38.bölüm- Ritimsiz Dünya

29 6 3
                                    

Melis'in kolundaki ipleri çözdükten sonra Melis uyku halinde olduğundan  yana doğru kayıp düştü. Berk Melis'iin omuzlarından tutup kaldırdı. Şimdi bir bahaneyle Melis'i buradan çıkarmalıydı. Kimseye gözükmeden özellikle de babasına. Kapıyı açtı ve etrafa bakındı. Babasının odasının kapısı aralıktı oradan gizlice içeriye baktı. Babası yoktu. Etrafta adam göremiyordu. Melis'i kucağını alıp hızlıca buradan defoldu. Dışarıya çıktığında arabasının yanına varana kadar koştu. Kapıyı açtı. Arka koltuğa Melis'i yatırdı. Kimsenin görmemesi için elinden geleni yaptığını düşündü.

                             * * *

Eve vardığında Melis hâlâ uyanmamıştı. Onu kendi yatağa yatırıp mutfağa indi. Eline gelen yiyecekleri tepsiye doldurdu. Yiyecekleri doldururken hâlâ aklından çıkmayan mevzuyu Melis'in nasıl düşmanı olabileceğini düşünüyordu. Aklı almıyordu. Keşke, keşke ölseydi de, kör olsaydı da, sağır olsaydı da bu olup bitenler hakkında bilgi sahibi olmasaydı. Şu an kafasını duvarlara vurup vurup bu olanları unutmayı istiyordu. Tam mutlu olacağı anda, tam sevdiği kişiyle mutlu olacağı anda hayat ona o kadar kötü bir oyun oynamıştı ki, Berk ne yapacağını bilemiyor, bu onu daha çok sinir ediyordu. Şimdi babasının sözünü mü tutacak yoksa Melis'le sonsuza dek mutlu mu yaşayacaktı? Kafasında milyonlarca soru zihnini işgal ederken içeri giren Melis Berk'in tüm dikkatini üzerinde topladı. "nasıl kalktı?" diye düşünürken Melis eli ile başını ovuşturup aynı zamanda şaşkınca etrafına bakıyordu. Sanırım buranın Berk'in evi olduğunu fark etmiş ve buraya nasıl geldiğini düşünüyordu. Çok fazla beklemeyip direk Berk'e sordu.

-Berk?
-...
-ben neden buradayım?

Berk Melis'in yüzüne acıklı bakarken ağlamamak için kendini zor tutuyor gibi gözüküyordu. Şimdi karşısındaki dünyalar tatlısı sevgilisi kendisinin düşmanı mıydı? Ona böyle bakarken ister istemez duygulanıyordu. Ne yapmalıydı? Melis'ten uzaklaşmalı mıydı? Bu Melis için de iyi olurdu. Bu işi başlamadan bitirmelilerdi. Erkenden uzaklaşırsa canı yanmazdı değil mi? Sanki şimdi canı yanmıyormuş gibi kendi kendine duygularını gizliyordu. Güya belli olmayacaktı. Ama Melis'in gözünden bu üzgün, acıklı Berk kaçar mıydı?

-Berk ne oldu iyi misin?

Berk ona bakarken bir adım geri gitti. Şimdi ondan uzaklaşması mı mantıklıydı? Bu şekilde ikisinin de canı yanacaktı değil mi? Ama en azından bir süre sonra unutacaklardı. En azından Melis unuturdu. Berk ise her günü kalp acısıyla bitirirdi. Gecelerin aşık adamı olur, fotoğraflarına bakıp bakıp iç çekerdi. Evet, bunu yapmamalıydı. Yavaş yavaş uzaklaşmalıydı. Aksi takdirde Melis ile birbirlerine daha çok alışacaklardı. Sonra bu aşk acısı ardı kesilmez hastalıklara sebep olacaktı. Antidepresanlar onun yaşam kaynağı olacaktı sonra.

-Berk?

Melis Berk'in yanına vardığında onun gözlerine yardım etmek istercesine bakıyordu. Ama sorun da buydu işte çözüm yoktu. Berk sadece konuyu değiştirebildi.

-ş-şey, seni... Seni yolda baygın buldum. Evinin anahtarı bende olmadığından, sen-i, seni buraya ge-getirdim.

Berk Melis'in gözlerine bakmaya korkarken bile bakamadığı için özlüyordu o elaları. Uzun bir süreye, uzun bir ömre nasıl dayanacaktı?

Melis tatlı bir şekilde gülümseyip "Berk soruma cevap vermedin?" dedi. Berk mecburen Melis'e baktı. Sebebi ise bir eliyle yüzünü kendisine çevirmiş Melis'ti. Baktıkça daha çok yanıyordu içi. Ama daha bu neydi ki? Değil mi? Daha Melis kendisinden ve babasından intikam almaya çalışacaktı değil mi? Berk bir türlü Melis ile olamayacaktı değil mi?

Ne kadar kendisi de Melis gibi karşılık vermek istese de sadece cevap verdi.

-herhangi bir şey yok...
-bu şekilde söylediğine göre var. Benden mi saklayacaksın?
-saklayacak bir şey yok!
-birlikte çözüm buluruz.
-çözümü yok!

ZIT KUTUPLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin