18 yaşınıza kadar insan olarak yaşadığınızı düşünsenize, her şeyden habersiz sadece paranormal olayları araştıran ve doğaüstü şeylere merakı olan bir kız, bu yüzden annenizin sizi hep kısıtladığını... Ardından kaçırılırsınız ve bir insan olmadığınız...
Onlar birbirine bakarken "İçeri geçelim her şeyi anlatmaya başlayın" John"Böyle iyiydik." "Islanalım o zaman hadi anlatın ve yalan söylemeyin!" o sırada bir kadın bize doğru geldi. Kıvırcık kızıl saçı ve kahverengi gözleriyle çok güzel bir kadındı. Anneme baktığımda onun da kıvırcık kızıl saçlarının benzerliğiyle gülümsedim. Ben neye gülümsüyordum? Kendimi düzelttim. Kadın yanımıza geldiğinde anneme sıkıca sarıldı. Aynı şekilde annemde. Kadın bana geldiğinde elini uzattı ve "Sende Atalent olmalısın. Annene çok benziyorsun. Çok güzelsin" gülümsemeye çalışarak elini sıktım.
Kahrolası bir vizyon geldi önüme kadının adı Linda Allen 38 yaşında John,Peter ve Elena'nın annesi" kadın elini çektiğinde "Linda Allen tanıştığıma memnun oldum bu arada Peter ile küçük bir sorun yaşadım ve benim adımı nereden biliyorsunuz? Yapmacık olmayın benim adımın Atalent olduğunu biliyordunuz" kadın boğazını temizledi ve "Annenle arkadaşız ve bende karşımızdaki evi satılığa çıkardığımda çocuklarım anneni ilk orada gördü. John da bu yüzden öyle söyledi. Bende madem komşu olacağız ve annende çok yakın arkadaşım senden bahsedeyim dedim. Seni oradan tanıyoruz"
Vay anasını be... Kadın bildiğin planlanmış gibi konuştu ya la... Boğazımı temizledim ve "Tamam" deyip omuz silktim. Annem bana döndü ve "Şimdi sana gelelim. Linda' nın yaşına kadar nereden biliyorsun? Aynı şey çocukları içinde geçerli" herkes bana bakarken "Sizin işiniz gücünüz yok mu?" dedim ve hızla eve girdim. Lite arkamdan geldi ve " Cidden nereden bildin?" dedi ve kahkaha attı.
"Seni geberteceğim!" Lite"Neden?" dedi ciddi halini alarak "İkidir sen beni Jack'e teslim ediyorsun!!! Onlarda gördüğüm şey doğru çıktı. Bu da doğru çıkacağına işaret!" Lite"Acaba bilinçaltın seninle oyun oynadığını hiç düşünmedin mi?" annem arkamızdan eve girdi ve "Atalent hesap vermen gereken bir konu var."
"Önce Lite verecek! Benimki kolay" Lite"Lisa Kızın benim Jack'in casusu olduğumu düşünüyor" annem "Ne!!" annem bana döndü ve "Atalent Lite öyle bir şey yapmaz" "Nereden biliyorsun? Nasıl bu kadar eminsin? Aynı şey onlara da oldu ve doğru çıktı" annem"Ne oldu?" "Bana dokunduklarında gördüm" annem başını ağır ağır sallarken "Yine de Lite öyle bir şey yapmaz." "İyi (Lite'a dönüp) ama sana hala tam olarak güvenmiyorum" Lite ya sabır çekerken üst katlara çıktı.
Bende çıktım bir şey fark ettim. O da evin eşyalı olmasıydı. Hemen odaları gezmeye başladım.ilk çatı katına çıktım. Lite kapıdan çıktığında yüzünde sinsi bir sırıtış vardı. Oda anlaşılan güzeldi yada Lite beni sinir etmeye çalışıyordu. Lite kapının önünden ayrılmadı ve "Oda çok güzel tam senlik ama ben kaptım." "Odaya bakayım ondan sonra kimin odası olduğu belli olur" Lite"Hayır odama girmene izin vermiyorum."
