Dost meclisi..

41 6 0
                                    

Bu sabah da alarmdan önce kalktım.Saate baktım 7:30. Akşam yaşananlardan dolayı ve sinirden tabi hala başımda ağrı vardı.Kalktım aşağı indim annem uyuyordu.Uyandırmadım.Banyoya gidip yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçalayıp çıktım. Tekrar odama çıkıp üzerimi değiştirdim evden çıktım.

Kapıyı açınca gözüm üst kata çıkan merdivenlerine takıldı.Telaşla inen kimse yoktu. Belli ki huysuz komşumun bugün acele işi yoktu.Kapıyı çektim merdivenlerden indim.Aracıma binip işe geçtim.Bugün Osman amca da gelmedi.Bir çay söyledim gelirken aldığım poğaçalarla birlikte içmek için.Sonra içeri geçtim.

Öğlene doğru Beliz geldi.

-Merhaba,kolay gelsin komşu.

+Hoşgeldin,merhaba

-Bugün nasılsın?

Gülümsedim sadece cevap vermedim.

-Yalandan iyiyim demek istemiyorsun anladım. Bak ne diyeceğim ben sana zaten onun için geldim.Sabah yetişememişim sana da. Akşam deniz kenarına gidelim mi ?

+Bu bir teklif mi ?

-Ya çay ısmarlarım sana ..

+Ismarlayayım ben sana çay şimdi.

-Çay bahane işte.Konuşalım istiyorum ben.

+Ne konuşalım

-İçimizdeki yaralardan bahsederiz.Belki iyi gelir.

+İçimizdeki yaralar.. Ne gerek var ki şimdi buna.

-Ben bilmiyorum ama seninle konuşmak istiyorum sadece.Dün anlık sarılmam gibi bir his işte öyle düşün.

+Peki tamam akşam görüşürüz.

-Teşekkür ederim görüşürüz.Kolay gelsin.

..

Kabul ettim ama bu fikir ne kadar doğruydu bilmiyorum..Hoş konuşsak ne olacaktı ki sanki..

Düşünmeyi bırakıp işime baktım...

..

Yine bir günü bitirdik.osman amcada ilk günlerden beni bıraktı.. Neyse işyerini kapattım.Annemi de aradım geç geleceğimi beni beklememesini söyledim.Arabayı burada bırakıp sahile doğru yürümeye karar verdim.20 dakika süren yürüyüşten sonra sahile vardım.Sonra düşündüm biz kararlaştırdık görüşmeyi ama numaralarımız yoktu ki birbirimizde.Nasıl haberleşecektik. Neyse zaten saçma bir fikirdi.. Gelmişken biraz zaman geçireyim dedim.Bir banka oturdum.Yaklaşık 10 dakika oturduktan sonra arkadan bir ses duydum:

-Umarım çayı şekersiz içiyorsundur. Çünkü şeker almadım.

Döndüm arkama Beliz.

+Evet şekersiz içerim. Teşekkür ederim de sen koca sahilde beni burada nasıl buldun?

omzunu çekerek

-Bilmem hisler diyelim. İşte çay içebileceğimiz en yakın yere oturmuşsun.. oturabilir miyim?

+Tabi gel.

-Güzel seçim.

+Anlamadım.

-Sakin yer seçmişsin ya güzel seçim diyorum.. Ee yaralar. Açıyor muyuz yaraları.

+Ya ben tamam dedim ama zaten bir derdim var benim içimde.onu da kimseye açmam ki ben.Hoş ben zaten hep dert dinlerim dert anlatmam ki.

-Tamam sen denize anlat ben dinlemem ki çayımı içerim burada sessizce.

Başımı yere eğip güldüm.

-Ya öyle içine atarak olmaz valla bak.Hasta olursun.Dost meclisi yapalım işte bir sen anlatırsın bir ben..Gerçi ben öyle içime atmam zaten anlatırım sorulunca.Anlatacak derdim de yok şuan ama senin var.Ben gerçekten dinlemek istiyorum seni bu kadar üzen şeyi.Yardım etmek istiyorum ben sana.

+Yardım edilecek bir şey yokki.yapılacak bir şey yok.

-Tamam oturup çayımızı içelim denizi izleyelim. Belki ilerleyen saatlerde anlatmak istersin.Denizde burada Beliz de dinleriz yani.

...

-İki çay daha mı alsam ne?

+Dur ben alayım sen bekle.

Çayları alıp geldim.Oturdum. Bir iç çektim.

+Yıllar önce ayrıldığımız zamanlar işte.Daha doğrusu bırakıp gittiği zamanlar.Ben ayrılık istemedim hiç bir zaman. Ayrılıktan sonra epey kötü günler geçirdim.Gideceğim hiç bir yer yoktu bende ona gittim.O gitti ama benim ona tüm kapılarım açıktı. Kalbimde dahil tüm kapılarım.Hani özür dilenmesini sevmiyorum sende farketmişsindir.

-Evet çok sinir oluyorum. Neyse anlat sen tamam.

+Ona da sürekli özür dilemenin çok gereksiz olduğunu anlattım durdum. Ve ben haklı olduğum halde o gün bağıra bağıra özür dilemek için gittim ona.Bırakmasın bizden vazgeçmesin diye. O benim en büyük çaresizliğim oldu bu dünyada.Bana nefretle bakması,öfkeyle bakması en büyük çaresizliğim oldu... Neyse işte kafamdaki tüm düşüncelerle gittim kapısına.Bulamadım.

-Nasıl bulamadın.

+Gitmişler.Bir süre oturdum orada.Ne kadar durduğumu bilmiyorum.Sonra binadan biri çıktı.Benim o kadar zaman oturduğumu görünce.Burada oturanları mı bekliyorsun dedi.Evet dedim.He sen şu kızın nişanlısısın değil mi dedi.Bir sürü senaryo yazıldı kafamın içinde. Evet benim o dedim ne olup bittiğini anlamak için.Ali bey şu kağıdı vermişti bana diyerek elime bir kağıt tutuşturdu.Nişanlısı gelecek ona verirsin dedi Fatih bey değil mi dedi.

Fatih Bey... Ellerim titreye titreye açtım o kağıdı. Zümrüt'ü ikna ettim biz gidiyoruz.Seçimini yaptı elbetteki seni seçecekti bir boşlukta olduğunu kabul etti sana dönecek. gibi saçma beynimin algılamakta zorluk çektiği cümleler yazılıydı.Hepsini okumadım da zaten.Sadece kağıdın altında bir adresle numara vardı.

-Neden aramadın?

+Aradım aramam mı hiç.Aradım babası çıktı.Hesap sordum sonra anlattı o da her şeyi zaten.Hayatında zaten biri varmış ki ben sadece ikinci adammışım.İkinci adam Siraç.Ona iyi gelen iyi hissettiren onu seven her koşulda onu kabul eden ikinci adam.Tokat gibi yüzüme çarptı gerçekler.Yüzüm kızardı utancımdan orada.Susturmak istedim babasını zaten duymuyordum ki söylediklerini.Oturdum kaldırıma telefonu da bıraktım yanıma.Bağırmak istedim ben o gün ama çıkmadı sesim.Orada öylece kaldım ben.Bedenimi o binanın önünden ayıramadım.Benim orada o binanın önünde içimden bir şeyler koptu.Bir daha tamiri zor şeyler bunlar...

Birbirimizin yüzüne bakmadan denizi seyrettik.Gözünden yaşlar süzülüyordu farkettim.

+Bir şey söylemeyecek misin ?

''Ne diyeyim ki'' dedi sesi titreyerek.

+Hiç aşık oldun mu Beliz.

-Hayır.. Nasıl bir his ki bu aşk.

+Hayatında ilk kez şiirle tanışmışsın gibi bir şey. Şiirle tanışıp o şiiri ilk kez okurken ki his... Yada kaldırdığında başını gökyüzüne,o göğün mavisini ilk kez görmüşsün gibi..

-Çok güzel yani.. pişman olma o zaman aşık olduğun için.

Gülümsedim.

+Aşık olmak... Hani birine tutunmak istersin ya sebebsizce.Ben tutunacak dalım bildim onu.Ama aslında tutunmamam gereken bir dalmış.Ben aslında Adem'in koparmaması gereken o elmayı kopardığı dala tutunmuşum..

-Aşk da savaş gibi bir şeymiş demekki Siraç

+Aynen öyle kazananı da var kaybedeni de.Hep canı gibi seven taraf yakılan,yıkıla taraftır,kazanan da yaraları açıp da zaferleriyle beraber çekip gidendir..

Anka Kuşu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin