(Yukaridaki kızımız Mirae)
Etrafı Melis'in çığlıkları inletirken Berk çoktan yeri boylamıştı. Berk'in düşüş şeklinden dolayı sırtı ve bacakları acırken asıl acıyan noktası kafasıydı. Bunun sebebi düştüğünde kafasını kalorifer peteğine vurmasıydı. Çok fazla sert vurmamıştı ama az vursa bile peteğin sertliği büyük hasarlar verebilirdi.
Melis Berk'in adını bağırarak söylerken bütün ofis toplanmış onları izliyordu. Melis merdivenlerden inip Berk'in yanına geldi. Yere eğilip Berk'in oturur pozisyona gelmesini sağlarken Berk'in başını elleri arasına aldı. Berk'in gözleri kapanırken Melis bağırarak Berk'i uyanık tutmaya çalışıyordu.
Berk kafasını vurunca kendinden geçmişti. Bilincini kaybederken etrafa farklı gözlerle bakıyor. Kendi kendine gülüyordu. Sesli bir şekilde gülerken "Melis!" diyordu. Sanki çok komik bir şey varmış gibi gülmesi Melis'in sinirlerini yıpratıyordu. Berk eski Berk değildi.
-Berrkkk! Uyumaaaa! Berrrrkk! Lütfen bana bak! Gözlerime bak! Bu kadar çabuk gidemezsin! Berrkk!
Melis Berk'i uyanık tutmak için yanaklarına hafidçe vuruyor, konuşup duruyordu. Çok korkmuştu. Endişesinin ve korkusunun ilk belirtisi ağlamasıydı. Deli gibi ağlarken sanki Berk ölmüşçesine davranıyordu. Berk'in durumu fazlasıyla vahim değildi ama Melis işte Berk'i sevdiğinden çok korkuyordu.
Berk'i kaldırmaya çalışırken Berk'in kendini ayakta tutamadığını gördü. Berk'i taşıyamayınca Berk yeniden yere düştü ama bu seferki sadece Berk'i diri tutmak için bir hareketti. Berk biraz daha uyanır gibi olmuş ama hâlâ gülüyordu.
-Melisss dünyyaaa şimdii tamm anlaamıyyla dönüyo-rr...
-Berk lütfen lütfen hayatımın anlamı... Uyuma!
-Meliss... Dönüyor aartıkk! Se-ssizz düüny-m dönmüy-r k-...
-Berk kapatma gözlerini. Şiddetli bir vuruştan sonra uyunulmaz... Sen en az sekiz saat uyumazsın herhalde. Berrk!
-Ben, be-enn... Dahaa iyyi-yim.
-Ne? Berk sen iyi değilsin! Benim yüzümden...
-İyiyimm artık kalbimmin acıısıını hiisseetmiyorum fazlassıylaa.
-Ne?
-Çünnkü kaafamdaaki acı kalbimdeekini aratmıyorr. Keşke böyylee diirekk gittsem...
-Berk öyle deme! Ben, ben sensiz ne yaparım?
-Ben... Bensizz? Evlenirssinn...
-Berk öyle demee...Berk sesli sesli gülerken Melis'in üzeri de kan olmaya başlamıştı. Çok fazla kan akmamıştı ama kanıyordu işte. Berk'in kalbinin kanamasının yanında bu neydi ki?
Berk Melis ile konuşurken arada etrafa bakınıp gülümsüyordu. Sanırsa halisülasyon görüyordu. Annesini gördüğü barizdi. Çünkü fısıldayarak "anne." diyordu.
Ya da evlatlar başlarına bir olay gelince "anne." derler ya. Berk iki sebepten dolayı da diyor olabilirdi bunu Melis bilmiyordu.
Lucas Melis'in çığlıklarını duymuş ve oraya gitmişti. Kalabalığı yarıp merdivenin olduğu yere ilerlemişti. Melis'in yanına gelmiş ve Berk'in can yakıcı halini görmüştü.
Ona acırken Melis Lucas'tan yardım istedi.
-Lucas hadi bir tarafından sen bir tarafından ben Berk'i kaldıralım. Hastaneye yetişelim!
Lucas inkar etmedi. Ne olursa olsun Berk de bir insandı. Birlikte Berk'i kaldırdılar. Berk o sırada kendi kendine konuşuyor, kıkırdayıp duruyordu. Melis'in olduğu taraftaki elini Melis'in saçlarına daldırmıştı. Melis'in saçlarının ucuyla oynarken ne yaptığının farkında bile değildi. Melis'in saçlarıyla oynayan Berk'i Lucas görmemişti. Fakat Melis bunu fark etmişti Berk'e dönüp gözlerine bakmıştı. Berk'in yarı kapalı gözlerine bakıp gözyaşlarını bıraktı.
* * *
Berk'in ısrarı üzerine ofise gelen Melis Berk'in kolundan çıkmıyordu. Lucas ne kadar rahatsız olduğunu anlatamazdı. Melis'i korumak için nişanlanıyordu ve Melis'i koruyamıyordu çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZIT KUTUPLAR
RomanceAlınmayan bir intikamın bedeli vazgeçmekti kimileri için... Kimileri için zorlu bir parkur... Parkurdaki her bir engel aşık adamı kuvvetlendiriyordu, yıpratsa da... Daha çok azimli kılıyordu aşk için yaşama tutunanları... Her bakışta içi yanıyordu...