ALTIN KANAT: Yirmi Altıncı Bölüm

3K 206 93
                                    

26.Bölüm: "Arkada Kalan Zaman"

Evren Palas ellerini ceketinin ceplerine yerleştirmiş, griye bulanmış gökyüzünü izlerken gözleri kısıldı.

Yüzüne yağmurun habercisi soğuk bir rüzgar estiğinde siyah saçları uçuştu. Dişlerini birbirine kenetledi istemsizce.

Büyük şirketin tam üstünde tüm ihtişamıyla boy gösteren Altın Kanat yazısına ve iki adet altın renkli yan yana duran kanatlara bakarken sertçe yutkundu.

"Sence bir şey çıkacak mı?" Dedi Hakan.

Evren başını yavaşça arkadaşına çevirdi ve kızarmış gözlerine, solgun tenine baktı bir süre.

"Bu halde sorguya gelemezsin," dedi sorusunu umursamayarak.

Hakan kaşlarını çattı.

"Bir şey olmaz,"

"Gözlerin ve yüzün adeta 'ben uyuşturucu kullanıyorum' diye bağırıyor, Albatros seni bu halde görürse canına okur. Belki de daha fazlası."

Hakan sıkıntıyla derin bir nefes verdi.

"Burada bekliyor olacağım."

Evren'in telefonu titrediğinde Hakan'a bir şey söylemeden aramayı cevaplandırdı.

Kapattığında hareketlenmişti.

"Albatros çağırıyor."

"Sorgu?"

"Daha sonra yapacağım, seni ve Demir'i de istiyor."

Bir süre birbirlerine baktılar.

"Göz altlarına bir bahane bul ve ne olursa olsun senden şüphelenmesine izin verme."

Hakan başını sallarken üçü birden şirketin önüne ilerlemeye başladılar.

Güvenlikten geçerken parmak izlerini okutup ana giriş kapısına ilerlerken taramalara girdiler.

"Ne için çağırmış olabilir?" Dedi Demir.

"Bilmiyorum, sorguyla ilgili olabilir," diye geçiştirdi Evren.

Asansör'e bindiklerinde 8, 36 ve 41'e aynı an da bastılar. Asansör'de 44.kat yoktu, 43'ten 45'e atlardı ve asansör özel kodlama girilmediği sürece 44'te durmazdı, 44.katta Albatros'un ofisi bulunurdu.

Yürüyerek çıkamaz veya inemezdiniz, tüm şirket duvarları titanyumdan oluşurdu ve 44.katın merdivenlerin başı titanyum kapılarla kapatılmıştı. Hiçbir şekilde giriş izni bulunmazdı. Bu tüm şirketler ve birlikler için geçerliydi. Koridorda tek bir oda vardı. Aynı şey Granjef için de geçerliydi.

44.kata 45 saniye gibi kısa bir sürede geldiklerinde asansörden indiler ve tanıdık koridorda ilerleyerek Albatros'un ofisinin önüne geldiler. Bir değil birden fazla Albatros olurdu ve her biri ayrı ülkelere atanırdı. Her ülkede bir tane Albatros olurdu.

Evren tarayıcıya yüzünü okuttuktan sonra kapı iki yana açıldı.

Üçü birden odaya girdiklerinde Hakan olabildiğince Albatros'la göz göze gelmemeye çalıştı ve bakışlarını masanın üstündeki duvara yerleştirilmiş şahin sembolüne dikti, her şirkette bulunurdu.

Üçü birden odaya girdiklerinde Hakan olabildiğince Albatros'la göz göze gelmemeye çalıştı ve bakışlarını masanın üstündeki duvara yerleştirilmiş şahin sembolüne dikti, her şirkette bulunurdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ALTIN KANATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin