu günü atlatırsam daha iyi olacağım.''
Jimin derin bir nefes alıp tekrar bana baktı.
''Yoongi ile bazı geceler oturup konuşuyoruz. Bu temas olayına kadar dert ediyor, seni rahatsız ettiğini düşünüyor. Birde şu annesi Yoongi'nin bütün dengesini alt üst ediyor. Kısacası seni bu kargaşanın ortasına çekmek istemiyor. Ayrılmak istemesinin sebebi seni sevmediğinden falan değil, sende biliyorsundur zaten.''
Başımı sallayıp mırıldandım. ''Biliyorum.''
Yol boyunca camdan dışarı bakıp Yoongi'yi düşündüm. Bizim ilişkimizin kolay olmayacağı baştan belliydi zaten. Yu Jin olsun Min Jee olsun bizim için hep bir engeldi ama biz bunları göze alarak sevgili olduk, şimdi bunca şeye göğüs germişken vazgeçmeyi kendime yakıştıramazdım, o yüzden Yoongi'nin kapısına kadar gidip uğraşmıştım.
Araba durduğunda düşüncelerimi bir kenara bırakıp etrafıma baktım, eve gelmiştik. Jimin'in omzuna dokunup tebessüm ettim.
''Hoseok'la beraber onu yalnız bırakmayın. Kendisini suçlu hissetmesin.''
Jimin 'Tamam' anlamında başını sallayıp gülümsedi. Arabadan inip kapıya geldiğim de salonun ışığının yandığını fark ettim. Tae beni çok merak etmiş olmalı.... Anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açacaktım ki Tae benden önce davrandı ve içeri geçmem için eliyle salonu işaret etti. Yavaş adımlarla salona geçtim ve kendimi tekli koltuğa atıp yayıldım.
Kapının kapanma sesini duyunca derin bir iç çektim. Tae karşımda ki koltuğa oturup dik dik bana bakmaya başladı.
''Nerelerdesin Eun Mi? Şu telefonuna niye bakmıyorsun sen?''
''Gerçekten çok kötü bir gün geçirdim, sonra konuşsak olmaz mı?''
Ayağa kalkıp yanıma yaklaştığında kolumdan tuttu ve beni ayağa kaldırıp sıkıca sarıldı.
''Bundan sonra haber ver bana.''
''Tamam.''
Başımı sallayıp aynı şekilde bende Tae'ye sarıldım. Biraz öyle durduktan sonra kolunu omzuma attı ve yukarı çıkmak için beni çekiştirdi. Odama geldiğimizde Tae, yatağıma girene kadar bekledi ve ben yatınca çıkmak için kapıya yöneldi. Aslında Tae'yi böyle merakta bırakmak içten içe kendimi çok kötü hissetmemi sağlamıştı. Benim için bu kadar endişelenmişken hiçbir şey anlatmamak olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Side School /Min Yoongi (Tamamlandı)
Fiksi PenggemarSonunu düşünmeden söylenilen bir yalan insanın hayatını nasıl etkiler? "Iyi mi ? kötü mü ?"