15.bölüm- Seni İlgilendirmez!

44 7 0
                                    

Markete geldiklerinde Melis hemen bir sepet alıp çikolataların olduğu yere yöneldi. Berk'te yanına gidecekken, birden telefonu çaldı. Arayan Çağla idi. Neden şimdi aramıştım? Berk onunla ilgilenmiyordu. Ama Çağla bilakis... Kendisi Berk'e aşıktı. Ama son bir aydır Berk'e yakın davranmamıştı. Buda Berk'i şaşırtmıştı.

-aloo!
-Berk! Naasıllsınn? Senii çokk özledimm.
-çağla yine ne oldu!
-bir şey mi olması gerek? Bugün birlikte yeni açılan AVM'ye gidelim mi?
-hayır! Ben meşgulüm!
-neden? Neden... Bir gününü bana ayırsan?
-...

Berk'le Çağla böyle konuşurken Melis sepete ne bulduysa atıyordu. Birden bir adam ona çarptı; bu adam ona tanıdık gelmişti.

-pardon, affedersin kızım.

Yere eğilip dökülenleri birlikte toplamaya başladılar. Berk onların yanına geldi. Ve Melis'in yanındaki adama baktı. Onun Melis'i korkutan adam olduğunu görür görmez anladı. Adamın yakasına yapışıp bağırmaya başladı.

-ne yapıyorsun sen burada!

Melis atılarak:

-amca yanlışlıkla sepetimi düşürdü, şimdi yardım ediyordu. Bırakır mısın adamı?

Adam elinden kurtulup kaçtı. Berk ise içinden satamadığı kez küfür ediyordu.

-kaçtı işte!
-kaçar tabi neden öyle davrandın?
-bu seni ilgilendirmez!

Berk son zamanlar Melis'e eskisi gibi davranmaya başlamıştı. Melis eşyaları toplayıp kasaya gitti. Tam ödeyecekken Berk kasiyere parayı uzattı.

-hayır! Ben ödeyeceğim Berk!
-Melis!
-saçmalama! (kasiyerin elinden parayı alıp Berk'e uzattı, kendi parasını verdi.)
Berk'i beklemeden poşetleri alıp dışarıya hızlıca çıktı. Ardından Berk Melis'in kolundan tutup kendine çekti. Etrafın - dışarı olduğunu- kalabalık olduğunu önemsemedi.

-sen nereye gidiyorsun öyle?
-seni ilgilendirmez!

Melis kolunu hızla çekip karşı kaldırıma ilerleyecekti ki Berk karşıdan gelen kırmızı arabayı görüp Melis'in peşine koştu  ve Melis'i kolundan tuttuğu gibi kendi kucağına çekti. Melis anın şokuyla  - ne olduğunu anlamadan- Berk'in kollarına tutundu. Ardından sarıldı. Burnuna gelen odunsu koku ile kendine geldi. Tekrar geriye dönüp etrafa bakıcak iken birden yaşadığı şokun etkisiyle dizlerinin bağı çözüldü. Yere düşmesine ramak kala Berk belinden tutup onu kaldırdı. Ortamın havasını değiştirmek için:

- neymiş beni ilgilendirmezmiş! Giymeyin şu topukluları!
-Allah Allah! Ben Çağla gibi yüksek topuklular giymiyorum! Ayrıca istersem giyerim sana ne?
-ama bu beni ilgilendirir sen hep düşeceksin...
-sen de tutma! Bırak düşiyim, bırak öleyim...
-Melis!
-al işte! Şimdi 2.kere düştü bunlar. Bisküviler, cipsler kırıldı.

Melis yerden toplayıp poşetini ve düşen çantasını aldı. Ancak cebinden düşen cüzdanını görmemişti. Koşarak ilerledi.

Berk yerde gördüğü cüzdanı alıp içine baktı. Melis'in olduğunu anlamıştı. Fakat içinde bulduğu fotoğraf ona çok benzese de o olmadığı belliydi. Büyük ihtimalle annesiydi. Melis'in peşinden gizli gizli gitti.

Melis telefonu ile taksi çağırdı. Gelmesini bankta oturup bekliyordu.
Taksi gelmişti Melis ilk önce cüzdanını yokladı. Bu onun uzun süredir edindiği adetti. Ancak cüzdanını bulamadı diğer cebine baktı. Kıyafetinin tüm ceplerine baktı. Ancak yoktu işte...
Taksici filmli camı açıp :

-hadi Bee! Seni mi bekleyeceğim!
-üzgünüm, cüzdanımı düşürmüşüm. Gerçekten çok üzgünüm...
-bu ne dikkatsizlik! Boşuna çağırdın beni. Bir baksaydın cebine sonra arasaydın bir zahmet! Aptal!
-...

