"Hadi JK, geç kalacağız senin yüzünden!"
Bong Cha'nın sitem dolu sesiyle alt dudağımı ısırıp hemen aşağı indim.
"Geldim. Beni mi özledin?"
Bong Cha gülerken gözlerini devirdi. Gerçekten çok güzel ve seksi bir kızdı. Vücut hatları oldukça belirgindi ve omuzlarına dökülen saçları her zaman dağınıktı. Her kız gibi saçlarını yapmak için bütün zamanını harcamıyordu. O, dağınık halde olan saçlarıyla seksiydi.
Cho Hee artık dayanamamış olacak ki çantasını kafama attı. "Ya, Jungkook! Bong Cha'ya sarkman bittiyse gidelim mi artık?"
Sırıtarak kafamı salladım ve artık evden çıktık. Ders başlamak üzereydi ve ben alarmı kurmayı unuttuğum için geç kalmıştık. Hızlıca Min Joon'un arabasına bindikten sonra okula vardık. Koşarak sınıfa vardığımızda çoktan ders başlamıştı.
"Çocuklar? Hiç gelmeseydiniz dersin yarısı bitti zaten."
Hepimiz hocaya sırıtıp yerimize geçtik. Okulda bizim sözümüzün geçmesi için öncelik olarak öğretmenleri kafalamamız gerekiyordu. Onlara bir sürü hediye alıp yemek ve içki ısmarladıktan sonra bizi yok yazmayacakları konusunda anlaşmıştık. Tabi ki, bu öğretmenlerle bizim aramızdaydı. Okuldaki öğrenciler öğretmenlerin bile bizden çekindiğini düşünüyordu.
Hoca yoklamayı alırken her şey sıradandı. Her zamanki gibi liste sırasıyla isimlerin adını söylüyordu. Listenin sonunda ise ben vardım.
"Jeon Jungkook?" Ayağa kalktım.
"Burda ve son efendim."
"Son değil evladım, otur."
Kaşlarımı çatıp Bong Cha'ya döndüm o da anlamamış gibiydi. Sonra hoca son ismi saydı.
"Park Jimin?"
NE? Park Jimin mi? Eskiden bu okulda okuyan ama esrarengiz bir şekilde kaybolan Park Jimin mi?
"Burada ve son."
Bütün sınıfın kafası otomatikman en arkada oturan sarı saçlı Park Jimin'e dönmüştü. Herkesin ne kadar şaşırdığını tahmin ediyordum.
Dersler bitip öğle arasına geçtiğimizde okuldaki herkes Park Jimin'in geri dönmesi hakkında konusuyordu.
"Okulun gizemli çocuğu Park Jimin geri döndü!" Min Joon gülerek bunu söyledikten sonra Cho Hee'nin omzuna kolunu attı. Cho Hee ve Min Joon uzun süredir sevgiliydi. Min Joon'u taklit ederek Bong Cha'nın omzuna elimi koydum. "Sen bu konu hakkında ne düşünüyorsun canım?"
Bong Cha kafasını eğip gülümsedikten sonra elimi omzundan itti. "Ya, Jungkook-ah! Sırnaşmak için an kolluyorsun resmen!" Bong Cha'ya sırıttım ve ona uçan öpücük gönderdim. Gülerek omzuma vurduğunda ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum.
-1 AY SONRA-
Günler böyle geçip gitti. 1 ay boyunca ben Bong Cha'ya sarktım ve o ise 1 ay boyunca beni reddetti. Beni reddetmesi hoşuma gidiyordu. Bıkmıyordum böyle olmaktan.
"Şu Park Jimin denen herifi dövmek isteyen bir ben değilimdir umarım."
Min Joon'un sesiyle düşüncelerimden arındım ve Park Jimin'in olduğu yere döndüm. Sarı saçlarına lacivert bir bere takmış, siyah deri ceket ve siyah pantolonla tek başına bankta oturuyordu. Okuldaki herkes onun hakkında konuşuyordu.
"Ama yakışıklı çocuk."
Cho Hee'nin sesiyle Min Joon gözlerini ayırarak baktı. Min Joon'la beraber aynı anda "Yakışıklı mı?" diye hayretle sorduk. Bong Cha gözlerini devirerek bize bakıp konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ -JİKOOK-
Romance~ "Ben... Ben aşkın her şeyin üstesinden geldiğini gördüm. Cinsiyetlerin bile..." ~ [TAMAMLANDI] Shipper sıralamasında birinci 💜 JM sıralamasında birinci 💜 사랑 (aşk) sıralamasında birinci 💜