Anna kardeşinin nasıl bu kadar ileri gidebildiğini düşünmeden edemedi. O hep erkekler tarafından istenilen taraf olmuştu. O bir ortama girdiğinde tüm gözler ona çevrilirken nasıl olur da onun olmayan bir adamı istediğine inanamıyordu. Derin derin nefes aldıktan sonra okumaya devam etti.
Bash'in tereddüt ettiğini gördüğümde günlerdir uğraşmamın az da olsa etkili olduğunu görebilmek beni içten içe mutlu etmişti. Heyecanla onun cevabı beklerken kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyordum. İlk defa bir adam bana böyle hissettiriyordu. Sonunda başını iki yana sallayarak "Bunu yapamam." dediğinde sinirlerime engel olamadım.
"Sen korkağın tekisin." başını iki yana salladı. "Korkak değilim ama güveni boşa çıkaracak bir adam asla değilim." Sinirle ona döndüm.
"Neden buradasın öyleyse? Umursamaz tavırlarında gayet de başarılı görünüyordun." dediğimde iç geçirdi.
"Kendimi ne kadar zor tuttuğumu bilemezsin Mina." dedi sıkıntılı sesiyle. Bu sözler beni mutluluktan uçurmaya yetmişti. Cesaretim fazlasıyla yerindeyken onun dudaklarına uzandığımda başta itiraz edecek oldu ama sonra bana karşılık verdi.
İçim içime sığmıyordu. O da beni istiyordu, bundan daha güzel bir şey olabilir miydi? O geri çekilip "Yapamam." diyene kadar dünyanın en mutlu insanı bendim.
Gitti, öylece çekip gitti. Ben odada onun arkasından bakakaldım. Ona kızmıştım. Birazcık cesur olsaydı her şey çok daha güzel olabilirdi.
Ona olan kızgınlığımla kralla evlendim sonraki gün. Ben başka bir adamın kollarındayken neler hissetti gerçekten merak ediyorum. Çok kızmış olacak ki günlerce saraya gelmedi. Geldiğinde de yanında Caroline vardı, barışmışlardı. Lanet olsun! Bunu bana nasıl yapabilirdi? Günden güne onun aşkıyla eriyordum, görmüyor muydu bu adam?
Ben Dektonya kraliçesi Mina... Asla hayatım boyunca yenilgiyi kabul etmedim... Onu elde edecektim.
Önce ata binmeyi bilmiyorum yalanını söyledim. Kral bunu umursamayacak ya da benimle uğraşamayacak kadar meşguldü. Onu benimle Bash'in ilgilenmesi konusunda ikna etmek konusunda zorlanmadım. Ona sonsuz güveniyordu.
Bash bu durumdan hoşlanmamıştı ama çok da umrumda değildi. Onunla olduktan sonra başka hiçbir şeyin önemi yoktu. Her gece onun en yakın arkadaşının yatağında olmamın bile. Caroline bizi rahatsız etmesin diye herkesin yanımıza gelmesini yasaklamıştım. Böylece istediğim fırsatı yakaladım.
Hayatım boyunca kaybetmedim ve Bash de elimden kurtulamadı tabi. Tüm kafa karışıklığına rağmen artık benimdi. Kalbi bana aitti.
Yine de gün gelince Caroline ile evlendi ve biz ilişkimizi çok daha rahat yürütmeye başladık. Caroline benden nefret ediyordu biliyordum ama umrumda değildi. Biz birlikte olduktan sonra kimse umrumda değildi.
Kralın umrunda bile değildim. Hasta olduğumda odaya bile gelmezdi. Benim acı çektiğimi görmek onu rahatsız ediyormuş. Nasıl bir adamla evlenmiştim ben böyle?
Aslında onun umursamazlığı işime de geliyordu. Çok rahattım ve istediğim zaman Bash'i kolundan çekip hasret giderebiliyordum. Tabi ki ondan hiç böyle bir ihanet beklemiyordu. Aptallar ihaneti hak eder bence.
Anna son sözü tekrarladı içinden. Sonunda sinirle "Benim de ihaneti hak ettiğimi düşündü." diye mırıldandı. Belki de tüm bunları öylesine yazmıştı. Mina vicdan azabı duyacak bir kadın değildi. Bunları sonra düşünmeye karar vererek okumaya devam etti.
Bir süre sonra kral odama gelmez oldu ve ben Bash'ten hamile kalmıştım. Kralı ayartıp ondan bir gece çalmak için uğraştığımda Bashle büyük bir kavga ettik. Benden günden güne soğuyordu. Ona daima sadık kalan Caroline vardı artık hayatında ve ben mutsuzdum. Ve bu mutsuzlukla bebeğimi kaybedecektim.
Ben mutsuzken onun mutlu olması sinirlerimi bozuyordu. İlk kez kocama yönelmeye başladığımda onun ne kadar içten ve iyi bir adam olduğumu öğrenmemle canım yanacaktı. Şimdi aynı anda iki adama ihanet ederken ikisinin yanında bir de kendime ihanetim vardı. Belki de ölmeliydim. Her şey çok daha kolay olabilirdi ama o zamanlarda Henry'e hamile kaldığımı fark ettim. Ne olursa olsun onu korumalıydım.
Bash ve Caroline hayatlarına devam ederken Caroline hamile kaldı. Ne garip ikimiz de başka insanlardan aynı zamanlarda çocuk sahibi oluyorduk.
Henry doğduğunda kendi kendime söz verdim. Krala bir daha ihanet etmeyecektim. Zaten Bash de ben de artık birbirimizi görmezden gelme konusunda oldukça başarılıydık. Kralla olan birlikteliğimden daha sonra yıllarca çocuğum olmadı. Belki de ihanetimin bedeliydi bu. Çocuk sahibi olmak istiyordum delice.
Helen doğduğunda günahlarımdan temizlendiğimi düşünüyordum. Kız çocuğu bizim krallığımızda kutsaldır. O tamamen bana ve krala benzeyen bir çocuktu.
Şimdi tüm bunları neden yazdığımı merak ediyorsun değil mi Anna? Sen Anna'sın biliyorum, senden başka kimse bu defteri bulamayacak. Senden bir hayat çaldım değil mi? Ama inan bana bu hayat senin o neşeli güler yüzlü halini mahvetmek içindi. Sen orada mutlusun biliyorum.
Sonra ne mi oldu? Mutsuzdum Anna... Yıllardır bu hapishane gibi yerdeydim ve mutsuzdum. Kanım çekiliyordu sanki. Gönderdiğim mektuplarda maviyle yazdıklarım sana birer mesajdı aslında her satırın ikinci harflerini birleştirseydin anlayabilirdin. Sana mutsuz olduğumu bana aynı şifreyle yanıt yazmanı söyledim ama anlamadın. Seni suçlamıyorum. Nereden bilebilirdin ki?
Şu an yazacaklarım konusunda fazlasıyla tereddüt ediyorum. Eğer senden başkası bu defteri bulursa hayatım mahvolabilir. Çocuklarımın hayatı da. Ama eminim ki kimse bulamayacak. Belki sen de asla bu ülkeye gelmeyeceksin. Kimse bulmayacak.
Yarın bu saraydan kaçıyoruz Bashle. O da fazlasıyla mutsuz. İkimiz mutlu olabiliriz. Plana göre bize bir takım insanlar saldıracak ve Bash öldü diye saraya geleceğim. Ve o gece başka bir kadının cesedini yüzü tanınmayacak halde odamdan atılmış bulacaklar. Aynı gün ikimiz de halk için öleceğiz ama birbirimiz için bir ömür var önümüzde.
22.02.2019 düzenlendi
Edit 2: 30.03.2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok Uzak Diyarlardan -Tamamlandı-
Historische RomaneSeninle ben çok uzak iki diyarın, iki ayrı masalının birer parçalarıydık. Karşılaşmamız tamamen tesadüfler zincirinden ibaretti. Çünkü kaderimizde birbirimizin hayatını değiştirmek vardı. Ve karşılaştığımız ilk andan itibaren her şey bambaşka olacak...