Hayali Arkadaş -32-

15.8K 1.8K 721
                                    

Fotoğrafta Bulut var ♥

Bundan sonraki bölüm de Hayal'in geçmişi olur herhalde. Bu bölümde aklınızdaki soru işaretlerini biraz gidereyim, bir sonraki bölüm tamamen çözeceğim.

Deniz Tekin - Yıldızlar

Pera & Toygar Işıklı - Unut


Hayal

Omzumu duvara yaslayıp odamdaki pencereden dışarıyı izlerken aklımdan geçen düşünceler beni bitiriyordu. Bu evde uzun süredir bir huzursuzluk vardı, hiç bitmek bilmeyen kavgalar vardı ama bugün hepsi son bulmuştu. Nihayet kavgaların bitmiş olmasına sevinmem gerekmiyor muydu? Sevinemiyordum işte. Halledebilirler sanmıştım, tekrar eski, huzurlu günlerimize döneriz sanmıştım ama çözüm hiç beklemediğim bir şekilde gelmişti.

Babam bizi terk etmişti.

Yüzümü bir ateş bastığında odamın penceresini açtım ve kafamı dışarıya çıkardım. O an sokakta gördüğüm insanla bir anlığına tüm dertlerimi unutmuştum.

Bulut... Bulut buradaydı.

Hızlıca odamdan çıkıp etrafıma bakındım. Annem neredeydi bilmiyordum ama galiba şu an evde yalnızdım. Vakit kaybetmeden evin dışına çıktığımda onu görüp çıktığımı anlamasın diye telefonumla uğraşıyormuş gibi yapıyordum. Çok geçmeden adımları önümde durmuştu.

"Selam."

Kafamı telefonumdan kaldırıp gülümsedim. "Selam."

Şu an belki de onunla konuşmam içinde bulunduğum durumda yapabileceğim en saçma şeydi. Babam bizi terk etmişti, annem harap haldeydi ve nerede olduğunu bilmiyordum. Onu defalarca aramıştım ama bana 'beni rahat bırak' demekten başka hiçbir şeyle dönmemişti. O yüzden kendimi düşünüyordum ve içinde bulunduğum bu durumda, yanımda kimse yokken bana iyi gelen tek kişi Bulut'tu. Sadece birkaç dakika yanında dursam başıma gelenlere karşı daha dirayetli olabilirdim.

Biraz daha ayaküstü konuştuktan sonra birlikte yürüyüş parkına doğru gitmeye başlamıştık. Üniversite için taşındığından bahsetmişti. Hangi üniversiteye gideceğini bilmiyordum, veya hangi bölümü kazandığını... Onun hakkında böyle detayları bilmezdim.

Mesela doğum günü ne zaman bilmiyordum. Bir kardeşi var mı, annesi babası sağ mı bilmiyordum. Hayalindeki meslek ne bilmiyordum. Ama hangi durumda nasıl davranacağını biliyordum. Karşılaştığı zor durumlarda veya gülünç olaylarda nasıl surat ifadelerine büründüğünü biliyordum. 

Belki de ben biraz tuhaf seviyordum çünkü seven insan onun hakkındaki en gereksiz detayları öğrenmek isterdi. Ama kendimi tanıyordum. Zaman içinde öğrendiğim o gereksiz detaylarla övünmek, sevgimi yüceltmektense onun hangi durumda nasıl davrandığını bilmek benim için daha değerliydi.

"Ne zaman gidiyorsun?" diye sordum. İçimden yakın bir tarih söylememesi için dua ediyordum.

"Yarın akşam yola çıkacağım. Bugün burada son günüm sayılır."

Kendimi birden aşırı durgun hissetmiştim. Sessiz kaldım. Aramızda bir ilişki yoktu, bunca zaman tek yaptığımız göz göze gelmek ve gözlerimizi kaçırmaktı. Doğru düzgün ettiğimiz ikinci sohbetti bu. Yani birbirimiz için bir 'tanıdık'tan ötesi değildik. En azından dışarıdan öyle görünüyordu.

Ama neden kendimi terk edilmiş gibi hissediyordum?

Bu çok saçmaydı. Bulut bana hiçbir zaman 'seni bırakmayacağım' dememişti. Bunu diyen babamdı. Ve buna rağmen giden babamdı. Bu neydi şimdi? Terk edilme kompleksiyle mi yaşamaya devam edecektim? Bunu istemiyordum. Tek istediğim normal bir kız olmak, normal bir hayat sürmekti.

HAYALİ ARKADAŞ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin