Atalente'den...
"Selam Melez... Beni tanıyor musun?" yeşil gözlere anlamsızca bakarken onun gülümsemesi büyümüş, karşımda durarak yüzüme eğilmişti. "Senin beni tanıma zamanını bekliyor olacağım..."
İrkilerek gözlerimi açtığımda etrafıma bakındım. Gördüğüm rüyayı anlamlandıramazken yeşil gözlerin sahibi zihnimi talan etmeye başlamıştı. Düşünmeye devam ederken aklıma bir şey gelmemesi beni deli ediyordu, bu da kimdi?
Onu görmediğime emindim, tanımadığıma da emindim ama hislerimin gün yüzüne çıkmasını anlamlandıramıyordum. Bu hissettiğim hisleri kesin bir kalıba da sığdıramıyordum... Neler oluyordu?
Hem tanımadığım birini nasıl rüyamda görebiliyordum?
Kuruyan boğazımı rahatlatmak amacıyla yutkunurken gözlerimi kapatmış zihnimde yankılanan ses gerilmeme neden olmuştu.
'Onun ile kehanetin var... Onu tanımak zorundasın, kehanet gerçekleşmeli.'
Gözlerimi açtığımda etrafıma titreyen bedenim ile bakınmış "K-kimsin?!" diyerek bağırmıştım. Sesimin titremesini önemsemezken ayağa kalkarak penceremi açtım, gördüğüm siluet ile kaşlarım çatılırken o da beni fark etmiş kaşları çatılmıştı.
"Orada bekler misin?!" diyerek seri bir hareketler odamdan çıkmış evin arka bahçesine inmiştim. Yanına ilerlediğimde rüyamda gördüğüm adamın yeşil gözlerine baktım.
"Sen kimsin?" diyerek yüzünü incelediğimde bana kaşlarını çattı. "Beni tanıyor musun?" sesindeki öfkeyi hissederken sebebini anlamlandıramamıştım. "E-evet, yani hayır. Rüyama girdin, benim ile konuştun."
Kaşları daha fazla çatılırken yüzüme eğildi. "Senden nefret ediyorum Melez. Umarım hak ettiğini yaşarsın." demesiyle yok olması bir olmuştu. Korkuyla etrafıma bakınırken bu kadar hızlı yok olmasına anlam verememiş derin bir nefes alarak olduğum yere bağdaş kurmuştum.
Yanımdaki solmuş çiçeğin yapraklarını okşarken tiz bir kadın sesi duydum. "Onu iyileştirmek ister misin?" anlamayarak yüzüne baktığımda gülümseyerek sağ yani çiçeğin olduğu tarafa oturmuştu.
"Onu iyileştirmek istemez misin? Tekrar açmasını istemez misin?" diyerek ellerimi tuttuğunda gerildim. O da bunu fark ederek ellerini ellerimden çekti, annem yıllardır her gün insanlara güvenmemem ile ilgili verdiği nutuklar benim istemsiz bir şekilde insanlara karşı bir duvar oluşturmama, gittikçe onlardan uzaklaşmama ve asosyal biri olmama neden olmuştu.
Kadın mahcup bir gülümsemeyi dudaklarına kondurduğunda çiçeğe bir bakış atmış, ardından gözlerime kendinden emin bir ifade ile bakmaya başlamıştı. "Çiçekleri iyileştirebilirsin." demişti.
Yüzüne anlamayarak baktığımda derin bir nefes alarak "Önce sakinleşmeni istiyorum, sana göstereceğim. Tamam mı?" başımı salladığımda gözlerini kapatmış, avuçlarına çiçeğin yapraklarını almıştı.
"Çiçeğe bak." dediğinde başımı eğmiş, çiçeği izlemeye başlamıştım. Kısa bir süre sonra çiçeğin solmuş, kurumaya yüz tutmuş sarı yaprakları canlanarak yeşile bürünmüş rengini belli ederek pembe çiçeğini göstermişti.
Şaşırarak kadına baktığımda bana gülümseyerek "Bunu sen de yapabilirsin." demişti. Dilim lal olmuş bir şekilde yüzünü izlerken gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Halüsinasyon görme olasılığım olabilir miydi bilmiyorum ama bu gerçek olamazdı...
"S-sen nesin?" kekelememi umursamayarak konuşmaya devam ettim. "Bunu nasıl yaptın?" diyerek çiçeğe baktığımda neden korkudan kaçıp gitmediğimi düşünüyordum. İçimdeki bir his burada kalmamı, bir şeyler öğrenmemi istiyordu. Ona güvenip, bu durumu bu kadar hızlı kabullenmemi de anlamdıramamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez |TAMAMLANDI|
Vampire18 yaşınıza kadar insan olarak yaşadığınızı düşünsenize, her şeyden habersiz sadece paranormal olayları araştıran ve doğaüstü şeylere merakı olan bir kız, bu yüzden annenizin sizi hep kısıtladığını... Ardından kaçırılırsınız ve bir insan olmadığınız...