20.bölüm- Aşkının Kazası

40 8 0
                                    

Üzerine baktığında bir şey fark edemedi. Kafasını arkasına çevirdiğindeyse çıplak sırtında kaba bir el gördü. Anlık korkuyla arkasına döndü. Arkadan gelen 4 kişilik alkollü grup ona hiçte iyi manada bakmıyordu. İçlerinden ikisi önüne geçerek Melis'in etrafını sardı. Böylece önünde de arkasında da iki kişi vardı. Bir yere kıpırdayamıyordu. Ağzı kokan bu adam Melis'in sırtından elini çekmiyordu. Melis bir yandan kaçmaya çalışırken diğer bir adam onu tuttu ve saçına elledi.

-şışşşt. Ailen sana gece gece böyle yerlerde dolaşmaman gerektiğini söylemedi mi seni yürüyen afet!

Melis irkilirken damarlarındaki kanın akmayı bıraktığını hissetti. Yerinden kıpırdayamıyordu. Gözlerindeki yaşlarsa birer birer süzülüyordu.

Diğer bir adam onu tutup çekerek gerdanındaki kolyeye - aslında tenine- değdirdi elini.

-aynı gözlerin gibi zümrüt rengi...

Melis kafasını aşağı eğmiş kaçıracak yer ararken öyle bir ihtimalin olmadığını fark etti. Şimdi kimse yok muydu kurtaracak? Bugün bir kez daha taciz mi edilecekti?

-lü-lü-lütfen bır-bırakın be-be-beni, gideyimm.
Onun sırtına elleyen adam meymenetsizce gülüp:
-"ohoo daha yeni geldin bebeğim! "dedi.
Melis sol gözünden akan yaşla beraberinde yutkundu." lütfen biri bana yardım etsin... "diye içten içe bağırmak istiyordu fakat korkudan ve anın şokuyla konuşamıyordu.

4 adam da ona iyice yaklaşmış planlarının son hamlesini yapacakken arka taraflarından gelen gür ve erkeksi ses onların durmasına sebep oldu. Hepsi dut yemiş bülbül gibi oluverdiler.

Berk bir çita gibi koşup Melis'in sırtına ellemeye çalışan herifin hamlesini önlemek için Melis'in o özenilmiş topuzunu bozup, Melis'in uzun saçlarıyla sırtını kapatmış oldu. Ardından adamın kolunu tuttuğu gibi ters yöne çevirdi. Kırılma sesi gelirken adam inledi. O sırada diğer adama tekme attı. Öbür adam arkasından gelirken onun boynundan tutup - adamı ters çevirerek - yere serdi. Peşinden gelen son adama ise kafa attı. Yere çökmüş ağlamakta olan Melis'e yaklaşıp ona sarıldı.

Öyle içten sarıldı ki Melis hıçkırıkların arasından kollarını Berk'e sardı. Ve hiç bırakmayacakmış gibi sıktı. Berk hiç ayrılmak istemiyordu bu kollar arasından fakat Melis'i bu hale getirenlere cezasının verilmesi gerekiyordu.

Melis'in çenesini tutup kafasını onun kafasına yönlendirdi. Hıçkırmakta olan Melis'in gözlerine gözlerini kenetleyerek birkaç cümle kurdu.

-Melis sakin ol güzelim, sakin ol tamam mı? Ben şimdi onların icabına bakıcam, sen korkma tamam mı...

Melis onu bırakmak istemese de mecburen bıraktı. Yavaş yavaş kollarını çekti, koruyucu mesleğinden... Keşke bırakmak zorunda kalmasa, ömür boyu hep orada kalsa... Erkeksi kokuyu alamayınca Berk'in uzaklaştığını fark etti. O 4 adamla birden baş edebilecek miydi? Baş edebilse de Melis korkuyordu, ya ona bir şey olursa diye...

-Berk ha-hadi ge-gel gide-lim, boş-ve-ver on-la-ları...
Ağlamaklı sesi ve parıldayan gözleriyle Berk'e bunları söyleme amacı belli oluyordu. Berk kaşlarını çarparak :

-onlar sana böyle davranmışken, ben boşverir miyim sence!
Melis kafasını sağa sola sallayıp:
-ya sana bir şey olursa?
-bu seni ilgilendirmez! Ayrıca neden öyle bir şey olsun ki?

Melis "seni ilgilendirmez" kelimesini duyunca Berk'e sinirlenmişti. Neden hep "seni ilgilendirmez" diyordu. İlgilendirirdi işte! Ona ne kadar iyi davransa da Melis duyduğu son cümleyle Berk'e sinir olmuştu. Neden gelmişti ki? Bıraksaydı onu burada böyle! Ne de olsa bu olanlar birbirlerini ilgilendirmiyor! Melis kollarını birbirine bağlamış Berk'i izlerken Berk'se hava atarcasına adam dövüyordu.

ZIT KUTUPLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin