Marketten çıkıp arabaya bindim.Eve gittim.Kapıyı açtım annem evdeydi.
-Oğlum hoşgeldin.Hayırdır erkencisin.
+Yorgundum biliyorsun birkaç saat dinlenmek için geldim.Sen napıyorsun bakalım.
-Gel gel Handan ile oturuyoruz.
+Hoşgeldin Hanuel
''Sende hoşgeldin.''
Baktım dizi izliyorlardı.Güldüm.
+Hadi siz izleyin dizinizi ben bölmeyeyim.Yukarıdayım.
-Tamam oğlum.
Yukarı çıktım üzerimi değiştirmeden yatağa attım kendimi.
''Dününü bile bilmediğin insanlara sarılıyorsun be Siraç.''
Şuan tek istediğim yaşadığımı hissetmeyecek kadar uyumak.. Kapattım gözlerimi ama ne mümkün uyumak.Bir güç sanki geri açıyor göz kapaklarımı.Kalktım yataktan kütüphaneyi karıştırdım biraz.Kitaplara baktım.Her kitabın arasına en az bir kağıt bırakmışım.Sonra gözüme bir kitap çarptı.''Leyla ile Mecnun.''
Aldım elime kitabı sayfalarını hızla çevirdim.Onunda içinden bir kağıt çıktı.Kitabın arasından çıkardım.Hiç açmadan masanın üzerine bıraktım.Kitabı incelemeye devam ettim.Her kitapta yaptığım gibi bunda da bazı cümlelerin altını çizmişim.Onları okudum tekrar tekrar.
''Bu dünyada insan en çok sevdiklerini üzüyor.''
''Gemiyi beklemek insana acı vermez.Gemi geldiğinde limanda olmamak acı verir.''
''Belki başka bi zaman başka bi yerde..Sonuçta yarım kalan her şey tamamlanmaya muhtaçtır..''
Kitabın kapağını kapattım.Geri kütüphaneye koydum.Gözüm kitabın arasından çıkardığım kağıda takıldı.Ne yazmışım bakalım.. Aldım kağıdı elime yatağımın üzerine oturdum açtım başladım okumaya..
Körelmiş kalbimi yeniden canlandıranım.Hayatım boyunca savunduğum,bir insan bir defa severi bana yaşatan.Tek sevgi hakkımı sende tamamladığım.Yüreğime huzuru getirenim..Sevdin.. Bir çocuğu sever gibi sevdin..Gösterdiğin şefkatle annem bildim ben seni.Seni tanıyana kadar,hayallerimden,kendimden,çevremdeki bir dolu insandan,sahip olduğum çoğu şeyden hiç düşünmeden kolayca vazgeçebilen bir adamdım ben.Sonra ilk defa biri içi vazgeçmekten korktum ben.Kendimden bile vazgeçmekten korktum ucunda sen zarar görürsün diye.
Seni çok kısa süredir tanıyorum ama tuhaf bir şekilde ne seversin,ne sevmezsin biliyorum. Şimdi o da buraya bakıyor olsaydı eğer ne çok severdi diyorum, o da bu şuan bunu duysaydı ne çok severdi diyorum..
Saçının tek telinden kirpiklerine kadar tanırım seni.Yıllardır sen varmışsın gibi,yıllardır seni sevmişim gibi ömrün var bende..
Seninle hiç ölmeyecek gibi hissetmeyi sevdim ben.Farklı bir his.Kelimelere dökecek olsam tarifi zor.Düşün ki çok soğukta kalmışsın.Tir tir titriyorsun.Sonra bir anda seni sıcacık bir yere alıyorlar.O soğuktan sıcağa geçişteki his var ya öyle bir şey işte..Bazen canım acısa da seni sevmeye devam ediyorum.Zaten yaralarda böyle değil mi ?Açılır yara,kanar.Sonra kabuk bağlar zamanla iyileşir.Sonra yerine yeniden açılır bir yara daha..Zamanla insan bu durumdan şikayetçi olamıyor işte.İlk seferde canını acıtan o yaraya alışıyorsun.Hatta iyileşmesin diye de bazen kendin kanatıyorsun o yarayı.
Ben; seninle ben daha biz olmadan aramızdaki duvarları ellerimle yıkmaya çalıştım.Ellerim parçalandı ama yıktım..Sen hep bende baki,hep en büyük acizliğim..
Avucumun içinde buruşturdum kağıdı.Bir an o gün,bunları söylediğim zaman geldi aklıma,güldüm.Sonra söylediğime karşılık gelen cevap geldi aklıma yine güldüm.
''Beni sevme,beni böyle güzel sevme..''
+Keşkee...
Avucumdaki kağıdı masamın yanında bulunan çöp kutusuna attım..
''Bir insanın sevilebilmesi için kendisi gibi olmaması gerekiyormuş.Sevilebilmek için herkes gibi olması gerekiyormuş.'' cümlesi geldi aklıma kitaptan..
Avuç içimle yanağıma süzülmeden gözüme dolan yaşları sildim.Silerken de gülmeye başladım.Ama bu sefer sevgisizliğine,seviyormuş gibi oluşuna,beni kendine inandırışına..
Oda nefes alamayacak kadar dar geldi bana hoş çoğu zaman koca gökyüzüne bile sığamıyorum ya... Çıktım odamdan hızla merdivenlerden indim annemler televizyona dalmıştı sessizce kapıya yöneldim evden dışarı çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anka Kuşu.
Ficción General''Ve seni benim hayatıma uğratan kaderin de vardır bir bildiği '' YENİDEN DOĞUŞ..