42.bölüm- Ölüme Yaklaşırken

40 5 0
                                    

Melis arkasını dönmüş gözleri kapalı halde görmüş olduğu silüete hortumu tutuyordu. Gözlerini açmazken o kişinin ıslandığını anlamıştı.

Berk neye uğradığını şaşırırken, üzerine tutulan hortumla geri gider gibi olmuş ardından dengesini sağlamıştı fakat elindeki alışveriş poşetleri yere düşmüştü. Düşen paketlerde Berk gibi ıslanırken Berk yüzüne su gelmesin diye kafasını çevirmiş ve kendisini ıslatmakta olan Melis'i belinden tuttuğu gibi kendine çekmişti. Melis'in elindeki su ikisinin arasında kalmış ve ikisini de ıslatırken Melis en sonunda gözlerini açmış, kimin onu korkuttuğunu ve tuttuğunu görmüştü. Berk? Melis ikisini de ıslatan hortumu sıkıca tutarken Berk'in de kendisini sıkıca tuttuğunu anlamamış değildi. Hatta bir anda bu kadar yakın olunca yine bir tuhaf olmuştu. Nasıl bu soğuk su onları ıslatırken Berk'in içi bu kadar yanabiliyor, ateşi dinmiyordu? Bu his son 4 aydır onun bir parçasıydı. Melis 'te de bu hisler kıvılcımlanıyordu.

Fakat yine de Berk'e sinirlendi çünkü Berk onu korkutmuştu. Belki de korkutmak için yapmamıştı ama en azından bunu düşünüp geldiğini belli edebilirdi. Bu yüzden pek de karşılık vermedi Berk'e. Berk bunu anlayınca Melis'in gözlerine derin manaları andıran bir şekilde baktı. Melis bir an masmavi okyanuslarındaki şiddetli dalgalarda boğulacağını sandı. Belli ki bu okyanuslarda büyük fırtınalar kopuyordu. Melis ise bu okyanuslara bakınca kendini görüyordu. Melis bu okyanuslarda yelkenliyle ilerleyen küçük bir kızdı sadece. Bu koca okyanusta küçük bir ayrıntı... Kim bilir bu ayrıntı dışında ne kadar çok ayrıntı, anı vardı. Böyle baktıktan sonra Berk'i fazlasıyla tanımadığını fark etti. Bu okyanuslardan kimlerin gelip geçtiğini, bu okyanusa ne zararlar verdiklerini bilmiyordu. Bunları öğrenmek için okyanusa içtenlikle sormalıydı. Tabi okyanuslar durgunlaştığında...

Berk hâlâ ona öyle bakarken Melis de kendini kaptırmıştı okyanuslara. Berk en sonunda hortumu Melis'in elinden alıp kenara fırlattı. Melis hortuma bakarken Berk Melis'in yüzünü tutup kendine çevirdi. Melis ona baktığında Berk Melis'e daha da yaklaştı. Sonra kendini aşkın kollarına bıraktı.

Melis'i öperken Melis de ona istekle karşılık veriyordu. Melis de Berk'in boynunu tutmuş ve aynı Berk gibi ona hırçınlığını gösteriyordu. Berk'in susuz çölüne nehir olurken Berk'in dediği lafı hatırladı. "seninle". Berk bu ateşi, içindeki bu yangınları gerçekten de kendisiyle dindirebilirdi.

* * *

Kemal kendi kendine gülerken yine aklındaki tilkiler kurnazlık peşindeydi. Bu sefer ki planı işe yarayacaktı buna sonuna kadar inanıyordu. Yalnız bu plana Melis'i devretmemişti. Melis'in almış olduğu tasarımlar sayesinde düşmanlarına alçakça bir oyun oynayacaktı. Ve bu sırada dikkat dağıtmış olacaktı. Ardından intikam adına düşmanlarından birini kurban adıyacaktı.

Melis neden bu işin içinde değildi? Çünkü Melis, düşmanlarını öğrenince öfkesiyle etrafı yakıp kavuracaktı bunu biliyordu. Çünkü asıl düşmanı Berk'ti. Çünkü asıl düşmanı aşık olduğu adamdı. Çünkü asıl düşmanı en değer verdiğiydi.

Kemal bunu biliyordu ve bu yüzden Melis'i gerektiği zaman devreye sokacaktı. Kızın yıpranması da umrunda değildi, kız kesinlikle Berk'i düşmanı olarak görünce yıpranacaktı. Fakat Kemal'in tek amacı abisinin intikamını almaktı. Geri kalan kimin umrundaydı? Eğer intikam faslı biterse Avusturalya'ya dönecek ve tekrardan işinin başına geçecekti. Bunun için günleri sayıyordu.

* * *
Kahvaltıyı ettikten sonra Berk Melis'e gitmesi gerektiğini söyledi. Ve ardından hazırlanıp dışarı çıktı. Melis onu yocu ettikten sonra mutfağa gidip oradaki işleri halletti. Berk'in mutfağına kadın eli değmediği o kadar belliydi ki. Melis raflara yeniden çeki düzen verdi, buzdolabını da düzenledi. Ayrıca Berk'in bugün getirdiği poşetlerdeki malzemeleri de koyulması gerekli yerlere yerleştirdi. Tabi poşetler biraz ıslaktı ama olsun...

ZIT KUTUPLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin