XII| Utanma Benden.

2.5K 226 115
                                    

Y anağımda hissettiğim parmaklarla gözlerimi araladım. Çok sakin, yavaşça, canımı acıtmaksızın dolaşıyordu parmaklar yanağımda. Araladığım gözlerimle kimin yanağımla oynadığına baktım. Annemdi.

Bana sıcak bir gülümseme sundu. " Uyandırdım mı?" Elini saçıma çıkardı ve biraz da saçımla oynamaya başladı. " Uzun zamandır seni sevmediğimi fark ettim. Sen de hiç annenin yanına gelip sırnaşmıyorsun ki..."

Elini tuttum ve dudaklarıma yaklaştırıp öptüm. " Beni sevmeni özledim anne." Kollarından tuttum ve kucağıma çekip sarıldım. Dediği gibi uzun zamandır birbirimize karşı sevgi göstermiyorduk. Kendi dertlerim yüzünden annemi fazlasıyla boşlamıştım.

" Bebeğim, ne zaman sevgiye ihtiyacın olursa ya da bir şeyi danışma ihtiyacın olursa , anlatmak istediğin bir şey olursa burada olduğumu unutma tamam mı?"

Yanağından öptüm ve çok sevdiğim kokusunu içime çektim. Annem çok güzel kokuyordu ve bu kokunun bir tarifi yoktu. " Seni seviyorum anne." Kollarımı daha çok sıktım ve annemi kendime daha çok bastırdım. Ona sarılınca tüm dertlerim, sıkıntılarım uçup gidiyordu adeta.

"Ben de bebeğim. Seni seviyorum." Blüzümün kaydığı omzumda ıslaklık hissedince annemi kendimden biraz uzaklaştırdım ve gözlerine baktım. " Anne? Neden ağlıyorsun?"

Burnunu çekti. " Özür dilerim Jimin. S-sana çocukluğunu düzgün yaşatamadım. B-babasız-"

" Anne." Daha fazla devam etmemesi için araya girdim. Uzun zamandır bu konu hakkında konuşmuyorduk ve ben bir süre daha  bu konu hakkında konuşmak istemiyordum.  "Emin ol babamdan çok daha iyi bir baba olarak davrandın bana . Hem annem hem babam oldun."

" Jimin..."

" Bu konuları açıp üzülmeyelim anne. Geçmiş geçmişte kaldı. Sende hatırlayıp kendini üzme." Omuzlarından tutup tekrar sarıldım anneme. Biliyordum içinde bir yerlerde tedirginlik ve korku vardı. Ama beni en iyi şekilde büyütmüştü zaten.

Tekrar burnunu çektikten sonra kollarını çekti belimden . " Aslında sana bir şey söylemek için gelmiştim şu geldiğimiz hale bak." Gülümsedi. O gülümseyince ben de gülümsedim ve konuşmaya devam etti. " Bayan Jeon hasta olmuş. Öyle önemli bir şey değil sadece halsizmiş bu yüzden markete Jungkook ile gidip gidemeyeceğini sormuştu. Ben de gider tabi dedim. Yani hazırlan hadi Jungkook birazdan buraya gel-"

Ding dong ...

( Her ficimde olan, olmazsa olmaz ayrıntım dkkdkflslsldlpfş)

" Ah, geldi bile. Ben kapıya bakayım sen de hemen hazırlan hadi." Son kez yanağımdan öptü ve odamdan çıktı.

Yatağımdan kalktım ve banyoya girdim. Kısa bir duş alıp havluyu üstüme dolayıp odama gittim. Jungkook markete gitmek için biraz bekleyebilirdi herhalde?

Odamın kapısını açıp içeri girdim. O sırada neler giyeceğimi düşünüyordum.

" Oh, sonunda çıktın Jiminssi!"

Jungkook'u duymamla birlikte kapıyı hızla kapattım ve arkama döndüm. Elleri iki yandan yatağıma sabitli, yatağımda oturmuş bana bakıyordu.

" S-senin burada ne işin var!" Bedenimi süzen bakışları devam ederken cevap verdi. " Markete gidicez ya, o yüzden buradayım ve ımm bir süre daha burada kalacağım sanırım."