Berk ne kadar beklemek istese de taksicinin son söylediği sözcük onun sinirlerini hoplattı.

-sensin be aptal! Hayvan herif!

Melis seslerin geldiği yöne bakınca Berk olduğunu anladı. Gerçi bu sözcükleri böyle imalı şekilde ancak o söylerdi.

-sen kimsin kardeş!
-ben mi! Imm seni ilgilendirmez!
-o zaman bu konu da seni ilgilendirmez.
-ama az sonra yiyeceğin dayak seni de beni de ilgilendirir!

Adam arabasını çalıştırıp kaçtı. Berk'in öfkesi bu şekilde daha çok arttı.

-korkak! Bir de adam olucak!

Melis Berk'e kızgın olsa da sormadan edemedi.

-ne işin var burada?
-cüzdanın düşmüş.
-Ve sen de getirmeye geldin?
-tabiki. Yani bu konu beni ilgilendirir.
-seninle muhatap olmak istemiyorum! Ver cüzdanımı gidiyim!
-al!

Berk cüzdanı vermek için uzattı. Ardında Melis almaya yeltendiğinde Melis'i oyuna getirip cüzdanı yukarı kaldırıyordu. Melis ise uzanamıyordu.

-vermek için bir şartım var!
-versene şunu ya! Seninle bir anlaşma mı yapacağım? Cüzdan için!
-arabamla seni eve bırakmamı kabul edersen sana cüzdanını veririm!
-ben seninle bir yere gitmem! Benim olan şeyi almak için şarta gerek yok!
-Melis seni akşam akşam tek başına bırakmam!
-tamam bırakma!
-...
-ben kendimi bırakırım.!

Melis cüzdanı Berk'in elinden kaptı (Berk'in dikkati dağıldığı anda)
Ve evine ne kadar uzak olsa da yürüyecekti. Bu olaydan sonra taksi çağırmak istemiyordu. Koşarak Berk'ten uzaklaşmaya çalıştı. Ama Berk'in ondan hızlı koştuğunu tahmin etmemişti. Berk peşinden koşup Melis'i durdurdu. Kolundan tutup her zamanki hareketini yaptı. (kolundan tutup kendine çekti)
Fakat bu sefer daha sert ve hızlı çekti. Anlık sinirle aklına mukayyet olamamıştı. Melis o hızla ve sertlikle Berk'in gövdesine yapışıverdi. İlk başta ne olduğunu tam olarak anlamasa da ciğerlerine dolan bu odunsu kolu ve hoş kokuyu tanımıştı. Biraz böyle bekledikten sonra ne yaptığını fark edip Berk'i elleriyle itti.

Bunun üzerine Berk sinirlenince her zamanki gibi hakim olamayıp Melis'i kucağına aldı.

Melis sinirle ayaklarını sallıyor, elleriyle Berk'in döşünü ittiriyordu. Ama ne fayda koca adama ne işler ki?

-Melis! Söylediklerimi yapsaydın bu duruma düşmezdin!
-bırak beni...
- seni evine bırakıcam kusura bakma. Ben bir kızı böyle bir saatte sokağa bırakmam!
-bana baksana sen! Bana bak!

Melis bak derken iki parmağıyla gözlerini gösteriyor. Ela gözlerini refleksle büyütüyordu. Berk Melis'in gözlerine bakıp ne yapmak istediğini düşündü.

O sırada Melis'in kaçacağını tahmin etti bu yüzden kızı daha çok sıkıp daha çok kendine yaklaştırdı.

Melis ne kadar sinirlense de Berk'in böyle davtanmasından - Onun peşini bırakmamasından- hoşlanıyordu. Hele ona yakın olunca ciğerlerini cennet kokusu zannettiği bu güzel kokuyla dolduruyorsa ya işte o zaman huzurlu oluyordu ne olursa olsun... Sakinleimişti sanki, bu uyuşturucu etkisindeki koku, onu yatıştırıyordu.
Ve nedense onunla yaşadığı her olay kalbinde sanki yeni atılmış asfalt gibiydi. En küçük olay  bile yapışıyor, izi kalıyor ve geri çıkmıyordu. Bu anılar adeta o küçük izler gibiydi.

Melis dalmışken Berk'in onu arabanın yanına getirdiğini fark etmedi. Ama koltuğa oturunca bunu kolaylıkla fark etmişti.

Yol boyunca Berk aynadan Melis'e Melis'te Berk'e utanarak ve öfkesinden dolayı ona sakınarak bakıyordu. Hiç çıtları çıkmıyor, kavga bile etmiyorlardı.

Araba yavaşça Esin'in evinin önünde durdu. Melis kapıyı çaldı, Esin açınca hızla girip, setçe kapattı...

Yazım hatalarım için çok özür dilerim... 🙏

ZIT KUTUPLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin