Anneannemgil gelince ev biraz daha ev halini almıştı. En azından her yerde karton kutular yoktu.
Dün akşam annem ile beraber odamı yerleştirmiştik bu yüzden oyuncaklarımla oynayabiliyordum. Araba kutularımı halının üstüne koydum ve kapaklarını açıp bütün kutuları yere döktüm. Arabalar benim için vazgeçilmezdi.
Tüm arabalarımı renklerine göre dizip araba satıcısı oldum. Arabayla gelen insanlara istedikleri renkte yeni bir araba satıyordum. Ben oyuna dalmış giderken çalan kapımı bile duymamıştım.
" Jimin, bak kim geldi?" annemin sesini duymamla beraber kafamı kapıya çevirdim. Jungkook, elindeki tepsiyle bana bakıyordu. " Selam Jimin."
" Selam Jungkook." annem, Jungkook'un omuzlarından tutup yanıma getirdi ve odamdan çıktı. Hala ayakta dikilen Jungkook'a baktım." Otursana."
Sanki bunu dememi bekliyormuşçasına elindeki tepsiyi dikkatlice yere koyduktan sonra kendisi de yere oturdu." Ne kadar çok araban varmış."
Gözlerini büyültüp arabalarımı izlerken yüzünü inceledim. Tatlı ve sevimli bir yüzü vardı. Burnundaki ben ise krema üzerindeki kiraz gibi duruyordu. ( Dediğim gibi hikaye ilk önce vmindi dmdkfkldlsşx)
" Evet. Oynayalım mı?"
"Olur."
***
Biraz araba oynadıktan sonra sıkılmış ve yatağımın üzerine oturmuştuk.
" Jimin, biz arkadaş mıyız?"
Birden sorduğu soru karşısında afallamıştım. " Elbette arkadaşız, Jungkook."
Gülümserken kısılan gözlerine baktım. Beni de gülümsetmişti. Ayrıca yeni farkettim ama gülümseyince gamzeleri çıkıyordu.
Gülümsemeye devam ederken işaret parmağımı yanağındaki çukura bastırdım. Gülümsemesi yavaş yavaş solarken parmağımı geri çektim. Yanlış bir şey yapmıştım sanırım. Gözleri dolmaya başlarken yataktan indi ve kapıya yöneldi. Kapı kulpunu aşağıya indirecekken kolundan tuttum ve gitmesini engelledim.
" Noldu Jungkook? Yanlış bir şey mi yaptım? Lütfen gitme." aklıma babam geldiği için gözlerim dolarken kafasını bana çevirdi. " B-ben annemi hatırladım Jimin. O da bana hep öyle yapardı. Bana onu hatırlattın." ağlamaya başlayınca kolundan çekip sımsıkı sarıldım.
" Ö-özür dilerim Kook. B-ben bilerek yapmadım. Ö-özür di-"
Konuşmaya devam ederken parmağını dudağıma koydu. " Sorun Değil Jiminie. Senin bir s-suçun yok. " beni çekip kollarına almasına izin verdim. İstemeden de olsa kalbini kırmıştım ve gönlünü almak istiyordum.
" R-resim çizelim mi? "
Gözleriyle beni onayladıktan sonra ikimize de kağıt çıkardım ve boya kalemlerini ortaya döktüm.
" Ne çizeceksin Jimin?"
Ne çizeceğimi bilmiyordum. Bu yüzden etrafa bakınmaya başladım. Belki çizecek bir şeyler bulabilirdim.
" Hmm... Ah buldum! Papayat çizicem ben."
Gülmeye başlayınca neden güldüğünü sormadım. Çünkü yanlış söylediğimi söylüyordu. Ama doğrusu papayattı. Asıl o yanlış biliyordu.
" Peki, ben de Papayat çizicem o zaman."
Gözlerimi bir anlık ona doğrultsam da dalga geçtiğini düşünüp tekrar kağıdıma döndüm ve papayatlarımı çizmeye başladım.
İkimizde resimlerimizi çizerken birden ayağa kalktım ve bir süre ayakta dikildim. " Kookie benim tuvalete gitmem gerek. "
Kafasını kaldırdı ve bana baktı ben ise hala put gibi önüne bakmaya devam ediyordum. " Pekala Jimin, Git."
Hızla odadan çıktım ve tuvalete gittim. Ah çok gelmişti. Tabii o son dilimi yemeyecektim. Of Jungkook ve kekleri...
Zorlu dakikalar sonucunda kakamı yapmıştım. " Anneee!"
" Anneee!" annem beni duymuyordu. Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlarken kapı tıklatıldı. " Jimin noldu, iyi misin?"
" Jungkook annemi çağırır mısın? Beni duymuyor."
" Tamam, bekle." mecbur bekleyecektim zaten.
Birkaç dakika sonra kapım tekrar tıklatıldı." Jimin, anneni hiçbir yerde bulamadım. Markete falan gitti sanırım."
" Ne! Nasıl bulamadın Jungkook. Ben napıcam şimdi? "
" Kendin temizleyemiyor musun? "
Pekala, mantıklı bir soruydu. "Hayır. Kolum yetişmiyor Jungkook. B-ben yapamıyorum." sesim ağlamaklı çıkmıştı. Tüm gün burada oturup annemi beklemek istemiyordum. Neden bize dememişti ki gidiyorum diye.
" İstersen ben temizleyebilirim Jiminie."
Eline kupası verilmiş şampiyonlar kadar mutlu olmuştum. Ama hesaba katmadığım bir şey vardı. " Ama ben utanırım kii..."
" Utanmana gerek yok Jiminie. İkimizde erkeğiz sonuçta. Şimdi içeri giriyorum." tam ağzımı açıp hayır diyecekken içeri girmişti. Sorun şeyimi görmesi değildi zaten. Altımı temizlerken benden tiksinmesini ve benden uzaklaşmasını istemiyordum.
" Jungkook. Yapmak zorunda değilsin. Benden iğrenmeni istemiyorum. "
Yanıma geldi ve çenemden tutup indirdiğim başımı nazikçe yukarı kaldırdı. " Senden asla iğrenmem Jimin. Şimdi kalk ve eğil."
Dediği gibi yaptım. Kalktım ve üst vücudumu yere doğru eğdim. Utançlık tüm vücudumu esir almıştı. Daha önce bu kadar utandığımı hatırlamıyordum.
" Bitti Jiminie. Giyinebilirsin." sifonu çekerken bende üstümü giyindim.
" T-teşekkür ederim Jungkook."
" Önemli değil. Şimdi ellerimizi yıkayıp resim yapmaya devam edelim."
***
" Ben bitirdim Jungkookiee." kağıdı havaya kaldırdım ve yaptığım şahesere baktım. Gerçekten çok güzel olmuştu.
" Ben de bitirdim şimdi." o da kağıdına baktı ve kağıdını bana uzattı. Ben de kendi kağıdımı ona uzattım ve birbirimizin yaptığı resimlere baktık.
" Bu çok güzel olmuş Jungkook."
" Seninki de Jimin."
" Hayır seninki daha güzel olmuş bir kere."
" Hayır bence seninki daha güzel."
" Seninki dedim." ayağa kalktım ve Jungkook'un üzerine yürüdüm. " Peki peki benimki daha güzel." gülümseyip geri yerime geçecekken kolumdan tuttu ve yanına oturttu.
" Bir öpücük versene Jiminie~"
" Neden? "
" Çünkü altını sildim. Bir ödülüm olmayacak mı?" dudaklarını büzmüş masum hamsterler gibi bana bakıyordu. " Haklısın. Tamam o zaman ama sadece bir tanecik bak."
" Tamam tamam sadece bir tanecik."
Jungkook'a yaklaşmaya başladım. Dudaklarım yanaklarına yaklaşırken kalbim git gide hızlanıyordu. Yanakları arasında az bir mesafe kalınca dudaklarımı büzdüm ve kendimi hazırladım. Tam öpecekken başını bana doğru çevirdi ve ileri atılıp dudaklarımızı birleştirdi.
Hemen kendimi geri çektim. " Sen ne yapıyorsun!"
" Babaannem birbirlerini dudaklarından öpen insanların birbirlerini daha çok sevdiğini söylemişti..."
Çok tatlı değiller mi ya yazarken feels geçiriyorum umarım sizde geçiriyorsunuzdur ağağağağaağağ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSTOİRE | Jikook
Fanfiction"Hey! Çek o ellerini papatyalarımdan!" ... " Papayatların için üzgünüm. Sadece anneme sürpriz yapmak istemiştim." "S-sen az önce Papayat mı dedin?" " Evet. Ne var bunda? " " O Papayat değil Papatya."