XI| Sadece benimsin.

2.5K 235 92
                                    

" J imin buraya gel tatlım. Taehyung geldi."

Annemin seslenmesiyle banyodaki işimi yarıda bırakıp aşağıya indim. Kimin geldiğini duymamıştım ama benim için gelen birisi varsa onu bekletmek ayıp olurdu.

Aşağıya inerken merdivenlerden kimin geldiğine baktım. Gelen kişi Taehyung'tu ( teyung mu yoksa teyang diye mi okunuyor cidden sürekli karıştırıp duruyorum. Bilen birisi yazsın lütfen . Şimdiden teşekkürler devam edebiliriz dkdkkdldldfldl)

" Hoşgeldin Taehyung." Taehyung'la çok konuşmazdık. Çocukken sürekli oyunlar oynasak da büyüdükçe aramız açılmaya başlamıştı.

"Hoşbuldum Jimin. Dışarıya çıkalım mı? Bir şeyler yeriz." Kafasını yana eğip sormuştu. Böyle çok şirin görünüyordu. İstesem de hayır diyemezdim.

"Olur çıkalım. Ama bekle biraz, hazırlanıp geliyorum." Kafasıyla onayladıktan sonra içeri geçip koltuklardan birine oturdu. O, koltuğa otururken hızla merdivenlerden çıkıp odama gittim. Üstüme bir kot pantolon ve beyaz bir t-shirt geçirdikten sonra saçımı düzledim. Cebime telefon ve cüzdanımı da koyduktan sonra hazırdım.

" Hazırımm. Çıkabiliriz." Aşağıya inerken söylemiştim. Bir süre beni süzdükten sonra ayağa kalktı. " Biz çıkıyoruz anne!"

Annemden onaylama sesleri duyduktan sonra evden çıkmıştık. " Güzel olmuşsun Jiminie." Başımı çevirip ona baktım. Bugün garip davranıyordu.

" Teşekkür ederim." Gülümsedikten sonra önüme döndüm. İltifat almaya alışık bir insan değildim bu yüzden biraz utanmıştım.

"Aslında sana mektup hakkında bir şeyler söyleyeceğim. Bu yüzden seninle buluşmak istedim. Ve bugün o mektubu yazan kişi-"

Kolumdan tutulup çekilmem yüzünden Taehyung'un sözü yarıda kalmıştı. Başımı sola çevirip kimin beni çektiğine bakınca gördüğüm kişi beni pek de şaşırtmamıştı. " Jungkook? Burada ne işin var?"

Beni kendine daha fazla çekip Taehyung'dan uzaklaştırdı. " Asıl senin burada ne işin var?" Gözleri ile bana baskı yaparken yutkundum ve kolumu çekmeye çalıştım.

" Çocuğu rahat bırak Jungkook. O benimle." Derin bir nefes verirken söylemişti bunları Taehyung.

Kolumu tekrar çekmeye çalışırken Taehyung'a ters bir bakış attı ve gittiğimiz yerin tersine doğru yürümeye başladı. Hâlâ kolumu tuttuğu için mecburen bende onunla yürüyordum. " Bırak beni Jungkook. Taehyung'la gideceğim."

Kolumu daha çok sıktı ve derin bir nefes alarak yürümeye devam etti. Nedense çok sinirliydi ve onun siniri bana da bulaşıp beni de sinirlendiriyordu. " Sana. Beni . Bırak. Dedim!"

Daha hızlı yürümeye başladı ve evlerinin önüne geldiğimizde cebinden anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Beni eve fırlattıktan sonra kendisi de içeri girip kapıyı kapattı. Aniden beni içeri attığı için dengemi kaybedip yere düşmüştüm. Cidden neden böyle davrandığını anlamıyordum ve böyle davranması gittikçe sinirimi arttırıyordu.

" Sana onunla konuşmamanı söylemiştim! Ve sen beni kâle bile almayıp onunla birlikte dışarıya çıkıyorsun!"

