" Jimin!"
"Efendim anne!"
" Yanıma gelsene hayatım, misafir var."
Çalışma masamdan ayrıldım ve annemin yanına gittim. Aklım yarım kalan boyama kitabımda kalsa da yapacak bir şey yoktu. Gerekirse annem beni odamdan alıp zorla içeriye götürürdü.
Salona girdim ve annemin karşısında oturan kadına ve yanındaki çocuğa baktım. Çocuk yanılmıyorsam benim yaşlarımdaydı. Anneme baktım ve gözlerimle onların kim olduğunu sordum- annemle gözlerimizle sohbet bile edebilirdik, o derece ustalaşmıştık.
" Jimin, bu Yeon teyzen. Karşı evde oturuyorlar. Yanındaki ise Taehyung. Taehyung bak bu da Jimin. Tanışın bakalım."
Annemin sırtımı dürtüklemesiyle adının Taehyung olduğunu öğrendiğim çocuğun yanına gittim ve elimi uzattım.
" Merhaba, ben Jimin." elimi tutarken gülümsedi.
" Bende Taehyung. Memnun oldum.
Elimi çektim ve bende gülümsedim. " Odama gidelim mi?"
" Oluur. "
Ben önden o da arkamdan odama doğru gidiyorduk. O utandığı için bende ona daha ısınamadığım için ikimizde konuşmuyorduk.
Odama varınca içeri girmesini bekledim ve içeri girince kapıyı kapattım. Bir süre boş boş birbirimize baktıktan sonra dolabımın yanındaki oyuncak kutusunu aldım ve odanın ortasına getirdim.
" Oyuncak oynayalım mı?"
" Oluur."
Bir süre oyuncak oynadıktan sonra sıkıldım ve yatağımın üzerine yattım. Oyuncak oynamak gerçekten yorucuydu ve bazen de sıkıcı tabi.
" Jimin."
Kafamı yataktan kaldırdım ve ona baktım. " Efendim?"
" Başka arkadaşın var mı? "
" Evet. Neden ki? "
" Yoksa o arkadaşın Jungkook mu?"
" Evet. Jungkook."
Kaşlarını çattı ve hışımla yanıma gelip yatağıma yattı.
" Noldu Taehyung?"
" Biz Jungkook'la-"
Lafını bitiremeden içeriye birisi geldi.
" Jiminnn ben gel-"
İçeri giren Jungkook'tu. Yatakta doğruldum ve gülümseyip yanımı patpatladım.
" Gelsene Jungkook."
Jungkook kaşlarını çattı ve kollarını birbirine bağladı." Onun burada ne işi var? "
Kafasıyla Taehyung'ı gösterdi. O sırada Taehyung kafasını bir saniyeliğine kaldırmış ve geri yatmıştı. Bunların arasında ne vardı böyle.
" Neden burada dedim Jimin!"
" Annesiyle misafirliğe geldiler Jungkook. Noldu ki?"
" O gitmezse bidaha buraya gelmem."
Taehyung yatağımda doğruldu ve Jungkook'a baktı. " Sadece beni kıskanıyor."
" Ben kimseyi kıskanmıyorum!"
Ayağa kalktım ve yatağıma doğru yaklaşan Jungkook'un önüne geçtim." Neler olduğunu anlatacak mısınız? "
" Maymun kılıklı yeni arkadaşına söyle o anlatsın. Ben gidiyorum!"
Ardından onu yakalamama fırsat bile vermeden odamdan çıktı ve gitti. Hemen arkama dönüp kapıya pis pis bakan Taehyung'a baktım. " Neler olduğunu anlatacak mısın! "
Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı." Geçen sene bu eve yeni biri taşınmıştı. Ve onlarında aynı senin yaşında bir çocukları vardı. Ben, Jungkook ve o çocuk çok yakın arkadaşlardık. Ama sonra o çocuk gitti ve sadece ikimiz kaldık. Önemli olan onun gitmesi değil, bize bıraktığı mektuplardı. İçinde yazan şeyler yüzünden ikimiz bir daha asla konuşmadık. Aslında onun ne kadar sahtekar ve yalancı olduğunu öğrendim. Bu yüzden dikkatli ol Jimin. O hiç düşündüğün gibi birisi değil... "
*
Taehyung ve annesi gittikten sonra Jungkook'un evine gittim. Neler olduğunu bir de onun ağzından duymam gerekiyordu. Bayan Jeon'a selam verdikten sonra hızlı adımlarla Jungkook'un odasına gittim.
Hızla kapıyı açtım ve içeri girip kapıyı kapattım. " Ne olduğunu anlat hemen Jungkook. Neden böyle davranıyorsun."
Uzandığı yataktan kalktı ve önüme geldi. " O pis maymun anlatmadı mı sana?"
Maymun deyip durması sinirime gitse de sesini çıkarmadım. " Anlattı. Ama senin ağzından da duymak istiyorum."
" Anlattıysa sizin evde eskiden yaşayan çocuğu söylemiştir. Tüm olay onun mektupları yüzünden oldu. O gidince ikimizin arkadaş kalmasını istemediği için yalan uydurdu bir sürü. Bu yüzden Taehyung ile küsüz. "
" Yalan olduğunu biliyorsanız neden küssünüz?"
" O her şeyin gerçek olduğunu düşünüyor. "
" Mektupta ne yazıyordu peki? "
Kısa bir süre bekledi ve düşündü.
" Benim erkeklerden hoşlandığım yazıyordu... "
Sizce mektubu yazan kişi kim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSTOİRE | Jikook
Fanfiction"Hey! Çek o ellerini papatyalarımdan!" ... " Papayatların için üzgünüm. Sadece anneme sürpriz yapmak istemiştim." "S-sen az önce Papayat mı dedin?" " Evet. Ne var bunda? " " O Papayat değil Papatya."