Hepinize merhaba! Bugün ki röportajımızı "Seveceksin, Bozuk Parça, Demir Dövülürken, Bana Oradan Bi Film Söyle ve İpin; Üstü Muhabbet - Altı Müebbet" adlı kitaplarının yazarı DemirCark ile yapıyoruz. Hepinize iyi okumalar!
1- 2015'ten beri buralardasın. Wattpad uygulaması hakkında neler düşünüyorsun?
-Şöyle 100 sayfalık ince bir kitap yazabilirim Wattpad üzerine.., öylesine çok şey var söylenecek. Öncelikle Wattpad, yazma eğilimi olan ve bunda başarılı olduğunu düşünen ya da hisseden herkesin, hayallerini gerçekleştirebilmesi için güzel bir şans, iyi bir basamak. Sonuçta bende Wattpad uygulamasını Googleplay'den oyun zannederek indirdim ve insanların hikayeler yazıp paylaştığını görünce bende yazmaya başladım ve biraz ileri gittim sanırım.
Neticede Wattpad sayesinde hikayem kitaplaştı ve eğer Wattpad olmasa bu mümkün olmazdı. Ancak Wattpad'in işleyiş biçiminde yanlışlıklar var. Mesela çok uzun bir süre sınırlı sayıda kategorideki binlerce hikaye, tek bir kategori birinciliği için mücadele etmek zorunda kaldı. Bu da 'wattgram' gibi beğenme ve okunma sayısı satın alınabilen sistemlerin doğmasına, yazarların hikayelerindeki etkileşimi artıkmak için yorum muhabbetleri yapmasına, bölümleri kısa tutarak daha çok bölüm yayımlama yoluna gitmesine ve daha bir çok sistemin izin verdiği ya da açığının bulunduğu yollara başvurulmasına sebep oldu. En son gelen hikayenin etiketlerine göre de bir sıralama yapılıyor olması, bu tek bir birincilik için verilen anlamsız mücadeleye alternatif olsa da, oldukça geç kalınmış bir uygulama.
Ancak bunlardan çok daha önemlisi, Wattpad de okur yok. Kalmadı. Son yıllarda Wattpad'den bir çok yazar çıkması, kitaplarının basılması ve fuarlara katılıyor olmaları, herkesin 'bende yazar olacağım' düğmesine bastı ve şu an herkes bir şeyler yazıyor. Bu yüzden herkes kendi hikayesinin popüleritesi için mücadele veriyor, ki bu yüzden gerçekten Wattpad de okur kalmadı diyebilirim.
Özet olarak şunu söyleyebilirim ki; Wattpad şarampolden yuvarlanan bir otobüstür ve ben bu otobüsten son atlayanlardanım. Bundan sonrası için Wattpad de her şey çok daha zor olacaktır.
2- İlk yazdığın kurgunun ismi neydi? Onu hiç yayımladın mı?
-Basılan ilk kitabım "seveceksin" aynı zamanda ilk kurgum. Onun öncesindeki en son yazma denemem, lisede edebiyat dersindeki kompozisyonlardı. Yani benim öyle hiç bir zaman yazıp bir kenara attığım kurgularım olmadı. Bu arada lisedeyken edebiyat dersinden kalan biri olduğum da doğrudur.
3- Hiç yazmakta zorlandığın bir karakterin oldu mu? Bu durumun üstesinden nasıl gelmeyi başardın?
-İlk kitabım "seveceksin" iki karakter arasında ve tek bir mekanda geçiyordu. İkinci kitabım "iyi polis kötü polis" ise, ki şu an kapağı hazırlanıyor ve yakında raflarda olacak, 15'in üzerinde aktif karakteri olan bir kitaptı. Yani yaklaşık 20 karakter yaratmışım diyebilirim ve bunlardan yazarken en zorladığım değilde, en çok dikkat ettiğim "seveceksin" hikayesinin hatun karakteri "Pelin" oldu. Çünkü hikayedeki erkek karakter Demir, çok uç noktada, çok sıra dışı, çok kavranması zor bir karakterken, Pelin ise sıradan bir hatun kişiydi. İşte bu iki karakteri tek bir mekana tıktığınız zaman, ana karaktere karakteristik özelliklerini kaybettirmeden ya da yan karakteri ezmeden denge kurarak yazmak oldukça dikkat istiyor. Özetle bazı karakterlere dikkat ederim ancak yazmakta zorlanmam.
4- Çevrendeki insanlar başarılı bir yazar olduğunu biliyorlar mı? Yeni öğrenenler genellikle nasıl tepkiler veriyor?
-Öncelikle başarı nedir? Daha önce hiç bir yazma deneyimi olmamış birinin, ki bu birisi daha öncede söylediğim gibi lisede edebiyat dersinden kalmış olmasına rağmem bir hikaye yazabilmesi, Wattpad de büyük oranda milyonlar okunmuş hikayeler basılırken 'seveceksin' hikayesi daha henüz 200 bin okunmadayken Türkiye'nin en büyük yayınevlerinden biri olan Ephesus Yayınları ile anlaşma yapması, yazdığı kitap son bir yıl içersinde instagramdaki bookstagramlar tarafından en çok okunan hikaye olması, okuyan herkesin çok beğenmesi ve çok sıradışı bulması ise; evet başarılıyım.
Ancak bu benim için bir başarı, çevremdekiler için değil. Çünkü bizim ülkemizde başarı dinamiğinin mekanik kriterleri biraz daha farklı. Yazarlık yaparak çok iyi paralar kazanmıyorsan, televizyona çıkmamışsan ya da sosyal medyada binlerce takipçin yoksa, insanlar için başarılı değilsin. Mesela ilk kez yazar olduğumu öğrenen insanların büyük bir çoğunluğu şu iki soruyu soruyor. Birincisi; o kadar yazacak şeyi nereden buldun. İkincisi ise; ee bu işten ne kadar kazanıyorsun.
Henüz hiç bir maddi kazancım olmadığına göre, başarılı değilim demek ki. Sadece başarılı bir şekilde yazıyorum.
5- Her kitabına aynı özeni gösteriyorsundur ancak yazmaya sürekli istekli olduğun, yazarken zevk aldığın ve hevesle ilerlettirdiğin bir çalışman var mı? Yoksa hepsine aynı duygularla mı yazıyorsun?
-İlk kitabım psikolojik-gerilim türündeydi. İkinci kitabımı polisiye-aksiyon yazdım. Şimdi daha yeni başladığım üçüncü kitabımı ise kaliteli bir dram ve birazda felsefe içerikli yazıyorum. Bu da aslında bir kendimi keşfetme eylemi, çünkü hangi türleri yazabildiğimi keşfediyorum. Ancak yine de gönlümde yatan aslan şiirdir. Şiir yazmaktan her zaman çok büyük bir zevk aldım ve ileride bir gün, ki çok uzak değil.., bir şiir kitabım olacak. Çünkü şiir yazarken çeşitli oyunlarla gizlediğim anlamların, okuyanlar tatafından bulunması ya da bulunamaması benim için büyük bir tatmin.
6- Bir kitaba finalini yapacağın zaman final bölümünü düşünmek için kendine ne kadar zaman verirsin?
-Ben bir hikayenin finalini, kitabın sonuna geldiğinde yazan biri değilim. Daha hikayenin ilk cümlesini yazarken, sonunun nasıl olabileceğini düşünmeye başlarım. Bitmiş olan iki kitabımla birlikte ve başladığım üçüncü kitabımıda telefonla yazıyorum ve bu bana büyük bir kolaylık sağlıyor. İstediğim zaman her yerde yazabiliyorum böylece. Ayrıca fiilen yazmadığım zamanlarda da, devam ettirdiğim hikayeyi sürekli olarak kafamda kurgularım, yaşarım, düzenlerim ya da dizayn ederim. Sonra yazmak için fırsatım olduğunda zaten her şey kafamda hazır olmuş olur.
7- Yeni bir kitaba başlarken hikayenin hangi özelliğine dikkat ederek onu seçersin?
-Yeni bir hikayeye başlayacaksam eğer tek bir şeye dikkat ederim; yazmaktan keyif alacak mıyım? Çünkü ben popülerite üzerine yazmıyorum. Mesela bana sürekli aşk yaz derler, ben ise yazamam, çünkü yazarken zevk alamam derim. Yazarken ise temel ilkem şudur; kimse okumayacakmış gibi yaz. Yani ben daha çok kendimi tatmin edecek sekilde yazıyorum.., hikayelerimi okuyanların vereceği tepkileri, beğenip beğenmeyeceklerini düşünerek yazarsam, ben olamam. O hikayeyi yazan ben değil, okuyan yazmış olur.
Başka bir dikkat ettiğim şey ise; yazdığım her hikayenin içinde, kurguya yedirilmiş bilgi parçacıklarının olması. Bu beni bir sürü araştırma yapmaya mecbur bırakıp zaman kaybettiriyor olsa da, bundan asla vazgeçmeyeceğim. Benim için kitap bitirilip kapağı kapatıldığında, okuyucusuna bir şey katmamış ise, zaman kaybı olmuştur demektir.
8- Hiç arka arkaya uzun bir süre boyunca yazma isteğini veya ilhamını kaybettiğin bir zaman dilimi oldu mu? Olduysa bunun üstesinden nasıl geldin?
-Bir kitabımı bitirip yayınevime teslim ettikten sonra yazmayı bırakıyorum ve kitap editörden geçip kapağı yapılana, basılıp raflardaki yerini alana kadar mola veriyorum, ki bu bazen iki hatta üç ay sürebiliyor. Onun dışında fırsat bulduğum her an yazabiliyorum.., yazma eğiliminden soğuduğum bir dönem olmadı hiç.
9- Yazdığın kurgular için ilk kez bir yayınevinden teklif aldığında neler hissetmiştin?
-Ben yazdığım kurgular için bir yayınevinden teklif almadım. Aksine ben yayınevlerinin kapısına dayandım. Bunlardan da kapısını en çok çaldığımız Ephesus Yayınları oldu ve şükür ki sonunda içeriden biri kapıyı açtı. Ancak ben ilk sözleşmemi imzaladığımda değil, ilk fuarıma katıldığımda inanabildim artık bir yazar olduğuma.
10- Yazdığın kitapların kapaklarını sen mi oluşturursun? Eğer öyleyse bir kapağı yaparken kitabın duygularını kapağa yansıtmak için ne kadar özen gösterirsin?
-Kitaplarımın kapaklarını, Ephesus Yayınlarının iş yaptığı profesyonel grafikerler yapıyor. Ancak kapak sürecinde editör, yazar ve grafiker ortak çalışıyor. Herkes fikrini söylüyor, grafiker için özet çıkartılıyor, yazar grafikere hikayenin temel kilometre taşlarını anlatıyor, onlarca bazem yüzlerce görsele bakılıyor ve sonunda yayınevi yönetimi de dahil herkesin ortak olarak 'tamam budur' dediği bir kapak çıkıyor ortaya. Ki bence bir kitaptaki en heyecanlı süreç kapak sürecidir.
Demir Çark
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WATTPAD YAZARLARIYLA RÖPORTAJ
RastgeleSeverek okuduğunuz tüm yazarların röportajlarını bu kitapta sizler için topladım! Röportajını istediğiniz herhangi bir yazar varsa özelden ulaşabilirsiniz. **En azından bu kitap için özelden istek almıyorum. Lütfen ısrar etmeyiniz.