Ne pazar mı? Yalnız biz daha yeni tanıştık. Ayrıca pazar günü ben buraya hiç gelmedim" kütüphane g. "ben sana mı
inanayım yoksa gözlerime mi?" derken sesindeki beni alaya alan tavrına dişlerimi sıktım. Lite kulağıma"herhalde karıştırdı" demesi ile kütüphane görevlisi geri geri gitti. Az önceki gibi sert yüz ifadesi gitmiş yerine korku gelmişti " ta- tam- tamam özür dilerim" dedi ve koşarak yanımızdan gitti.Şaşırdım. Ne olmuştu şimdi? "dur iyi misin? Ne oldu?" Lite"bana bir döner misin?" " ne oldu neden gitti?" dedim şaşkınca Lite" bilmem" dedi buz gibi bir sesle. Tüylerimin ürperdiğini hissettim. "ama korkmuşa benziyordu" derken sesim titremişti. Lite gülümsedi ve "gözlerin..." demesi ile susup boğazını temizledi ve devam etti Lite"Gözün ne renk?"
" mavi görmüyor musun renk körü falan mısın?" dedim sakince. Sanki daha demin korkan ben değildim(!) Lite" hayır ama..." " ama ne? Konuşur musun? Bir şey ima edip sonra susuyorsun!" Lite" gözlerin güzelmiş" dedi ve gülümsedi."konuyu değiştirme!" ben iyice sinirlenirken ellerim titremişti. Dışarıda şimşek çakması ile Lite kekeleyerek "B- benim gitmem gerek. Ö- özür dilerim sonra t- telafi ederim." dedi ve koşarak kütüphaneden uzaklaştı.
Derin bir nefes aldım. Sakinleşmem gerekiyordu! Sakinleştikten sonra önce kütüphane görevlisini aradım, bulamayınca da eve doğru yol aldım. Kulaklıklarımı kulağıma yerleştirdim. Gülümsedim. Müzik dinlemek hele ki kulaklık ile müzik dinlemek çok hoşuma gidiyordu. Sanki farklı bir diyardaymışım gibi... Yolda yürümeye başladığım anda birisinin beni gözetlediğini hissettim. Sanki birden çok göz beni izliyormuş gibi...
Delirdiğimi düşünerek arkama döndüm ama kimse yoktu. Belki de rüzgarın uğultusu ve kulaklığım nedeni ile öyle hissettim? Ama bu olamazdı. Üzerimde sayısız göz varmış gibi hissediyorum. Derin bir nefes aldım bu aralar bana çok ilginç şeyler oluyordu. Bir koku hissettmem ile kaşlarımı çattım. Koku uzaktaydı ama ben... Nasıl almıştım kokuyu? Tekrar yürümeye başladığım da yine aynı hisse kapıldım. Bir insanın zırt pırt bu hisse kapılması normal miydi? Şu an birisini beni gözetlediğine dair yemin bile edebilirdim.
Müziğin sesini kapattım ama kulaklığımı çıkarmadım adımlarımı yavaşlattım. Arkamda çok tuhaf bir ses duydum sanki tıslama gibi... Ses uzaktan gelmiş ve fazlasıyla kısıktı. Nasıl duyduğumu hiç bilmiyorum... Hızlıca arkamı döndüm kimse yoktu. Aldığım koku gittikçe tuhaflaşırken, korkmaya başladığımı hissetmem ile adımlarımı hızlandırdım. Arkama son kez bakıyordum ki birden birine çarptım. Lite'dı "Sen- sen nereden çıktın?" derken titrediğimi hissettim. Lite"burdan geçiyordum seni gördüm de sen iyi misin?"dedi ilgili bir ses ile.
Yutkundum ve evet anlamında başımı aşağı yukarı salladım. Lite kaşlarını çattı ve"Betin benzin atmış. Korktun mu sen?"
"Biraz" dedim ve yürümeye başladım.Lite" hey nereye?" derken yavaşça arkamdan geliyordu. "Eve" Lite"ben?" diyerek kendisini gösterdi. Omuz silktim. "Ne yapıyorsan yap" diyerek yürümeye devam ettim.Lite"yüzüme bakar mısın?" bıkkınca nefesimi dışarı üfledim ve "efendim" dedim, sabrımın taşmaya yüz tutmuş sıralarında... Lite"seni eve ben bırakacağım" alayla güldüm ve "O niye?Neden? Benim ayaklarım yok mu? Evime gidemiyor muyum?" hava karardığın da hafif hafif yağmur çiseledi. Lite"Şey..." derken bir bana bir havaya bakıyordu"Korktun" tek kaşımı kaldırdım ve ellerimi deri ceketimin ceplerine yerleştirdim. "gerek yok ben kendim gidebilirim" dedim meydan okurcasına. O da aynı sertlik ile "olmaz" demesi ile havada gürültülü bir şimşek çaktı ve çiseleyen yağmur, şiddetini arttırdı.
"Hayır dedim. Gerek yok! Şimdi ikile burada kendini dövdürtme." Lite"olmaz" demesi ile kulaklığımı taktım ve yürümeye başladım. Sakinim, sakinim. Lite da arkamdan geliyordu durup kulaklığımı çıkardım. Ona doğru dönüp hafif sinir ve alay ile karışık "acaba beni takip eden sen miydin?" dedim. Tabi mırıldandığım için Lite beni duymadı.
Lite"efendim?" " yok bir şey" diyerek tersledim. İyi düşünemiyordum! Lite tökezlemesi ile "İyi olduğunu söyle beni uğraştırma."Lite güldü ve "İyiyim" "İstersen evine git. Hatta istersen değil sen eve git. Çünkü bu normal değil. Zaten bana normal rastlamadığı için şaşırmıyorum artık!" Lite"ne acımasızsın"dedi ve yüzünü buruşturdu.
Tek kaşımı kaldırıp "Neden?" Lite"Burada hastayım, sen git diyorsun tek gidemem" "Yani? Umurumda mı sanıyorsun?" içimdeki patlamaya yüz tutmuş volaknımı etksiz hale getirmeye çalışarak "Hem sen iyiyim dedin" dedim ilgiliymiş gibi. Şu an karşımda acıdan kıvranması umurumda dahi değildi. Lite"halimden belli değil mi? Hastayım işte tek gidemem" "eeee" dedim bıkmışca Lite"eee si beni evime kadar götürmelisin" "Diyorsun? Bir düşüneyim... Hayır öyle bir lüksün yok" Lite"Burada ölüp gideyim mi? "
"İstersen ölebilirsin umurumda olmaz" Lite"Abart! Alt tarafı tansiyonum düşmüştür ya da çıkmıştır... Bilmiyorum" "Lite eğer seni evine bırakırsam bir daha benim ile uğraşamayı kesecek misin?" evet anlamında başını salladı. Ofladım ve"Evin nerede?" Lite evinin yolunu tarif etmeye başladı.
O gittikçe kötüleşirken ben kendimi daha iyi hissediyordum. Bu normal miydi? Ateşine bakmak için elimi uzattığım da ateşi normaldi. Teni normal sıcaklığındaydı. Bir insanın olması gereken sıcaklık... Lite bana baktı ve sırıtmaya başladı. Bu hayvan gibi insanı taşıyor ve yorulmuyordum bu normal mi?
"Sırıtmayı kes yoksa seni burda bırakırım ve bu halde değil. Emin ol o yüzün dağılmış olur. Ben hayatımda kimseye yardım etmem. Şu halime bak" evine gittiğimizde artık ayakta duracak hali yoktu. Bense bu kas yığınını nasıl hiç yorulmadan taşıdığımı düşünüyordum.
Lite"bana bir bardak su getirir misin?" tamam anlamında başımı salladım ve mutfağa bulmak amacıyla ilerledim. Şansıma ilk açtığım kapı mutfak çıktı. Salondaki tek renkli eşya vazoydu. O da kırmızı renkteydi. O yüzden direkmen gözüme çarpmıştı.
" Atalent kızım yap bunları sonra kurtul."
Mutfakta hiç bir eşya yoktu. Bardakta dahil. Bir insanın hiç mi çatalı olmazdı? Bulamayınca bir yandan evi bir yandan da bardağı aramaya başladım. Ev çok güzeldi yani aslında her şey siyah renkti sadece vazo hariç. Vazoda abes kaçıyordu zaten.
Bu yüzden sevmiştim. Lite birden geldi ve" gerek kalmadı beni evime kadar getirdiğin için teşekkür ederim" gözlerimi kırpıştırdım. Ayakta duramayan adam karşımda çok dinç bir şekilde duruyordu.
Kuruyan dudaklarımı ıslattım ve "a- ama nasıl?" Lite"bu akşam işin yoksa tekrar buraya gelebilir misin? Sana her şeyi anlatacağım"derken çok sakindi. "ne gibi her şey?"dedim onu incelerken. Gerçekten çok iyi duruyordu. Lite"gelirsen öğrenirsin" dedi sertçe. Kaşlarımı çattım ve "tamam geleceğim. Saat 8 gibi burada olurum" dedim ve kapıya doğru yöneldim.
Lite"Biraz daha burda kalabilir misin?" "Neden?" Lite" hala hastayım" dedi ve yüzünü düşürdü. "hiç hastaya benzemiyorsun" dedim alayla. Lite"lütfen" "ama neden?" Lite"bir şey daha... " sonra bana beni süzdü "hoop!! Ne oluyor? Oğlum bak seni öldürürüm"
Lite kahkaha attı ve "O biraz zor." sonra yüzündeki gülümseme gitti ve ciddileşerek"Tamam git" diyerek kapıyı eliyle işaret etti. Ben kendime bakıyordum ki Lite beni çekiştirerek kapıya yöneltti. O sırada salonda istemsizce gözüm vazoya takıldı. Bildiğin siyahtı! Ama ben onu kırmızı görmüştüm.
Soramadan beni kapı dışarı etti kapıya tekme atıp "sen nasıl bir insansın ya madem dışarı atıcaktın neden kal dedin ben çıkıyordum zaten hay ben senin..." dedim ve binadan çıktım sakinleşmek için kulaklığımı taktım. Yol bomboştu buralar normalde bu kadar ıssız mıydı sadece bugüne mi özeldi? Birden bir şey sezdim sanki birisi beni izliyordu müziği kapattım.
Sanki şu an arkamda birisi vardı arkamı dönemden yutkundum ve "kimsin sen?" X"hislerin gelişmeye başlamış. Seni bulmasaydık yazık olacaktı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez |TAMAMLANDI|
Vampir18 yaşınıza kadar insan olarak yaşadığınızı düşünsenize, her şeyden habersiz sadece paranormal olayları araştıran ve doğaüstü şeylere merakı olan bir kız, bu yüzden annenizin sizi hep kısıtladığını... Ardından kaçırılırsınız ve bir insan olmadığınız...