Kapıya yumruk attı ve karşımda ileri geri yürümeye başladı. Şuan çok korkunç görünüyordu. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. " Sadece buluşmak istedi Jungkook! Abart-"

" Onunla. Buluşmayı geçtim konuşmayacaksın bile Jimin!"

Yerden kalktım ve karşısına geçip işaret parmağımı havada sallamaya başladım. " Bana emir veremezsin! Kiminle istersem konuşurum hatta buluşurum. Sen, buna karışamazsın Jeon Jungkook!"

İkimizin de artan sesleri doğrudan kalbime gidiyordu. Onunla ilk defa bu kadar ağır bir şekilde kavga ediyorduk. Normalde birimizin sesi biraz yükselsin diğerinden hemen özür diler gönlünü alırdı. Ama bu sefer... İkimizde hiçbir şey yapmıyor tartışmaya devam ediyorduk.

"Demek sana karışamam? Ha!" Omuzlarımdan itti ve tekrar yere düşmemi sağladı. Ardından üstüme çıkıp yakalarımdan tutup yüzümü kendine çekti. " Şuan sana vurmuyorsam sana olan sevgimden Park Jimin. Ve sen bu sevgi sınırlarını zorluyorsun!"

Ellerini yakamdan çekmeye çalıştım. Gözlerim dolmuştu. Sinirlenince direkt ağlıyordum. " S-senden n-nefret ediyorum." Burnumu çektim ve akan gözyaşlarımı silmeye çalıştım. Yakamdaki eli gevşemiş ve vücudumu tamamen yere yatırmıştı. Elleri başımın iki tarafında sabitlenirken hala akan gözyaşlarımı silmeye çalışıyordum.

" Özür dilerim." Üstüme oturdu ve ellerimi yüzümden çekti yavaş yavaş. Gözyaşlarımı tek tek sildi. " Çok üstüne gittim özür dilerim."

Elleri belime gitti ve üst vücudunu serbest bırakıp üstüme düştü. Kollarıyla belimi sıkarken sarılmaya çalıştığını anlamıştım. Kendi kollarımı onun beline sardım ve daha rahat sarılmasını sağladım. Her ne kadar kalbimi kırmış olsa da annemden sonra en değer verdiğim kişi şuan üstümde yatan kişiydi.

Başı yanağımın üstünde olduğu için gözlerini kırparken kirpikleri yanağımı gıdıklıyordu. Gülmemek için dudaklarımı bastırırken yüzünü bana çevirdi. Bu kısa zamanda dudakları çeneme sürtünmüş ve yutkunmamı sağlamıştı.

" Beni asla bırakma Jimin."

"Bu da nereden çıktı?"

" Biraz bencilce gelebilir ama senin başkalarıyla konuşmanı istemiyorum. En çok da Taehyung ile."

Ellerimi saçına çıkardım ve okşamaya başladım. " Neden?"

Gözlerini gözlerimden çekerken derin bir nefes aldı. " Çünkü seni kıskanıyorum Jiminssi."

Gülümsedim . " Ama senin hoşlandığın bir kız var Jungkookssi, onu kıskanman gerekmez mi?"

Başını kaldırdı ve kaşlarını çattı. Neden birden sinirlendiğini anlamamıştım." Onu karıştırma. Onu da kıskanıyorum."

" Ama sen birini seviyorsun ve onu kıskanıyorsun peki ben niye kimseyle konuşamıyorum. Haksızlık değil mi bu?"

Üstümde doğruldu ve tekrar kucağıma oturup beni de oturur pozisyona getirdi. Şuan çok değişik ve olmaması gereken bir pozisyondaydık.

" Değil Jimin. Sen sadece benimsin. Sadece benim..."




Mektubu yazan kişi hala ortaya çıkmadı. Acaba kim?

HİSTOİRE | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin