DDAENG

6K 403 436
                                    

Bizim evin önüne geldiğimizde derin bir nefes verdim. O meymenetsiz psikolog aileme her şeyi anlatmıştı. Belki beni bu dertten kurtarmıştı fakat yepyeni bir dert karşımdaydı. Onlara ne diyeceğimi , ne yapacağımı bilmiyordum. Gülümseyerek onları rahatlatmaya mı çalışmalıydım yoksa ağlamalı mıydım?

"Sadece oluruna bırak."

Yumuşacık bir ses doldurdu kulaklarımı. Kadifemsi sesin sahibine döndüğümde Jimin endişeli gözlerle bana bakıyordu.

"Sen kötü bir şey yapmadın. Seni anlayacaklardır."

Alt dudağımı ısırdım.

"Ya anlamazlarsa?"

Jimin gözlerini yere sabitledi. Kendi annesi onu anlamamıştı. Jimin'im hep üzülmüştü. Beni bulsa da, bir yanı hep yarım kalmıştı. Ben annesiyle konuşmuştum fakat ona rağmen Jimin'i bir kere bile aramamıştı. Hem de kanserken... Ölümcül bir hastalığa yakalanmış olsa bile affetmiyordu oğlunu. Sadece erkekleri seviyor diye...

Gözlerimden bir yaş düşerken Jimin'e baktım. O da ağlıyordu.

Ellerimi onun yüzüne götürdüm ve yanaklarını sildim.

"Benim gibi üzülmeni istemiyorum." dedi dudağını büzerken. "Ailen eğer kabullenmezse..."

Yutkundu. Kaşlarımı çattım.

"Ailem kabullenmezse ne?"

Sustu Jimin. Bir şey söylemedi.

"Ne Jimin-ah? O zaman ne olacak?"

Jimin kıpkırmızı gözlerini bana dikti. Hala gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Sessizce "Ayrılalım." dediğinde daha çok ağlamaya devam etti.

Şaşkınlıkla Jimin'e bakarken sinirlenmiştim.

"Ailem kabullenmezse ayrılacağız, öyle mi? Peki o zaman ne olacak, Jimin? Ben senden hoslanmayı bırakacak mıyım? Ailemin istediği bir kızla mı evleneceğim?"

Jimin yere baktı, cevap vermedi. Sinirle elini sıkıca tuttum.

"Bu el her zaman benim elimi tutacak."

Diğer elimle Jimin'in gözlerine dokundum.

"Bu gözler her zaman bana bakacak."

Sonra göz yaşlarını sildim.

"Bu göz yaşları akarsa benim elim silecek onları."

Gözlerimden istemsizce yaşlar dökülüyordu. Dudaklarımı birbirine bastırırken Jimin'imin kalın ve pürüzsüz dudaklarına götürdüm ellerimi.

"Bu dudaklar bana her zaman oksijen verecek."

Jimin ağlarken dudağımlndaki elimi tuttu ve kalbine götürdü.

"Bu kalp her zaman sana atacak."

Jimin'imin gözlerine bakarken dayanamayıp kendime çekip sarıldım ona.

"Sen yanımda olduğun sürece her şeyin üstesinden gelebilirim. Sadece bana ayrılmaktan bahsetme. Canımı daha da çok acıtıyorsun."

Jimin hıçkırdı.

"Benim gibi üzülme diye söyledim o kelimeyi."

"Biliyorum." dedim ve ağlayarak boynunu öptüm. "Biliyorum her şeyim, biliyorum."

Bir süre öyle kaldık. Jimin'imin saçlarının kokusuyla kendime geldim. İkimizin de ağlaması geçince derin bir nefes aldık.

"Ben gideyim. Annen beni görürse daha da sinirlenebilir."

İMKANSIZ   -JİKOOK-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin