Bölüm Giray'ın ağzından. Geçmiş bölümü olacak.
Giray
Lisenin ilk günü... Çoğu öğrenci için 'çabucak geçse de bitse' denilen bir gündü. Herkes o ilk günü atlatıp kaynaştıkları güne atlamak isterdi. Bu yüzden benim için lisenin ilk günü kötüydü. Ama daha kötü bir şey varsa o da alıştığın ortamdan ayrılıp herkesin kaynaştığı bir ortamda 'lisenin ilk günü'nü yaşamaktı.
Herkes birbirine yabancıyken oldukça normaldi ama bulunduğum ortamda tek yabancı bendim ve bu yüzden herkesin gözüne batıyordum. Bu cidden kötüydü.
Teneffüs zili çaldığında sınıfta durmak istemediğim için bahçeye çıkmıştım. Bir banka oturup elimdeki şiir kitabını karıştırıyor, daha önce işaretlediğim şiirleri tekrar tekrar okuyordum. Kitap okumayı da çok severdim ama şiir okumanın güzelliği şiirler arasında bir anlam bütünlüğü olmamasıydı. Açıp rastgele bir tanesini okuyunca kaçırdığım hiçbir şey olmuyordu.
Bakışlarımı kitaptan kaldırıp bahçede gezdirdim. O esnada yanıma biri oturmuştu. Bakışlarımı ona çevirdiğimde gülümseyip çenesiyle ileriyi işaret etti.
"Şu okula yeni gelen dokuzlar çok güzel değiller mi?"
Hafifçe gülüp başımı işaret ettiği yere çevirdim. Koskocaman bahçede gözümü tek bir kız almıştı, o da enerjisiyle etrafa farklı bir ışık saçıyor gibiydi. Gülümseyerek ona bir şeyler anlatan arkadaşını dinlerken rüzgarın önüne doğru ittiği saçlarını sabırla geriye atıyor, gülümsemeye devam ediyordu.
"Evet." diye mırıldandım. "Güzel."
Diğer hiçbir kıza bakmadan bu kanıya varmamın sebebi neydi, bilmiyordum ama şu an sanki bu ortamda bulunmuyordum. Sanki dünyaya o kızı izlemek için gönderilmiş biri gibi hissetmiştim. Bu çok tuhaftı. Alt tarafı bir kızdı sonuçta. Bu kadar takılacağım ne vardı ki?
Bu soruma hiçbir zaman cevap bulamamıştım. 'Alt tarafı bir kız' diye geçiştirmişsem de bundan sonraki teneffüs de o kızı görmek için bahçeye çıkmıştım. 9. sınıf olduğunu bildiğimden bazen onların katındaki erkekler tuvaletine gitmiştim. Kantindeki sırada onu gördüğümde elim ayağım buz kesmişti. Dersler hiç geçmek bilmemişti. Teneffüs zili çaldığında ise onu görebileceğim için sebepsiz bir mutluluk kaplamıştı kalbimi. Okula gelmediği günlerdeyse sinirli olmuştum hep.
Çekingen olduğumdan 1 ay ismini bilmeden izlemiştim onu. O çok farklıydı ve bu farklılığını insanlara kabul ettirmekte çok iyiydi, bundan çok etkilenmiştim. Gülümserken kaybolan ela gözlerinden çok etkilenmiştim. Ne olduğuna epey bir zaman anlam verememiştim çünkü bana yaptıkları, hissettirdikleri benim için ilkti.
Sonra adını öğrenmiştim.
Hayal...
Benim için tıpkı ismi gibiydi. Çünkü beni sanki bu dünyada değilmişim gibi hissettiriyordu, onu gördüğüm anda yaşadığım her saniye hayal gibi geliyordu. Kalbim sıkışıyordu, parmak uçlarım soğuk oluyordu ve bazen başım bile dönüyordu.
Ne zaman o gülümserken göz göze gelmiştik ve o, gülüşünü genişletip bana başıyla selam vermişti, işte o zaman kendime sorduğum sorunun cevabını almıştım. Uzun sürmüştü, anlamamakta baya bir ısrar etmiştim ama bu onun huyuydu. Farklıydı, farklı hissettiriyordu ve bunu insanlara kabullendirmekte hiçbir zorluk çekmiyordu.
Bana da hissettiklerimi kabullendirirken hiç zorluk çekmemişti.
Ona aşık olduğum gerçeğini kabullendirirken hiç zorluk çekmemişti.
Ve bunu, bana yaptığı tüm o şeyleri fark etmeden yapmıştı. Beni kendine aşık ederken aslında bunu yapmak gibi bir amacı yoktu. Hayal benim kim olduğumu bile bilmiyordu, ben onun için yalnızca bir yabancıydım.
Ama o...
O benim sevdiğim ilk kişiydi.
Bölüm çok kısaydı, farkındayım ama bu bölüm Giray'ın olayını biraz anlatmak istedim. Zaten kısa hikaye türünde yazıyorum yani bu kadar kasmaya ne gerek var ki dkfljghdfkjl
Hadi bb.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALİ ARKADAŞ | Texting
ContoGiray: Sen demiştin bir keresinde Giray: Hayali arkadaşın olmam için senin zihninde yaşamam lazım Giray: Sana özel olmam lazım Giray: Zihninde neler dönüyor bilmiyorum Giray: Oraya ait miyim bilmiyorum Giray: Ama bildiğim bir şey var Giray: Ben sana...