"Yah, Jungkook! Çık odamdan hemen." Piç smile'ını takındı ve pis pis bana bakmaya devam etti. " İkimiz de erkeğiz canım ne olacak? Giyin hadi sen."

" Jungkook, bir daha tekrar etmeyeceğim. Çık odamdan. " Oturmaya devam ederken bu odadan çıkmayacağına dair sinyaller gönderdi ve dirseklerini bacağına yaslayıp çenesini eline yasladı.

Derin bir nefes aldıktan sonra yanına gittim ve kolundan tutup çekiştirmeye başladım. " Kalksana be çocuk!"

Kolundan çekerken beni kendisine doğru çekmesiyle ıslak olan ayağım zeminde kaydı ve yatağa düşecekken ayağım daha çok kayıp yere , popomun üstüne , düşmemi sağladı.

Jungkook bana hunharca gülerken ani düşüşümle ve havlunun küçük olmasından dolayı açılan ön tarafımı kapatmaya çalışıyordum. Ama bir türlü kapanmıyordu ve arka tarafım ağrıdığı için ayağa kalkmama izin vermiyordu.

Jungkook nihayetinde gülmeyi kesip bana bakarken bakışları alt tarafıma doğru gitmişti. Her ne kadar arka tarafım ağrısa da açık olan bacaklarımı ,ön tarafım gözükmesin diye ,zorlukla kapatmaya çalıştım. Aniden Jungkook bacağını iki bacağımın arasına koydu ve bacaklarımı kapatmamı engelledi.

Ben ne olduğunu anlamadan diğer bacağını da koydu ve bacaklarımı daha çok açtı. Her yerime yayılan utanma duygusuyla bacaklarımı tekrar kapatmaya çalıştım ama Jungkook buna izin vermemişti.

Koyulaşmış gözleriyle bana bakarken ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Şuan sadece bu andan kurtulmak ve bir an önce üstümü giyinmek istiyordum.

" Benden utanıyor musun Jimin?" Gözleri bedenimi delecekmiş gibi beni süzmeye devam ediyordu.

Ne demem gerektiğini bilmiyordum. İki seçeneğim vardı evet ya da hayır. Ondan utanıyor muydum bilmiyordum. Ama şu ana bakacak olursak evet utanıyordum. " Evet."

Ellerimden tuttu ve kucağına çekti. Bacaklarını bacaklarımın arasına koyduğu için rahatlıkla kucağına oturtmuştu. Otururken daha çok açılan havlum sürekli yerimde kımıldamama sebep oluyordu.

" Geçen gün kucağımda böyle otururken hiç utanmış gibi görünmüyordun. Utanmaman için illa seni rahatlatmam mı gerekiyor?"

" J-Jungkook..." Elini malum yerime götürdü . " Jungkook dur!"

" Benden utanmanı istemiyorum Jimin." Eliyle okşamaya başlarken hızla kucağından kalktım ve havluyla her yerimi örttüğüme emin olduktan sonra ona baktım.

" Pekala utanmıyorum."

Gülümsedi ve ellerini yatağa koyup bana doğru eğildi. " O zaman kanıtla."

" Nasıl?"

" Kıyafetlerini önümde giyin. Utanmıyorsan rahatlıkla giyinebilirsin öyle değil mi?"

Derin bir nefes aldım ve kafamı aşağı yukarı salladım. " Pekala. Madem öyle istiyorsun." Havlumu yere atıp dolabın önüne geçtim. Şuan en mahrem yerlerimi izlediğine emindim. Deli gibi utanıyordum ama dediği gibi o da bir erkekti. Bende olan şeyden onda da vardı.

    Çamaşırımı giydikten sonra siyah kotumu ve çizgili blüzümü de giyinip dolabın kapağını kapattım.

Kaşlarını kaldırıp dudağını büzdü ve ayağa kalktı. " Şaşırdım doğrusu." Bana doğru biraz daha yaklaştı ve saçımı karıştırıp kapıya doğru yürüdü. " Ben bi tuvalete gidip geliyorum. Hazırlanmak için acele etme."





( Yüce JİKOOK!)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Yüce JİKOOK!)



Aklımda kesinlikle ama kesinlikle ama kesinlikle böyle bir bölüm yoktu. Naptım ben?!?!?!??

HİSTOİRE | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin