Fotoğrafta Bulut var. Bu çocuğa ilk bu fotoğrafında düşmüştüm.
Emre Aydın - Unut Gittiğin Bir Yerde
Geçen bölüm Ömür'ün yaşı ile ilgili akılda sorular oluştu. Kreşe başlıyor çok küçük olamaz diye. Şimdi çocukların belli gelişim çağları var ve zorunlu olmadıkça çocuklar 2 yaşından önce kreşe başlamamalı. Bu kreşten kreşe değişir ama Hayal, Ömür'ü bırakacak kimsesi olmadığı için onu kreşe vermek zorunda. Yani Ömür öyle sandığınız kadar büyük değil.
Bulut
Hayal'in Ömür'ü bırakmamı rica ettiği adrese doğru Ömür'le ilerliyorduk. Etrafına attığı o dikkatli bakışları, elimin içindeki küçük eli içinde bulunduğum durumu benim için tuhaflaştırıyordu.
1 yıl kadar önce Hayal'den vazgeçtiğimde bir daha onu görememe düşüncesini umutsuzlukla kabullenmiştim. Aslında benim 'vazgeçmek' sandığım şey sadece umutsuzluktu. Ama hayat onu yeniden karşıma çıkarmıştı ve ben şansımı denemek istemiştim. Onun hayatında bir yer edinmek istemiştim. Onun hayali arkadaşı olma ve bu yöndeki yalnızlığını giderme konusunda kararlıydım. Ancak şimdi kendime itiraf etmem gerekiyordu.
Daha fazlasını istiyordum.
Ama o... O bir anneydi. Şu an elini tuttuğum küçük çocuğun annesiydi.
Şimdi her şey yerine oturmaya başlıyordu. Onunla ilk yazıştığım zaman evde yalnız mı yaşadığını sormuştum ve o duraklamıştı. Çünkü evde çocuğuyla kalıyordu. Artık gök gürültüsünün onu korkutmadığını söylemişti. Bir çocuğun sorumluluğunu aldığı için korkmaya, aklına belki de kötü şeyler getirmeye vakti yoktu. Yetişkin insanlar da korkardı ama çocuğu olan bir kadın... Ne kadar korkarsa korksun çocuğuna bunu belli etmemeye çalışırdı.
Hayal nasıl bir anne olmuştu bilmiyordum ama onu az çok tanıyordum. Bu çocuğu muhtemelen tek başına büyütüyordu. Aslında korkuyordu, bu sorumluluk onu korkutuyordu. Bir çocuğa annelik yapmak, o çocuğun gelecekte nasıl bir insan olacağını etkilemek oldukça ağır bir şeydi ve Hayal yalnızdı. Bu onun ödünü koparıyor olmalıydı. Bu konuda birçok endişesi olmalıydı ama bunları Ömür'e yansıtamazdı, direniyordu.
Bu konuda düşündükçe ve derinlere indikçe yaşadığımız o son anın karmaşası aklıma daha iyi oturuyordu. Hayal'i en son 2 yıl önce, bir arabanın camından görmüştüm. O olup olmadığına karar verebilecek kadar zamanım yoktu ve bundan belki de hiç emin olamayacaktım. Belki o an onu görmek istediğim için herhangi birini ona benzetmiştim, bilmiyordum.
Onu doğru düzgün gördüğüm son an 3 yıl önceydi. Parkta, aniden onu öpmeye kalktığımda ve beni ittirdiğinde takındığı yüz ifadesini hiç unutamıyordum. Üzülmüştü. Çünkü belki de bana bir arkadaş olarak değer veriyordu ve onunla fiziksel temas kurmam onu kırmıştı. Ama bunun hakkında hiçbir şey söylememişti. Hayal normalde susmazdı. Belki de o an bir şey söylememesinin sebebi açıklayamayacağı şeyler olmasıydı.
Belki de o an... Ömür'e hamileydi.
"Çiçek." Ömür'ün sesiyle başımı ona çevirdim. Adımlarını duraksatmış ve elini elimden çekmişti. Yerdeki otları 'çiçek' diyerek koparıp gülümseyerek bana döndü. Ben de tebessüm edip sordum. "Hayal'e mi götüreceksin?"
Onaylarcasına kafasını salladı. Eğilip yerden bir papatya kopardım ve Ömür'ün avucundaki otların arasına sıkıştırdım. "Bunun da benden olduğunu söylersin."
"Kucak." Kurduğu tek kelimelik ve basit cümleleri süsleyen bakışları, sesi ona karşı direnmeyi imkansızlaştırıyordu. Kollarımı açtığımda Ömür, ufak kollarıyla bana sarılmıştı. Yerden doğrulup Ömür'ü kucağımda hoplattım ve sıkıca tuttum. Yanağını omzuma yasladığında hissettiğim tuhaflık gittikçe büyüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALİ ARKADAŞ | Texting
Historia CortaGiray: Sen demiştin bir keresinde Giray: Hayali arkadaşın olmam için senin zihninde yaşamam lazım Giray: Sana özel olmam lazım Giray: Zihninde neler dönüyor bilmiyorum Giray: Oraya ait miyim bilmiyorum Giray: Ama bildiğim bir şey var Giray: Ben sana...