"Ya sabır.." dedim ve odaya doğru ilerledim."Çekilirsen odaya bakacağım." Lite"Odayı kaptım diyorum. Olmaz" onu çekmeye çalışırken Lite"Bak ne diyorum. Bu odayı sana veririm ama bir şartım var." "Neymiş?" Lite"Bilmiyorum. Sonra karar veririm." gözlerimi kıstım onu iyice süzdüm. Mavi-yeşil karışımı gözlerinde bir şeyler çevirdiği belliydi. Sarı saçları sarı rengin aksine tehlikeden kırmızıydı.(bunları ben uyduruyorum. İşte hayal gücü:') )
Lite"Abart... Şahsen saçlarım hala sarı ve gözlerimde de 'bir şey çeviriyorum' der gibi değil. Bunlar senin uydurman" "Aman iyi be kabul" der demez vazgeçtim. Ben gaza gelmiştim. Lite"Aynen öyle" dedi ve kapıdan çekildi. Kapıyı açtığımda kahkahalara boğuldu. Burası zaten kız odasıydı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lite kahkahalarının arasından "Gerçekten inandın ve elime düştün" "Lite sen şimdi yandın." onu pataklayacağımı anladığında koşmaya başladı. Bende peşinden gitmeye... Biz evde böyle koşuştururken Lite arka bahçeye çıktı. Bende peşinden yorulmuyorduk ki birimiz dursun. En son Lite"Neyse gel dövüşelim. Yoksa bu sonsuza kadar böyle devam edecek" dedi ve savunma pozisyonu aldı."Amaaa... Böyle hiç eğlencesi çıkmıyor" Lite"Ne oldu korktun mu? Korktuysan şimdiden söyle de bırakayım" "Been?senden? Korkmak?" dedim ve bende savunma pozisyonu aldım.
Dövüşümüz başlayacağı sırada bir ses duyduk. "Bence benimle bitmesi gereken bir dövüşümsü bir şey var" ona döndüm ve"Dövüşümsü?Ciddi misin?" Peter"Dövüşümsü çünkü dövüş olmayacak sen hemen yerle bir olacaksın" "Vaay kendine bu kadar güveniyorsun yani?" Peter"Eh iyi dövüşürüm" "Tamam geç karşıma" karşıma geçti. Savunma pozisyonumu tekrar aldım. Peter ilk hamleyi yapmak gibi bir hata yaptığında hızla kolunu ters çevirip diz çökmesini sağladım.
"İlk hamle her zaman zayıflıktır" dedim ve kolunu bıraktım. O sırıtırken ben sadistçe gülümsüyordum. Ben onun zayıflığını bulmaya çalışırken yüzüme yumruk yemiştim. O benim afallamdan yararlanarak hızla arkama geçip başımı koluyla göğsüne yapıştırdı. Gülümsedim ve ayağına çelmeyi takdım. Bir şey olmayınca başımı geriye atarak yüzüne kafa atmış oldum. Eli gevşediğinde kolunu kaptım ve ters çevirdim. Sırtı bana doğru döndüğünde tekme attım.
Dudağı patlamıştı kan kokusunu aldığımda "Burada bırakalım" dedim tam bir şey diyeceği sırada dudağına dokundu ve "Bencede" hızla eve girerken Lite'a seslendim. Eve girdiğimizde "Kokusu çok güzel" Lite omuzlarımdan tuttu ve "Sakin ol. Başka bir şey düşün" başımı iki yana salladım."Olmuyor kokusu... Lite ben...galiba acıktım." gülümsedi ve "Hayır acıkmadın ve o gelen kokuyu istemiyorsun!"
"İstiyorum hemde çok" dedim ve vampire dönüştüm. Omuzlarımı kurtarıp hızla kokunun geldiği eve gittim. Zaten karşı evdi. Birden durdum ben ne yapıyordum? Ellerime baktım. Geri geri gitmeye başladım. Birisine çarptım John'du. Yüzüm geldi ve hızlıca eve koştum. Bu seferde Lite'a çarptım. Saçlarımı karıştırıp "Aferin!" dedi. "Ama hâlâ istediğim gerçeğini değiştirmiyor" sonra durup "İğrenç!"
Lite"Ama daha demin öyle demiyordun." "Hâlâ bir yanım o kanı istiyor" Lite"Şaka bir yana gerçekten aferin ama artık içmen gerektiğini biliyorsun değil mi?" evet anlamında başımı salladım ama bir sorunumuz vardı. John benim o halimi görmüştü. Bu bir sorun değildi.Büyük bir sorundu...
