Naughty Boy, No One's Here To Sleep
35.Bölüm: "Malikane"
Evren Palas ceplerini elleriyle yokladığında ve evin anahtarını bulamadığında kısık sesli bir küfür savururken arabada unuttuğunu fark ettiği anahtarı geri inip almak yerine gayet mantıklı bir tercih olarak zile bastı ve açılmasını bekledi.
Kapı bir süre sonra açıldığında iki Palas öylece birbirlerine baktılar.
En sonunda bu bakışmayı kesen Derin oldu ve yüzünü buruşturarak kapıyı kapatmaya yeltendi fakat bunun yanlış bir seçim olduğunu son an da fark etti.
Evren kapı yüzüne kapanacakken ellerini ceplerinden çıkarmaya bile gerek duymadan ayağıyla sert bir şekilde durdurdu kapıyı.
Daha sonra ona göre oldukça normal fakat karşısındaki kız kardeşi için birkaç kat güçlü olan bir baskıyla kapıyı itti ve sertçe açılmasını sağladı.
Derin burnundan sert bir nefes vererek kapının önünü terk ettiğinde Evren ters bir ifadeyle kardeşinin gittiği yöne bakarak içeri girip ardından ayakkabılarını çıkardı. Daha sonra odasına hiç uğramadan direkt banyoya girdi ve üstündeki kazağı sıyırdı tek hamlede.
Tıraş olmak üzere aynanın karşısına geçerken küçük dolaptan aldığı tıraş köpüğünü ve jileti aynanın karşısına koydu. Sıcak su ile sakallarını birkaç kez sıvazladıktan sonra tıraş köpüğünü sürdü ve ellerini suya tuttu.
Daha sonra sakince tıraş olmaya başladığında hızlı ve dikkatli olmaya özen göstererek yaklaşık 15 dakika sonra işini bitirmişti. Bir süre aynadaki adamın görüntüsüne alışmaya çalıştı, kaç gün oluyordu tıraş olmayalı?
Son olarak tıraş losyonunu da yüzüne sürdüğünde hissettiği ferahlık ve alışkın olduğu yanmayla aynada son kez kendine bakıp, lavaboyu temizledi ve duşa girmek üzere harekete geçti. Kısa bir duşun ardından saçlarını küçük bir havluyla kurulayarak banyodan çıktığında odasına girmek üzere kapıyı açtı. Mutfaktan sesler geliyordu.
Umarım evi yakmaz.
Üzerini giyinip tişörtünü düzeltirken su damlattığını fark ettiği yerleri bezle sildi ve havlularını kuruması için astı.
Odasından çıkıp mutfağa ilerlediğinde Derin'in yemek hazırladığını görmüştü fakat yardım etmesine gerek kalmadığını sofraya oturduğunda fark etmişti. Derin önüne koca bir tabak patates oturtması koyduğunda Evren'in kaşları burnuna kadar çatıldı.
Evren patates oturtmasını hiç ama hiç sevmezdi ve Derin bunu çok iyi bilirdi.
"Başka bir şey yok mu?" Diye sordu Evren rahatsızlığı yüzünden okunan bir sesle.
"Yok." Dedi Derin kısa ve vurgulu bir tonda kendisi de masaya oturup bir parça ekmek koparırken. ''Bu var. Beğenemedin mi?''
"Ben bunu yemem," diye kendi kendine homurdandı Evren fakat Derin'in cevabı gecikmedi.
"Kalk kendine başka bir şey hazırla o zaman."
Genç adam derin bir nefes verdi burnundan, öfkelenmemeye çalıştı. Derin normalde bunları söylemeye, böyle bir üslup kullanmaya cesaret edecek biri değildi. Abisinden korkuyordu kabul ama en büyük neden ona duyduğu saygıydı. Onunla bu şekilde konuşmak, kabalaşmak istemezdi.
Şimdiyse durum farklıydı. Derin abisine saygıyı gözetemeyecek kadar öfkeliydi.
Evren bir şey demeden sertçe sandalyesini geriye iterken tek kelime etmeden salona geçti, sırf bir ses olsun diye televizyonu açıp rastgele kanallarda gezmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN KANAT
Fiction générale"Herkes iyi biri olduğunu söyler. Göremedikleri şey, onlara hiç kötü olma fırsatı verilmediğidir." Ben İzgi Tanyel. Ve gücümün bittiği yerde adım başlar.