3.9

19.2K 982 93
                                    

Kulağımdaki el ile homurdanarak yatağımda diğer yana döndüm. Birkaç saniyelik sessizliğin tadını çıkarmaya hazırlanmıştım ki aynı el diğer kulağım ile oynamaya başlamıştı. Sabah güneşinin ışığı gözlerimi açmam için ısrar ederken yatakta bir süre daha tepindim ve yatağın diğer tarafındaki kaslı vücuda, ağaca sarılan koala misali sarıldım. Saçlarımın arasında kaybolan hoş kıkırtı ile gözlerim aralandı. Başımı kaldırıp ona baktım.

Gözlerinde sabah güneşinden daha parlak bir bakış vardı. Ve asıl mutlu eden şey, bu bakışın bana olmasıydı. Uykudan yeni uyanmış ifademin çirkinliğine aldırmadan kocaman gülümseyerek daha sıkı sarıldım.

"Uykunda gülüyordun," dediğinde kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Sanırım rüyalarını bir çesit yaramazlıklar yaparak süslüyorum."

Tırnaklarımı kullanarak sırtını çimdiklediğimde inleyerek yüzüme eğildi. "Yoksa rüyaları gerçeğe taşımak mı istiyorsun sevgilim?" Alay ederek, boğuk bir sesle sorduğu sorunun ardından dudağıma hafif bir öpücük kondurdu. Ellerimle onu itmeye çalışıp sonucun kendime yönelik olduğunu gördüğümde küfrederek yataktan kalktım ve banyoya doğru ilerledim.

"Seni seviyorum!" Diye arkamdan bağırdığında ona döndüm ve orta parmağımı gösterdim. Ben de onu seviyordum.

Yanıtı sırıtarak göz kırpmak olduğunda banyoya girdim. Aynaya dönüp karışmış topuzum ve uykudan şişmiş yüzümü görünce burnumu kırıştırarak kıyafetlerimi çıkardım ve duşa girdim. Dişlerimi fırçaladıktan sonra odaya geri döndüğümde, yatakta sırtüstü dönmüş uyuduğunu görünce rahatlayarak dolabıma doğru ilerledim. İç çamaşırlarımı her ihtimale karşı bornozumu çıkarmadan binbir zorlukla giyindikten sonra arkamı dönüp Doruk'u kontrol ettim. Aynı pozisyonda uyuyordu.

Siyah pantolonu ve koyu mor kazağı dolaptan çıkardım. Bornozumu çıkarıp hızlıca giyindikten sonra bornozumu banyoya geri götürdüm. Odaya döndüğümde Doruk hala uyuyordu.

Tam bir yıl olmuştu. Ben üniversite sınavına hazırlanırken o, şirkette babasının yerini almıştı. Ve ayyaş babasının batırmak üzere olduğu şirketi toparlamak tüm yılının uykusuna mâl olmuştu. Ama başarmıştı. Şimdi Türkiye'nin tanınan, genç iş adamlarından birisiydi.

Onu uyandırmamaya dikkat ederek odadan çıktım ve mutfağa girdim. Selen kendine yaptığı sandviçi masada tek başına yiyordu. Sınavda elde ettiği mükemmel puan sayesinde şimdi en iyi üniversitede psikoloji bölümünü okuyordu. Derslerinin çoğunluğu erken saatte olduğu için çoğunlukla uyandığımda gitmiş oluyordu.

"Artık kahvaltı için beni uyandırmayı denemelisin." Dediğimde bakışları bana döndü.

"Denedim," duraksadı ve yanakları kızararak devam etti. "Ama siz bayağı yakın bir pozisyonda uyuyordunuz." Dediğinde ben de onun gibi kızararak cevap vermemeyi seçtim.

Dorukla arası düzelmişti. Özrünr (yalvarmasına) daha fazla dayanamayan Selen, bir araba karşılığında onu affedeceğini söylemiş ve istediğini almıştı.

Dolaptan kahvaltılıkları çıkardım ve kızartmak için birkaç patates yıkadım.

"Okul nasıl gidiyor?" Diyerek konuyu değiştirme çabasına katıldım.

"Genellikle evde kalıp test çözüyorum. Ama iyi gidiyor." Dediğimde başını salladı.

"Senin?"

"İyi," kısa cevabını onun gibi başımı sallayarak onayladım.

Sandviçini bitirdikten sonra ellerini yıkayıp yanağıma bıraktığı sulu öpücüğün ardından gitti. Bir on dakika sonra patatesleri masaya koyup Doruk'u uyandırmaya gittim.

Pozisyonunu bile değiştirmeden, bayılmış gibi uyuyordu. Yanındaki boşluğa uzanıp bir süre yüzünü izledim. Elimle üç günlük sakalını okşadım. Yanına biraz daha sokularak okşadığım yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Aldığı nefeslerin düzeni bile değişmediğinde dudağının kenarına daha büyük bir öpücük kondurdum. Yine uyanmayınca dudaklarını öpmeye başladım. Bir kaç saniye tepkisiz kaldıktan sonra kolunu belime dolayarak karşılık vermeye başladı.

Nefes nefese ayrıldığımızda alnını alnıma yaslayarak gülümsedi. "Uyandırma şekline bayılıyorum," diyerek pis pis sırıttığında gülerek geri çekildim.

"Kahvaltı hazırladım, giyin hadi." Diyip yataktan kalktım.

Çok geç olmadığı sürece şirketten çıkıp buraya geldiği için bir kaç takım elbisesi ve kıyafeti buradaydı. Dolabımın askılık bölümünü açıp siyah takımını ona doğru uzattım.

"Birkaç iç çamaşırı da getirmeliyim buraya," diye mırıldanarak yataktan kalktığında gözlerimi koca koca açtım.

"Olmadı buraya yerleşirsin," dediğimi ciddiye alarak düşünmeye başladığında takımını ona doğru fırlattım.

"Burası çok küçük, belki sen benim evime yerleşirsin."

"Masayı ters çevirmemi istemiyorsan çabuk giyin ve gel." Deyip odadan çıktım.

Mutfağa girdiğimde durduramadığım mutlu bir kahkaha çıktı dudaklarımdan.

Onu gerçekten çok seviyordum.

#####

Sanki final göz kırpıyor gibi🙃. Bir texting için ne kadar uzun oldu bilmiyorum ancak cidden sonlara doğru saçmalayarak kurguyu mahvetmek istemiyorum. Üstelik ilk denemem olduğu için bir yerlerde elbet eksiğim ya da yanlışım olmuştur. Bunları belirtmek için bu pasaja yorum yaparsanız gerçekten çok sevinirim. Oy vermeyi unutmayın ve sağlıcakla kalın.

AWARE|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin