Aforizmadam - Bu Kalp
Hayal
Yere bakarak hızlı hızlı yürürken aklımda ona ne söyleyeceğimi toparlamaya çalışıyordum. Sanki kafam boş gibiydi, ona ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Konuşmayı nasıl başlatacağımı bilmiyordum. Belki de ona mahcup olduğumdan aklıma bir şey gelmiyordu. Utanıyordum. Her ne yaparsa yapsın ona el kaldırmaya hakkım yoktu.
O an ne yaptıysam bir kere bile düşünmeyerek yapmıştım. Karşımda yıllardır görmediğim annem vardı, beni terk eden annem vardı. Yaşadıklarımdan dolayı suçladığım insan vardı. Bu gerçek beni öfkelendirmişti ve içimde bunca yıldır tuttuklarımı dışarıya çıkarmaya zorlamıştı. İçime attığım her şey... Bir anda dilimden dökülmüştü.
Ve birkaç gündür üzerimde bir hafiflik olduğunu hissediyordum. Yaşadığım o kriz anından sonra biraz rahatlamıştım.
Adımlarımı duraklatıp Bulut'un okulunun bahçesine göz atarken henüz konuşmaya hazır olmadığımı hissediyordum. Ona ne diyeceğimi düşünmeli, öyle konuşmalıydım.
Gözlerimi bahçede gezdirmeye devam ederken kadrajıma Bulut da girmişti. Doğukan'la bir kenara geçmiş, sigara içiyorlardı. Bir ara herhangi bir konuşmamızda Bulut'un ara sıra sigara içtiğini öğrenmiştim ama hiç gözlerimle görmemiştim.
Bulut'la göz göze geldiğimizde kaşları çatılmıştı. Yanına gitmek istiyordum ama beni tutan bir şey vardı sanki. Tek yapabildiğim yüzüne bakmaktı.
Bulut, dudakları arasındaki sigarayı çekip dumanı dışarıya üfledi ve henüz bitirmediği sigarasını yanındaki çöp kutusunda söndürüp Doğukan'a bir şeyler söyledi. Doğukan'ın da dönüp bana baktığını gördüğümde benimle ilgili konuştuklarını anlamıştım. Bulut, bana ilerlemeye başladı.
"Bir şey mi oldu?"
"Seninle konuşmam lazım."
Ellerini cebine sokup "Dinliyorum." diye mırıldandı. Gözüm bir saniyeliğine dudaklarına kayarken oradaki yarayı görmek içimi burkmuştu. Ona vuran bendim, dudaklarında o yarayı açan bendim. Bu gerçek çok canımı sıkıyordu, bakışlarımı kaçırıp bahçede gezdirmeye devam ettim. O esnada fark ettiğim bir şey istemsizce dudaklarımdan soru olarak fırlamıştı.
"Niye herkes bana bakıyor?"
"Güzel olduğun için. Mühendislik fakültesinde pek kız yok, bilirsin. O yüzden güzel kız görünce kıtlıktan çıkmış gibi bakarlar."
"Sen bakmıyor musun?"
Bulut, omuzlarını silkti. Konunun tartışılacak bir yanını bulamadığı içindi herhalde. Zaten çok anlamsız bir konuydu, ben sadece zaman kazanmaya çalışıyordum.
"10 dakika sonra dersim var, eğer konuşacaksan biraz acele et."
"Ne hakkında konuşmak istediğimi tahmin ediyorsundur. Sana vurduğum için özür dilerim, ben... O an pek mantıklı düşünemiyordum."
"Evet, biliyorum. Sıkıntı değil. Sinir krizi geçiriyordun, o an senden mantıklı hareket etmeni beklemek aptallık olurdu."
"Böyle davranacağımı biliyordun." Bulut, kaşlarını kaldırdığında sözlerime devam ettim. "Annemin geleceğini biliyordun. O geldiğinde benim siniri krizi geçireceğimi ve ağzıma geleni söyleyeceğimi biliyordun. İçime attıklarımı ona söyledikten sonra rahatlayacağımı da biliyordun. Hepsini bilerek yaptın, kendini bilerek 'suçlu' durumuna düşürdün."
Bulut, gözlerini kaçırıp sessizliği tercih etti. Karşımda suskun bir şekilde duruyordu, anlattıklarım karşısında bir tepki bile vermiyordu ki bu da olayın doğruluğunu kanıtlıyordu. Bulut cidden bir şeyleri değiştirebileceğini düşünerek annemle konuşmamıştı. Amacı benim anneme karşı içimi dökmemi sağlamaktı. Yaşanan krizden sonra üstümdeki ağırlık öyle hafiflemişti ki... Bulut bu planında çok başarılı olmuştu. 3 yıldır içimde tuttuklarımı anneme söylemek beni iyi hissettirmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/30557642-288-k102008.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALİ ARKADAŞ | Texting
Storie breviGiray: Sen demiştin bir keresinde Giray: Hayali arkadaşın olmam için senin zihninde yaşamam lazım Giray: Sana özel olmam lazım Giray: Zihninde neler dönüyor bilmiyorum Giray: Oraya ait miyim bilmiyorum Giray: Ama bildiğim bir şey var Giray: Ben sana...