Büyük kırıkları çöp kutusuna atmak için kalktığı zaman "neler gördün?" dedi.
Melis ilk önce rüyayı hatırlamaya çalıştı ki zaten aklından çıkmamıştı. Tam anlatacağı sırada durup "annem kabusların anlatılmaması gerektiğini söylerdi" dedi.
Berk cevabın neyi ima ettiğini anlamıştı. Yere tekrar eğilip küçük kırıkları toplamaya devam etti. Melis'i
ise vazodan düşünce parçalanan şakayıkları toplarken buldu. Ama çiçeklere bakıp üzülmüştü. Bu ona garip geldi. Ve çekinmeden sordu. "çiçekler için neden bu kadar üzüldün? Yenisini alabilirim." Melis Berk'e dönüp "onlar benim en sevdiğim çiçeklerdi ve ben onlara bakıyordum." dedi.İkisi de yerden kalktı.
"İyi geceler Berk!", "Sana da iyi geceler Melis!"-korkuyor musun? Eğer istersen sen uyanana kadar seni beklerim. Melis gözlerini büyüterek "şey gerek yok yaa." diyerek odasına doğru yol aldı.
Berk yatağa girer girmez yarın Melis'i koruması gerektiğini düşündü.
Melis'te yarının gerçekten zor bir gün olacağını biliyordu. O yüzden korkmamak, etrafı görmemek için yorganı kafasına kadar örttü. Uyumalıydı.
* * *
Sabah kalktığında ilk işi misafir odasını kontrol etmek oldu. Odaya girdiğinde Berk'i masumca uyurken buldu. O kadar tatlı gözüküyordu ki. Uyanıkken ki halinden fazlası ile fark-
lı. Ona kalırsa Berk'in sorunu çok sinirli olmasıydı ama bunu son zamanlar yenmişti. Melis'e kalırsa tabi Melis'in yanındayken. Ses çıkarmadan mutfağa indi. Ve kahvaltıyı hazırlamaya başladı.Berk bıçak seslerinden dolayı endişe ile uyandı. Yine ne oluyordu? Ses çıkarmadan ama hızlı bir şekilde sesin geldiği yere yürüdü. Eğer bir şeyler oluyorsa ve ses çıkarmadan giderse durdurabilirdi. Mutfağa girdiğinde Melis'in sucuğu doğradığını gördü. Aman Allah'ım iyice psikolojim bozuldu, demeden edemedi kendi kendine. "günaydın".
Melis sesin geldiği yere kafasını halavetli bir şekilde çevirdi. "günaydın". Ardından şaşkın bakışlar atarak "uyanmışsın! Erkenden. Uykun mu kaçtı?"
- yoo sadece uyandım öyle.
- acaba bugün izin alsam olur mu?
- neden?
- e şey Esin'le alışverişe gideceğiz parti için.
- Esin?
- benim arkadaşım.Melis neden sorduğunu düşünmeden edemedi. Hadi erkek ismi söylese neyse ama " Esin" demişti. O da arada saçmalıyordu.
- izin veririm tabii. Ama senin güvende olup olmayacağını nerden bileceğim?
- neden bilmek istiyorsun?
- başına bir şey gelir diye!
- sen benden bu kadar çok nefret ederken birden böyle korumaya çalışıyorsun anlam veremiyorum.
- niye insan insandır. Başı belada olana yardım ederim ben.
-yaa ama onun için işlerini aksatır mısın?
- söylesene ne demedi bekliyorsun!
- neden bana karşı bu kadar yumuşak davranıyorsun?
- ben tanıdığım insanlara böyle davranırım. Bizde insan değil miyiz?
Sende garip bir kızsın Melis kötü mü davranıyım istiyorsun!
- hayır, bir anda bu kadar yumuşamanı anlayamadım doğrusu.
- senin hakkında yanlış düşüncelere sahipmişim, bu düşünceleri sıfırladım.
- mesela?
- Ayas'la yakınlığın!
- ne var bunda o benim dostum.
- o benim çocukluk arkadaşımdan öte kardeşim! Ve onun için endişeleniyorum! Senin karşında güneşte bekletilen dondurmalar gibi oluyor.
- ne? Ben onunla arkadaşım o da benimle aynı düşüncelere sahip sen yanılıyorsun.
- yaa!
- sen zaten buz gibi biri olduğun için böyle dostlukları saçma sapan ergen aşklarına benzetebilirsin ki benzettin!
- beni anlamıyorsun!
- asıl sen!"cızzz"
- al işte! Tostlar yandı! Off Berk senin yüzünden böyle bir günde kahvaltımı da düzgün edemeyeceğim.
- sana yanık kahvaltılar! Ben işe gitmeliyim.
- ne! Öyle olmaz ayıp ayol! Benle kahvaltı yapmazsan ölümü gör. Şurada kahvaltı yap!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZIT KUTUPLAR
RomanceAlınmayan bir intikamın bedeli vazgeçmekti kimileri için... Kimileri için zorlu bir parkur... Parkurdaki her bir engel aşık adamı kuvvetlendiriyordu, yıpratsa da... Daha çok azimli kılıyordu aşk için yaşama tutunanları... Her bakışta içi yanıyordu...