.

87 13 3
                                    

Sİpariş verdikten sonra karşıma oturdu.

-Merhaba.Çok bekletmedim umarım.

+Hayır. Sadece ben biraz erken geldim diyelim.İlk kez geleceğim bir yerde hep böyle yaparım.Farklı mekanlara alışmam zor oluyor.

Cümlem bittikten sonra yutkundum.Tüm cümlelerim kaybolmuş gibiydi.

Garson geldi.Siparişlerimizi masaya bıraktı.

...

-Adını cüzdanından gördüm ama senden duymak istiyorum birde.

+ Siraç... Peki sen kimsin.Hikayen ne?

-Zümrüt... Zümrüt katil olarak doğan bir kız çocuğu.Annesi ölürken doğanlardanım ben..

Annesi ölmeyi hiç haketmiyordu. Böyle güzel bir kızı doğurduğu için en azından ona teşekkür etme fırsatım olmalıydı.

 Onun çekmiş olduğu o acı benim içimi parçalamıştı. Canım acıyordu.. 

 Yaklaşık üç dört saat kadar sohbet ettik. o anlattı ben dinledim.Ben anlattım o dinledi.Hatta ben anlatırken bile ben onu dinledim.

-Saat epey geç olmuş.Artık eve gitmeliyim.

+Ben seni bırakırım .

-Hayır kendim giderim teşekkür ederim

+Lütfen.

 Garsondan hesabı istedim ve sonrasında kalktık. Zümrüt ile evine doğru ilerliyorduk. O anlarda Kafka'nın bir sözü geldi aklıma; '' Yanımda yürüyordun Milena,düşünsene yanımda yürümüştün.''

 Evlerinin önüne geldiğimizde kaza zamanı onu teslim ettiğim sarışın adam kapıdaydı.

+Baban sanırım?

-o mu evet babam

 Zümrüt Hoşçakal diyerek kapıya doğru ilerledi. İçeri girdi ve kapı kapandı.

Bende evime doğru gitmek içi yürümeye başladım.

O günden sonra bir süre görüşmedik. Yanıma da gelmedi.Kapılarını önüne gittim ama zili çalmaya bir türlü cesaret edemedim. Mektup yazıp kapılarına bırakmak geldi aklıma. Eve dönüp mektup yazmaya başladım..

Anka Kuşu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin