"Ciddi misin sen?" Diye sordu, dehşete düşmüştü. "Doğum günüme geliyorsun, cenazeme değil! Ne bu siyah elbise? Seni yirmi yaş büyük göstermiş. Bu elbiseyi satıyorlar mı cidden?"
Elbiseye baktım. Siyah, kalem etek ve sade birşeydi. Ancak yerdiği kadar çirkin değildi. Kolumdan tutarak beni kendi odasına çekti.
"Şu yüzüne bak? Ruh gibisin!" Diye söylenerek beni dağınık yatağına oturttu. "Önce şu vasat elbiseyi halletmeliyiz." Dedi işaret parmağı ile elbiseyi göstererek.
Dolabına döndüğünde gözlerim odasında dolaşıyordu. Her yer her yerdeydi. Gerçekten dağınık bir kızdı. Ama bunu asla diğer odalara, ortak alanlarımıza yapmıyordu. Onu daha çok sevmeye başlamıştım.
Elindeki elbiseyle bana döndü, ve elbiseyi üzerime tuttu. "Güzel," dedi memnun bir
(Elbise bu, gerçekten çok güzel değil miii????)
Elbiseyi adeta göğsüme yapıştırıp beni odasındaki banyoya doğru ittirdi. Aceleyle giyinip odaya döndüğümde bakışları benim ona ilk baktığım gibiydi.
"Biliyor musun, çok salaksın! Taş gibi eseri nelerle mahvediyorsun," diyerek beni makyaj masasına oturttu.
Dudaklarımı elbisenin eteğinin renginde bir rujla renklendirip , gözlerimede hafif bir makyaj yaptıktan sonra saçlarımı açtı.
"Cidden kendini kaç yaşında hissediyorsun sen? Zaten kısacık saçların, ne diye topluyorsun?"
Maşayı fişe takıp ustaca saçlarımı dalgalandırması on dakikasını almıştı. Aynaya baktığımda ise... Güzel olduğumu biliyordum ancak, böylesini tahmin edemezdim.
"Beğendin mi?"
"Beğenmek mi? Ben kendi doğum günümde bile böyle değildim. Cidden çok fazla olmuş bu Selen."
"Vay canına, sen doğum gününü kutlar mıydın?" Dediğinde cevap vermedim. O da yanlış birşey dediğini anlayıp omuzlarıma sarıldı.
"Sen benim Tinker Bell'imsin. Tabii ki fazla değil bu." Deyip yanağımdan öptü.
💫💫💫💫💫Partinin yapılacağı yere geldiğimizde etrafı şaşkınlıkla izliyordum. Yemyeşil bir bahçenin ortasındaki havuz bile mumlarla süslenmişti. Hoş detaylar her yerdeydi. Havuzun ön tarafında kurulmuş masanın üzeri Selen'in resimleriyle doluydu. İçinde benimle olduğu resimlerde vardı. Şezlonglar bir kenara yığılmış,kocaman bir masa kurulmuştu. Masanın etrafındaysa eski sınıf arkadaşlarım oturuyordu. Hepsi dönüp bize bakmıştı.
Telefonum mesaj sesi ile titrediğin adımlarımı yavaşlatıp Selen'in gerisinde kaldım. Ardından mesajı açtım.
053...: Çok güzelsin.
Mihra: Burada mısın?
053...: Hey, ben iyi bir abiyim!
🌊🌊🌊🌊🌊Biraz gecikti ama yetiştirdim. Umarım beğenmişsinizdir. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AWARE|texting
Cerita Pendek053...: Yine önlüğünü bağlamayı unuttun. Mihra: Beni mi izliyorsun? 053...: Biraz önce lattesini verdiğin sarışını kesiyorum. Mihra: Güzel kız. 053...: Hayır, değil. Mihra: Neden kesiyorsun öyleyse? 053...: Çünkü sadece onun arkasındaki camdan gör...