Kötü bir rüya ile açtım gözlerimi bugün.Şu birkaç gündür yaşananlardan sonra tabi çok normaldi böyle kabuslar görmem.Kalktım odamın penceresini açtım.Pencereyi açmamla içeriye rüzgarın girmesi bir oldu. Çıktım odadan Zümrüt hala uyanmamış olmalıydı etraf epey sessizdi yüzüme yıkamak için banyoya doğru ilerledim.Mutfaktan sesler geliyordu.Kulaklarımın böyle bir sesi daha önce duymadığına dair binlerce yemin edebilirim.Kapıdan onu izledim.Zümrüt hem şarkı söyleyip hem bir şeyler hazırlıyordu.Allahım bu an hiç bitmesin bu ses hep kulaklarımda çınlayıp dursun lütfen..
+ hanımefendi bölüyorum ama acaba menüde ne var bu sabah ..
-Siraçç. sen ne zamandır burdasın.
+Şarkının başına yetişemedim sadece sanırım ..
utanmıştı epey yanakları kıpkırmızı olmuştu.
+Tamam tamam bir şey demedim.Yüzümü yıkayıp geliyorum o zaman ben.Görünüşe göre her şey hazır eksik olan bir Siraç var..
Bir omlet yapmış ki neredeyse parmaklarımı yiyecektim.
+Zümrüt.
-Efendim
+Bu böyle olmaz biliyorsun değil mi ?
-Nasıl.Anlamadım ne olmaz
+Yani böyle yaşayamayız beraber.
-Haklısın şey ben bir yer bulurum yük oldum sana da öyle değil mi. Hem .çevreden sesler de cıkmaya başlar.Elbet evden dışarı cıkacağim ben sormayacaklar mı bu kız kim diye.
+Bir sakin olur musun.Hem nereye gidiyormuşsun.Yük ne demek.Kızıcam ama bak. Üst kat var ben oranın kapısını kapatmıştım.Aslında hiç kullanılmadı.Tek kişiyim burası yeter bana diye düşündüm birkaç fazlalık eşyalarım birde eski ufak tefek şeyler.Diyorum ki orayı benim için yaşanılacak bir yere mi çevirsek bugün ne dersin?
-olur tabi ki hem ne var canım 1 saatimizi bile almaz.
Temizlik malzemelerini alıp yukarı çıktık.Senelerdir girilmen bir yer ne kadar pis ve kullanışlı olabilirse öyleydi etraf.Merdivenden çıkınca sol tarafta bir koltuk vardı.Hemen yanında eski bir kütüphane.Sağ tarafta ise üst üste dizilmiş kartondan kutular.İçlerinde ne olduğunu hiç bilmiyorum.
Önce merdiveni alıp patlamış olan lambayı değiştirdim.Ben merdivene çıkarken Zümrütte dengemi kaybedip düşmeyeyim diye merdiveni tutuyordu.Sonrasında yüksekte olan pencereyi açtım.İçerisi gerçekten fazla basıktı.Biraz havaya ihtiyaç vardı.Güneşin tam tepede oluşundan olsa gerek pencereden içeriye güneş ışınları sızıverdi.Bu durum tozları daha da meydana çıkarmıştı.Ben eşyaları köşeye doğru çekerken Zümrütte yukarıdaki pencereden indirdim perdeyi yıkamak üzere makineye attı.Bir kovaya su hazırlayıp camı silmem için bana uzattı.
+Bunlar ne ?
-Neye benziyor Siraç?
+Ben mi silicem?
-E ben mi çıkıcam yukarı Siraç.Ama ya düşersem .
+Çok iyi duygu sömürüsü yapıyorsun sen ver şu bezleri tamam.
Ben pencereyi silerken Zümrütte yerleri silip süpürmeye başladı.Nihayet temizlik bitmişti.Neredeyse 3 4 saattir burayla uğraşıyorduk.
+1 saatimizi bile almadı değil mi Zümrüt .
-Dalga geçme Siraç pislik içinde senelerce yaşamışsın.Pasaklı seni
Biraz gülüştük.Ve ben kendimi köşede duran sandalyeye,Zümrüt ise koltuğu bıraktı. Karşıdaki kutular gözüne ilişmişti ki bir soru yöneltti.
-Siraç,bu kutularda ne var ?
+İnan bilmiyorum hatırlamıyorumda.Sanırım taşınırken öyle kullanılmayacak şeyleri koydu annem. Kalk hadi bi bakalım.Hem merakını gidermiş oluruz hemde işe yaramayan şeyler varsa onları da atalım.
Ayaklandık kutulara doğru.Birini indirdim aşağı.Bantla ağızları kapatılmıştı.Açtım.
Ben kutudan çıkardıklarımı yerde oturmuş olan Zümrüt'e uzattım.Düşündüğüm gibi kutudan birkaç eski oyuncak çıktı.Süs eşyaları,kitaplar vs vardı.Bir kutudan da sanırım annemin çeyizinden olsa gerek dantel işlemeler havlular vardı.
+Hadi iyisin Zümrüt bak bunlar sana kalacak.
Son bir kutu kalmıştı.Açtım yavaşca.Kutunun en üstünde bir müzik kutusu vardı.Epey tozlanmıştı elimle temizledim.Kapağı açtım. Dans eden bir kız çıktı ve birde çalan müzik. O ses.. Bir dakikalığına beni çocukluğuma götürdü o ses.
Ne çok ağlamıştım bunu bana almaları için.Her gece yatmadan önce dinlerdim mutlaka,müzik bitene kadarda uyumuş olurdum.Hep başucumdaydı.Gülümsedim.Yere koydum müzik kutusunu ve kutunun içerisindekilere bakmaya devam ettim.Yine birkaç oyuncak çıktı.Araba,tren,oyuncak ayılar... Birde battaniye vardı kutunun en dibinde.Doğrusu hiç hatırlamadım bu battaniyeyi ama küçüktü sanırım ben doğduğumda kullanılmış bir battaniyeydi bu.Annem taşınırken koymuş olmalıydı.Elime alıp açmamla içinden dökülen eşyalar bir oldu.Arasından birkaç bebek kıyafetleri çıktı birde yazıları hafif silinmiş yıpranmış bir not. Bunlar benim bebeklik kıyafetlerimdi. Notta ise şu yazıyordu;
''Oğlumdan çocuklarına..''
Bu beni epey duygulandırmıştı o an annemi aramak istedim.Ama senelerdir sakladığı bu sürprizi de bozmak istemedim.Belki bir gün torunu olduğunda kendi çıkarır verirdi.Aramadım ama gözlerimdeki yaşların dinmesi biraz zaman aldı.Zümrüt sarıldı sonra onları elimden aldı düzgünce katlayıp eskisi gibi battaniyenin arasına koydu.
Kutulardan çıkan kitap,dergi kullanılabilecek her şeyi aldık ve orada bulunan kütüphaneye yerleştirdik.Benim için daha kullanışlı bir hale getirmiştik burayı.Yorulmuştuk ama değmişti.
+Zümrüt ben acıkmaya başladım.karnımda ziller çalıyor.Ne dersin bugün kendimizi ödüllendirip dışarda mı yesek? Hem yorulduk birde yemek yapmakla mı uğraşacağız?
-Siraç Bey yorulduğumuz kadar da kirlendik sanki ne dersin önce bir temizlenelim.
+Haklısın tozdan yüzüm görünmüyor benim.Seninde öyle hoş böyle de hala güzelsin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anka Kuşu.
General Fiction''Ve seni benim hayatıma uğratan kaderin de vardır bir bildiği '' YENİDEN DOĞUŞ..