-Melis hadi ama?
-Ayas ben daha önce hiç içmedim.
-Melis bu sadece bir kadeh. Ayrıca bugün kutlama günü, bu kadar takma... Lütfen benim hatrıma...
-tamam sadece senin hatrına.Melis kadeh dağıtan görevliden bir tane aldı. Ve ardından Ayas'a baktı. Ayas bir dikişte bardağın dibine gelmişti. Melis kadehi ağzına götürdü. Yavaşça bir yudum aldı. Yüzünün ekşimesine sebep olan bu acı şey Melis'in midesini bulandıracak gibi duruyordu.
En sonunda bitirmişti. Gözlerini kadehten ayırıp Ayas'a dikti. Ayas önceden beri ona bakıyordu. Bunu fark etmişti.
-bir şey mi oldu Ayas
-aaa.
-yani şey demek istedim, yüzümde bir şey mi var?Melis Ayas'ı saf zannediyordu halbuki Ayas...
-hayır, sadece şey diyecektim. Berk'e Çağla'nın yanına gidelim mi? Yeni gelmişler!
-olur, gidelim...Melis Berk kelimesini duyar duymaz kasılmıştı. Çağla kelimesini duyar duymazsa biraz, çok az kıskanmıştı. Tamam, tamam kıskanmıştı işte.
Ayas'ın koluna girip yavaşça Berk'le Çağla'nın bulunduğu masanın yanına geldiler. Berk Melis'i görür görmez adeta büyülendi. Ona bakmadan edemiyordu. Bu kız ona ne yapıyordu böyle. Berk daha önce hiç böyle hissetmemişti.
Melis'te Berk'e aynı şekilde bakıyordu. Tabi gizli gizli Berk'e bakarken arada gözlerini kaçırıyor bu seferde gözleri Çağla'yı buluyordu. Bu kız ne kadar vıcıktı böyle. Berk'in koluna girmiş utanmasa Berk'in içine girecekti. Melis buna sinirlense de ses çıkarmadı. Ne de olsa burası ofis değildi. Çağla'yı "burada fantezi yapamazsın" diye uyaramazdı.
Çağla görevliye el işareti yaparak masaya çağırdı. 4 tane kadeh alıp herkesin önüne yerleştirdi. Sanırım herkesin içebildiğini düşünmüştü. Ama Melis'in içemediğini daha doğrusu bugünden önce hiç içemediğini bilmiyordu tabi. Bilse iyi aşağılardı. Sanki içmek bir marifetmiş gibi. Ayas bu durumdan mutlu olmuşken Melis "ben içmek istemiyorum" demeye utandı. Ve sesini çıkarmadan bir kadehi daha yavaşça yudumladı.
Zaten daha önce hiç içmemişti. Bir de narin bir yapısı vardı. Yani kısacası iki kadehte sarhoş olmasına şaşırılmazdı. Fakat Melis'in şuan ne başı dönüyor, ne midesi bulanıyor, ne de bilincini kaybediyordu. Veya bünyesi değiştiğinden dolayı fark etmemişti.
Ayas'la Berk iş hakkında konuşurken Berk ne kadar iş hakkında konuşsa da aslında aklı Melis'teydi. Neden Ayas ile birlikte gelmişti ki. Berk'in damarına basmak için mi? Hayır, anlamıyordu. Ona neydi? Neden böyle şeyler düşünüyordu? Melis kimle giderse gitsin... Neden onu ilgilendirir ki! Ama ilgilendiriyordu işte Berk. Ayas'la dans edeceği için kendini yiyip bitiriyordu.
Melis'te Berk'e bakıyordu. Sahi Berk acaba gerçekten de ondan özür mü dilemişti? Evet, Melis Berk yüzünden orada kilitli kalıvermişti. Fakat Berk'in bunu isteyerek yapmayacağını biliyordu. Yani içinden bir ses "Buz adam sana böyle yapmaz" diyordu.
Çağla Melis'in Berk'e baktığını görmüş olsa gerek ki kıskanç, kıskanç bakıyor, olup biteni anlamaya çalışıyordu. Zaten son dört buçuk haftadır Berk ona çok soğuk davranıyorsun. Gerçi ne zaman sıcak davrandı ki demeden edemedi. Fakat işte bunu kalbinden geçiremiyordu. Çünkü Berk'i seviyordu. Onun için elinden geleni yapardı. Berk'in de son zamanlar Melis'le ilgilendiğini anlamıştı. Ve bu yüzden yakın zamanda Melis'i ayara çekmeyi düşündü. Kimse onun Berk'ini alamazdı. Hem de hiç kimse...
Melis Berk'le irtibata geçebilmek için can atar gibiydi. Fakat istemiyordu. Çünkü onunla en son "seni ilgilendirmez" konusundan dolayı kavga etmişlerdi. Bu yüzden gururu elvermiyordu.
* * *
O anda çalan yumuşak müzikle herkes masanın başından ayrıldı. Danslar edilmeye başlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZIT KUTUPLAR
RomanceAlınmayan bir intikamın bedeli vazgeçmekti kimileri için... Kimileri için zorlu bir parkur... Parkurdaki her bir engel aşık adamı kuvvetlendiriyordu, yıpratsa da... Daha çok azimli kılıyordu aşk için yaşama tutunanları... Her bakışta içi yanıyordu...