XXII|Şans Vermek.

1.7K 175 12
                                    

A tıldığım yataktan kalkmaya çalışırken Jungkook üstüme çıkmış ve beni yeniden yatırmıştı.

" Sana olan sevgimi bildiğin halde nasıl onu öpebilirsin? Bana verdiğin değer gerçekten bu kadar mı Jimin?"

Ellerini başımın iki tarafına sabitlerken kalbimi kıran bu sözleri söylemişti. Ona olan sevgimi , ona verdiğim değeri göremeyecek kadar kördü bana karşı.

Bana açılması üzerinden yıllar geçmişti. Onun yüzünden yıllardır kimseyle takılmamış, arkadaşlık bile kurmamıştım. Sırf o üzülmesin diye ben, bana gelen herkesi bir kenara itmiştim.

Jungkook'u seviyordum. Jungkook'u çok fazla seviyordum ama bu sevgi arkadaşlıktan fazlası mıydı işte aklımı karıştıran konu tam olarak buydu. Daha önce birine aşık olmadığım için aşkın tanımı neydi bilmiyordum. Bu duygular benim için bilinmeyen dosyaydı.

İçimdeki duyguların adını koyamadığım için üzülüyordum. Hem ben üzülüyordum hem de içimdeki bilinmezlik yüzünden Jungkook'u üzüyordum.

" Jungkook sana ne kadar değer verdiğimi tahmin bile edemezsin. Neden böyle konuşarak ikimizi de üzüyorsun?"

Gözlerini kapattı ve sırıttı. Sanırım sakinleşmeye çalışıyordu.

" Bana değer verseydin eğer Taehyung'u değil beni öperdin. Yıllardır seni sevdiğim halde bir kere bile öpmediğim dudaklarını başkasının öpmesi nasıl hissettiriyor biliyor musun?"

İşte bu durumda ben de sinirlenmeye başlıyordum. Bilerek onu öpmüşüm gibi davranıyordu. Jungkook hep böyleydi. Bir şey mi oldu; daha o şeyin neden öyle olduğunu sormadan yalnızca gördükleri üzerine yorum yapar ,insanları kırıp azarlardı.

" Taehyung'u ben öpmedim. Saçma teoriler uydurup sinirimi bozma."

"Gördüklerime mi inanayım sana mı? Bildiğin çocukla-"

" Taehyung beni zorla öptü. "

Kolay kolay insanların sözünü kesmezdim ama daha fazla dayanacak sabrım kalmamıştı. Zorla öpülmüştüm ve bunun için azar yiyordum.

"Demek zorla öptü?"

Başımı aşağı yukarı salladım. Konuşacak gücüm kalmamıştı artık. Haklı olduğum halde haksız olan olarak gösterilmekten bıkmıştım.

Kollarını kırdı ve dirsekleri üzerinde üstümde durmaya başladı. Ani yaklaşımı yüzünden şaşırmıştım ve kendimi geriye götürmek istemiştim lakin geriye gidecek bir yer yoktu.

" O halde ben de zorla öpsem sorun olmaz değil mi?"

Daha cevap dahi veremeden dudaklarıma yapışmıştı. Taehyung gibi öpmüyordu. Hırsını çıkarır gibi, haddini bil dermiş gibi öpüyordu. Sertti.

Ona karşılık bile vermediğim halde öpmeye ısrarla devam ediyordu. Böyle yaparak beni elde edeceğini düşünse de bu davranışları yüzünden Jungkook'tan uzaklaşıyordum ama ne yazık ki bundan haberi bile yoktu.

Gözünü saran hırsı yüzünden duygularıma ve düşüncelerime önem vermiyordu. Beni hırsı adına öpüyordu, canımı yakıyordu.

Nefes nefese kalınca dudaklarımdan ayrılmış ve gözlerini gözlerime çıkarmıştı. Bakmak istediğim en son yere bakarken kalbimin daha çok kırıldığını hissedebiliyordum.

Diğer tüm insanlar gibi olmuştu. Hırsını, sevgisinden önde tutuyordu.

Boş bakan gözlerime bakarken neler düşündüğünü merak etmiştim. O beni merak etmese de ben onun düşüncelerini hala merak ediyordum. Belki de hata bendeydi.

Boş bakışlarımız ardından ellerini bluzumdan açık kalan yere götürmüş ve okşamaya başlamıştı. Dudakları tekrar bana yaklaşmaya başlarken durdurdum onu.

" Dur."

Beni duymasıyla, dudaklarımız arasında milimler kala durmuştu.

" Daha fazla yapma."

Ağlamamak için kendimi çok fazla kasıyordum. Ağlamayı sevmiyordum, özellikle bir insan karşısında.

Dediğim gibi daha fazlasını yapmamıştı, durmuştu. Ellerini karnımdan çekip yataktaki boş yere oturmuştu.

İkimizden de ses çıkmaması ortamı daha çok germişti. Ne o konuşuyordu ne de ben. Konuşacak yüzü kalmış mıydı bilmiyorum ama ilk konuşan kişi ben olmayacaktım.

Haklı olan kişi bendim. Özür işitmesi gereken kişi bendim.

"Yine, her şeyi batırdım değil mi?"

Ağlamaklı çıkan sesi ile bakışlarım ona dönmüştü. Çekip gitmesini ya da en azından başka şeyler söyleyip durumu düzeltmesini beklerken ağlayacağı aklımın ucundan bile geçmezdi.

" Her zaman olduğu gibi yine her şeyi batırdım elbette."

Kalkıp ona sarılmak gibi bir düşünce geçmişti aklımdan ama elbette hemen atmıştım bu düşünceyi kafamdan.

Gözleri uzaklara dalmışken elinin altındaki pikeyi sıkmıştı. Uzandığım yerden onu izlemeye devam ediyordum. Kalkıp belki de yanına gidip ona yardımcı olmalıydım ama hayır bu sefer bunu yapmayacaktım. En azından bir sefer de olsa kendi duygularımı düşünecektim, kendimi düşünecektim.

Başını bana çevirdi ve gözlerini yavaşça bana çıkardı. " Özür dilerim. Verdiğim tüm rahatsızlık için, kalbini kırdığım her an için..."

Yutkundu ve biraz düşündükten sonra konuşmaya devam etti. " Sen benim için çok özelsin Jimin. Daha çocukluktan beri. Papatyalarımı kopardığın günden beri çok özelsin. B-ben sana her zaman çok değer verdim. Sen papatyalarımı koparacak kadar çok sevdiğin için sen geldikten sonra onlarla daha çok ilgilendim. Doğrusunu bildiğim halde sırf sen onlara papayat dediğin için ben de papayat demeye başladım."

Gülümsedi. " Neden biliyor musun? Çünkü senin yanlışların bile çok güzel Jimin. Tıpkı sen gibi."

Göz yaşlarım daha fazla dayanamamış ve birkaç tanesi düşmüştü istemeden.

" Ben, seni gerekirse sonsuza kadar beklerim Jimin. Senin gelmeyeceğini bilsem bile beklerim çünkü konu sen olunca beklemek de güzel. "

Akan birkaç damlayı elimin tersiyle silerken Jungkook burukça gülümsemiş ve gözlerimin en içine en derinine bakmıştı.

Göz yaşları akmaya devam ederken hızla gözlerini kaçırmış ve silmişti. Yataktan yavaşça kalkarken elleri hala yüzündeydi. Akmaya devam eden göz yaşları kalbime saplanıyor gibi hissetmiştim o an.

Benim için ağlayan, beni sevdiği için ağlayan biri vardı karşımda. Ben ise hala öküz gibi yatakta uzanıyor ve onu izliyordum.

Az önceki sinirim tamamen geçmişti. Bu nasıl olmuştu bilmiyorum ama Jungkook'un üzerimdeki etkisi böyleydi işte. Aynı anda üzüp, mutlu edebiliyordu.

"Ah sanırım artık gitmeliyim. "

Elleri kapıyı açmak üzere anahtara giderken hızla yataktan kalktım ve arkasından sarılıp başımı omzuna yasladım.

Jungkook'u seviyordum. Arkadaştık, belki arkadaştan öte duygular hissediyordum onun için ama her ne olursa olsun onu seviyordum.

Bu duygularımı onun sayesinde daha iyi anlayacaktım. Ona aşıksam onun aşkıyla öğrenecektim. Ona bir şans verecektim ,bizim için.

"J-jimin..."

Bana dönmesine izin vermeden konuştum. " Şans verelim Jungkook. Bizim için bir şans verelim. Bana aşkı öğret. O aşkı sana göstereyim..."











Ve sonunda bu bölümü yazabildim... Benim için ve hikaye için önemli bir bölümdü ve sürekli nasıl yapmam gerektiğini düşünüyordum. Fena olmadı sanki hm?

HİSTOİRE | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin