Yukarıdaki Melis'in annesidir. (İnci)
-sen nereden tanıyorsun?
-lütfen kesme.
-tamam, özür dilerim.
-baban Fazıl annene çok aşıktı. Fakat bir engelleri vardı. Sen daha 7 yaşındayken Ziya Özdemir annenin peşine düştü. Bunda ne senin ne de babanın suçu vardı. Annenin haklılık payı var mı bilmem. Ziya pisliği annene saplantılı bir şekilde aşık olmuştu. Annenin peşini bırakmıyor her fırsatta pnu elde etmeye çalışıyordu. Annen bunu babandan sakladı. Fakat nereyr kadar? Baban bir gün bunu öğrendi. Öğrendiği günden sonra annene bunun sebebini bile sormadı. Annenin kendisine aşık olduğunu biliyordu baban. Ben doğrusunu böyle biliyorum. Baban anneni ölümlerine kadar korudu. Bir gün yengenin doğumu için hastaneye giderken Ziya onlara tuzak kurdu. Zaten o günden önce de defalarca kurmuştu bu tuzakları ama işte işe yarayan o günkiydi. Ziya'nın bu yaptığıyla İnci'ye demek istediği şuydu bana kalırsa "ya benimsin ya kara toprağın!". Dediği gibi de oldu. Tuzak işe yaradı. Annenle baban o arabanın içinde son nefeslerini verdiler. Sen benimle hastanedeydin. Bana her dakika "Amca! Amca! Annem ile babam ne zaman gelicekler?" deyip duruyordun. Sanki sen de olanları hissetmiş gibi ağlamaya başlamıştın. Ben ise telenfondan aldığım korkunç haberle insanların ne kadar acımasız olabileceğini anlamıştım. Sen yetim ben abisiz kalmıştım. O Ziya şerefsizinden öcümü olmak için yemin ettim. Benim ailemden kalan tek kişi biricik abimdi. O da bir sevda mevzusu yüzünden kurban gitmişti. Abimin ne suçu vardı? Sadece çok sevmek. Tabi Ziya anneni nereden gördü diyeceksin. Bunu sormakta haklısın. Baban bizim şirkette çalışırken yoğunluktan kafasını kaldıramıyordu. Bilirsin baban evcimendir. Annen o rahatlasın, iki yüzü gülsün diye babanın sevdiği yemeklerden yapıp ofise getiriyordu. Bir gün o Ziya anlaşma için ofisimize geldi. İşte o gün anneni görmüş ilk görüşte etkilenmişti. Bunu tek seferde fark ettim. Bu olaydan sonra ofise gereksiz yere çok sık gelir oldu. Bir keresinde iş yemeği bahanesiyle sizin evinize gelmişti. Hatırlar mısın bilmem ben de oradaydım. Yengen de. O da utanmayıp bir de karısı ile çocuğunu getirmişti. Neredeyse seninle yaşıt bir oğlu vardı. Bak onun da çocuğu vardı yazık değil mi? Kadın zaten çökmüştü. Olanları anlamış olsa gerek suskun, perişan ve psikolojik nöbetler geçirir tipteydi. Kadının tek amacı oğluydu. Bu gözlerinden belli oluyordu. Sen odanda o çocukla oynarken biz de muhabbet ediyorduk. Adam her dakika anneni kesiyordu. Bunu tek fark eden ben değildim. O kadın da annen de fark etmişti. Kadın gururunu yerler altında hissetmekten yoruldu bir gün. O gün ise annenler öldükten sonraki gündü. Selası okundu. O Ziya ise yeni karısıyla gezmelerde eğlencelerdeydi. Yani Ziya İnci'yi bile unutmuştu. Oğlu ise mezarlıkta perişan halde "anne!" diye bağırıyordu. "anne korkma ben buradayım! Sen hiç üzülme! Ben hep senin yanındayım!" bunu o mezarlığı inletircesine bağırarak söylüyordu. Sen ise her geçen gün anne ve babanın yokluğuyla çöküyordun. Yemeden içmeden kesilmiş en sevdiğin oyuncaklarını bile ellemiyordun. Derslerinde olan düşüş psikolojini daha çok sıkıntıya sokarken dpğum gününde o son doğum gününde pastanı fırlatmış "ben sadece bir hediye istiyorum..." demiştin. Uzun zamandır böyle sesli konuşmuyordun. Düzeldiğini düşünüp mutlu olurcasına konuştum. - "ne istersin?"
-"annemle babamı. Onları çok özledim. İşte bu hepimizin gözlerinden birer birer yaşın düşmesine sebep olmuştu. İki aile de o Ziya iti yüzünden darmadağın olmuştu. Senin halini gördükçe yeniden yeminler ediyordum intikamımı alacağıma.Melis'in gözünden yaşlar boşalırken elleri titriyordu. Bu sebeple elindeki çay bardaüını düşürüp yerde dağılışını izledi. Bunlar gerçek miydi? Bir adam yüzünden hayatı kararmıştı. Annesi babası acımasızca öldürmüş, kendisi yurt köşelerinde kalmıştı. Kemal söylediklerinin ağırlığını biliyordu. Bu yüzden Melis'e kızmadı. Ama ona pek de üzüldüğü yoktu. Çünkü oldu olası sevmemişti annesini de. Bu yüzden iyi amca rolünü çok zor canlandırıyordu. Ama dediklerinin hata payı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZIT KUTUPLAR
RomanceAlınmayan bir intikamın bedeli vazgeçmekti kimileri için... Kimileri için zorlu bir parkur... Parkurdaki her bir engel aşık adamı kuvvetlendiriyordu, yıpratsa da... Daha çok azimli kılıyordu aşk için yaşama tutunanları... Her bakışta içi yanıyordu...