5.bölüm- İstifa

123 13 0
                                    

Nasıl bir insandı! Ne kadar vicdansızdı. Benim gibi bir kıza böyle lafları uygun görüyordu. Bar fahişesi, namussuz, ayartmak, yalancı ve annemin bana verdiği kolyeyi de kopartmıştı. Ben ne yaparsam, yapayım bir bayan olarak bunları bana söylemezdi. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Yere eğilip kolyemi aradım ve bulamayınca uzun zamandır sıktığım sabrımı dışarıya saldım, yerden doğrulmamla  ona tokat atmam bir oldu. Aynı zamanda oradan hışımla ayrılmam da.

Aynı günün farklı saatleri :

Melis;

Hayır, ben ne yaptım da bunu hak ettim? Bilakis, bir şey olmasın diye yanına bile yaklaşmaya çekindim. Ama onun bana yaptıkları... İstifa etmeliydim. Daha yeni başladım ama onun sayesinde psikolojim yerle yeksan olmuştu. Hayır, nasıl, Nasıl annemin bana verdiği, canım  gibi koruduğum , (birden fazla hıçkırık araya girer gözyaşları kırmızı yanaklarını talan ederken) kolyemi bir saniyede koparıp kaybederdi? Anneciğim, anneciğim ne kadar, ne kadar kötü bir insandı. Birde beni Ayas'ı ayartmakla suçlamış. Kolyem, kolyem bir daha göremeyeceğim, miras kolyem manevi değeri bütün paramdan değerliydi. Ayartmak Ayas'ı. Ben ne yaptım. İstifa etmeliydim. Aklımdan geçmediği zaman yoktu. O yıkıcı kelimelerin. Bütün günümü ağlayarak ve hıçkırarak geçirdim.

Berk;

Nasıl bana tokat atabilirdi . Onu şikayet etmeliydim. Bir de masum gibi numara yapıyordu.

Sonra Ayas (maraton koşusunu bitirmiş de o yorgunlukla hareket eder gibi) odaya girdi aheste aheste.

Ayas:

-Oğlum ne oldu? Kıza neden böyle davrandın?
-hak etti.
-ne yaptı ki  bunları hak etti?
-seni kendisine çekmeye çalıştı. Sana sarıldı. Daha önceden bana saygısızca davranıyordu.
-yani bunlar için mi hak etti? Bak oğlum ne olursa olsun onun özel hayatına karışamazsın. Belki kız sen ona öyle davrandığın için böyle davranıyordur.
-ne olursa olsun bana öyle davranamaz. haddini bilmeli.
-Sen bildin mi haddini? Oğlum o kız.
- sen kimi savunuyorsun ! Ben senin arkadaşınım, o değil.
-ben haklıyı savunurum.
-bi git oğlum. kız seni de kandırmış anlaşılan. Beynini ele geçirmiş. Git gözüme gözükme.

Ayas  orayı terk etti ve hep gittiği evin yolunu hatırlıyordu. Her gece oraya gider ve dışarıdan onu izlerdi. Şimdi ise gizli olmadan evine gidecekti.
                       
                             * * *

15 dk sonra :

Kapı üç kere kuvvetlice vuruldu. Zile basıldı. Kapı açıldığında Ayas'ı karşılayan bir çift şişik ve kırmızı gözlerdi.

-Ne oldu? Neden geldin?
-neden gelmeyeyim ? iyi misin?
-sence çok kötüyüm. İstifa edeceğim... -Bence bu yaptığın en doğru olanı. Berk benim dostum ama sana çok kötü davranıyor.
-kolyemi kopardı. onu bulmalıyım. -nerede yaptı bu zalimce hareketi? -terasta. Ama etrafta yok. Bulamazsın. (ağlayarak söylemişti kurduğu tüm cümleleri)
-Kendini üzmeye değmez. Bak  sana çikolata getirdim, iyi gelir.
-Teşekkür ederim. (burnunu çekerek) gerek yoktu.
-var tabi var, neyse ben gideyim. Hasta ziyareti kısa olur.

(Melis'i  ve bu olayların içinde güldürmeyi başarmıştı)
-ha ha ha.

Onu yolcu ettikten sonra, telefonu uzun uzun çaldı. Açtığında ise Esin'in ince sesi kulaklarına  doldu.

-Kızım nasılsın? Ay dur ya! Ben sana küsmüştüm. Sen beni neden aramıyorsun "Turuncu Pandam?" Tamam işe başladın da, ben sevgili Pandam'la hiç mi irtibata girmeyeceğim. Kızım sen çık bu işten valla. Ben bile sıkıldım. İstifa et, gel benim yanıma bütün gün abur cubur yiyip film izleriz. Nasıl fikir? Bir tane daha fikrim var...
-kızım bir sus açar açmaz taramalı gibi. Moralim bozuk zaten.
-Ne oldu kızım? Benim kankamı kim üzdü?
-kimler üzmedi.
-dur geliyorum bekle.
-ne peki.
-bye bye.
-Sanada.

30 dakika sonra;

- kızım Allah'tan gelecektin. nerede kaldın?
-Yolda.
-neden?
-bir sürü öküz, yolda manda gibi bekliyor. Bazı öküzlerse keçi gibi... Ben anlamıyorum bu erkekleri.
-aynen. (iç çekerek)
-ne oldu? dur dur. (koltuğa yayıldı ve çekirdeği elinden eksik etmedi)
-şimdi sana her şeyi ince ayrıntısına kadar anlatacağım.  İyi ki geldin ya.

Ne yaşadıysa ilk iş gününden beri, hepsini anlattı.

-bu adam ya kalpsiz ya da kalbini sadece işlevi için kullanıyor. Salak herif.
-kolyemi ya, annemin bana verdiği kolyeyi. (her kelimede gözyaşları artıyordu.)
-ağlama ya kızım.

Dedi. Ve Melis 'e sıkıca sarıldı. Melis' te ona sıkıca sarıldı.

                              * * *

Ayas'sa aynı saatlerde terasta kimsenin gitmediği zamanda, kimsenin haberi olmadan, kolyeyi aradı. O kolyeyi bulmalıydı. Melis'in kalbinde yer kazanmalıydı. Kendini sevdirmeliydi. Liseden beri onu unutamamıştı. Hâlâ ona deli gibi aşıktı.
                              * * *

Ertesi gün :
Hızlıca giyindim. Güçlü olmalıydım. Korkmamalıydım. Kendime yeterince güvenmeliydim. İstifayı basmalıydım.
İşte uzun zamandır kendimde aradığım ruh hali buydu.

' İşe vardım. Odama girdim. Eşyalarım dün buradan hızla çıkınca odamda kalmıştı. İstifa belgem hakkında uğraşlar verdim. Ve kibirli buz adamın odasına girdim. Yalnız odada biri daha vardı. Çağla;kıkırdayarak, yılışık cümleler kuruyordu. Sonra Berk ona kaş göz hareketleri yaptı. Ve Çağla odadan çıktı. Çıkarken bana şımarık ve havalı bakışlar attı.

-ben sadece bir şey vermek için geldim. Bundan sonra seninle asla muhatap olmayacağım.

Arkamdaki ellerime tecessüsle baktı. Yüzüme bakarak her zamanki gibi sinirli maskesini takındı.

-ne var!
-istifa!
-istifa etmenin  bu kadar  kolay olduğunu mu sanıyorsun?
-neden?
-sözleşmeyi iyi okumadın herhalde. İmza atmadan önce okumalısın (alaylı şekilde). 6 ay boyunca burda çalışmak zorundasın. Sözleşme gereği.
-ne?
-merak etme! Bende meraklı değilim sana. Bu yüzden bende muhatap olmam senle.
-bir şekilde beni çıkaramaz mısın?
-hayır.
-beni kov o zaman.
-ne? sen bana kötü davrandın ve ben senin iyiliğine bunu yapıcam, öylemi?

Gözlerim doldu. Ve hızlıca oradan çıktım. Hâlâ nasıl böyle davranabiliyordu. Bense hep dayanamayıp ağlıyordum.

Aynı gün içinde :

Ayas:
-Melis!
-efendim?
-bak!

Baktım ve kolyemi tamir edilmiş bir şekilde buldum. Sonra ona sevinçten sıkıca sarıldım. O da bana sıkıca sarıldı.

Berk;

Onları koridorda böyle görünce sinirlerim tepeme çıktı. Ondan öyle nefret ediyorum ki. İntikam almalıydım. Ama daha sonra. İlk önce onların yanına gidip Melis'i güzelce rezil etmeliydim.

-Melis yeter ! Adamı yedin.
-ne! Sen ne diyorsun!
-ne niye diyorum. Hâlâ bir kıza yakışmayan ayıp hareketler sergiliyorsun ofiste.
-ne!
-senin özel hayatın bizi ilgilendirmez. Git akşama bara orada yap gösterini.

Dayanamıyordum. Göz yaşlarım sırayla dökülüyordu. Bu adam nasıl bir insandı.
                               * * *

ZIT KUTUPLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin