Yunanistan'da köprü altlarından birinde tanıştığımız Vasilis'in evindeydik şu an. Tedirgin bir şekilde oturduğum koltukta garip Türkçe'si ile bana sorduğu soruları cevaplıyordum.
''Siz ne arıyordunuz burada?''
''Aslına bakarsan birileri-'' Alp sözümü birden kesti. ''Yanlış tekneye binmişiz ve kendimizi birden burada bulduk.''
''Anladım. Sizi yarın sabah Türkiye'ye ticaret gemisiyle yollayacağım çocuklar.''
''Gerçekten bunu yapabilir misin?''
''Tabii ki niye yapmayayım. Bilal'di değil mi?''
Başımı evet anlamında salladıktan sonra Alp'e baktım. İkimizde artık evimize, ülkemize dönmek istiyorduk. 2 gündür kaldığımız Vasilis'e edebileceğimiz her yoldan teşekkürümüzü etmiştik. O olmasaydı muhtemelen sokaklarda kalıp polisin eline düşerdik.
''Kalimera nurimu kalimera.'' Türk dizilerinden kalma klasik bir repliği söylediğimde Vasilis suratıma bakıp gülümsedi. ''Biliyorum o diziyi.''
''Nereden biliyorsun ya? O da mı yayınlandı burada?''
''Yok Türkçe'mi geliştirmek için dizileri izlerdim bir ara. Favori karakterim Safiye'ydi.''
''Benimde...''
Hep beraber kahkaha atmaya başlamıştık ardından. Yunanistan'a gelirken yaşadığım her şey gözümün önünden geçiyordu. Uçakta sevişmemiz, yatakta sevişmemiz, Alp'e gondolda sakso çekmem, duşta sevişmemiz, deve üzerinde sevişmemiz, barda sevişmemiz, bar tuvaletinde ona sakso çekmem gibi...
Sabah olduğunda Vasilis ile vedalaşıp ticaret gemisine binmiştik. Bize ayrılan bölmede oturup sohbet ederken diğer yandan dün çekindiğimiz fotoğraflara bakıyorduk.
''Evlendiğimiz zaman Vasilis'i görmeye geleceğiz dimi?''
''Balayımızı burada yapacağız yavrum.''
İstanbul'a indikten sonra ne yapacağımızı bilemez bir halde etrafta koşuşturmuştuk. Son çaremiz olarak bizi gelip alması için Mert'i aradım. O da her zamanki gibi kabul etti. El ele tutuşarak çıktığımız hava alanından arkamıza bakmadan ilerliyorduk. Sonumuz belki iyiydi belki kötüydü. Bunu bilemezdim ama bildiğim tek bir şey varsa bu hikayeden öğrendiğim her şey beni, gerçek beni yaratmıştı. Ayakları yere sağlam basan, hoşgörülü ve duyarlı beni...
Mert'in arabasında ilerlerken arka koltuğa attığı büyük bir çanta gördüm. ''Nereye gidiyordun?'' diye sordum ardından.
''Bursa'ya. Teyzemin yanına gidiyorum Bilal.''
''Hepimiz için hayırlı olanı bu galiba,'' dedi ardından Alp. Sanırım o gün konuşulanları duyduğunu şimdi ima ediyordu. Haklı mıydı bilmiyorum. Bildiğim tek şey varsa Mert hayatımın sonuna kadar benim en yakın arkadaşım olacak kalacaktı. Bunu ne sevgilim ne de başka biri değiştirebilirdi.
''Teyzenin yanına ne yapacaksın?''
''Yeni bir klinik açtı. Hem ona yardımcı olurum hemde liseyi bitirip sınavlara hazırlanırım.''
''Arada Skype yaparız zaten dimi?''
''Yaparız.''
Mert Alp'i bıraktıktan sonra arabasını benim evimin önüne çekti. ''Jülide teyzeye selam söylersin.''
''Emin misin ayrılma konusunda?''
''Seni Alp ile görmeye dayanamıyorum Bilal. Açık açık öğrenmek istiyorsan bu böyle. Artık dayanamıyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cinsel gerilim | boyxboy • texting
Kısa Hikaye''Karşımda giyinmen hoşuma gitti,'' dedi zorlanarak. ''Evlenince de böyle yaparız.'' Evlenince dediği anda kendimi uçurtma uçuran bir çocuk gibi hissetmeye başladım. Bu durumda bile hayal kurabiliyorduk. ''Sen şu cinsel gerilim hattını bırak da ban...