Giriş

45.2K 1.2K 246
                                    

25.01.2014 Cumartesi

Yüzüne çarpan sert rüzgara aldırış etmedi genç kadın. Son nefeslerini derince çekti. Üzerindeki kefeni olan beyaz elbiseyle, kollarını iki yana açmış, soğuk havayı kucaklamıştı. Bitmişti artık onun için, son nefesleriydi. Kapattı gözlerini, yaşamaya cesareti kalmamıştı.  Bu kirli bedeni taşımaya hakkı yoktu artık. Bir nefes daha çekti içine ve ayağını sürüyerek önündeki uçuruma ufak bir adım attı. İki üç adım sonra yolu bitecekti... Cesareti bedenine son güç yayılmıştı. Yapabilirdi. Yapmalıydı. O ölmeliydi. Hak etmiyordu artık nefes almayı.

"Nefes!"

O kahramanı olan adamın dudaklarından adını duydu. Yüreği acıdı. Oysa ne güzel söylerdi adını. O melodik sesin son kez kulaklarından yankılanmasının keyfini çıkarttı. Yüzünde hüzün dolu bir gülümseme yayıldı. Çenesi titredi. Ağlamak istemiyordu. Ama bir manisi yoktu. Kapalı gözleri açıldı ve gece mavisi gözlerinden bir damla yaş süzüldü.  Artık hak etmiyordu bu sesi duymayı. Kirli bir kadındı o. Kirli kadınlar hiçbir şeyi hak etmezdi..

O görmese de genç adam tam arkasında dikilmiş elini ona uzatmış onu bekliyordu. Ölemezdi o, daha çok küçüktü. Hayat dolu, güçlü bir kadındı. Ne olmuştu da şimdi güçsüz kalmıştı. Ne olmuştu da daha yeni başladığı bu hayatına, gencecik yaşında son vermek istiyordu. İzin veremezdi. Gencecik bir kızın ölmesine izin veremezdi. O sırada adamı kahreden cümleler döküldü kadının dudaklarından.

"Bakma bana komutan. Kirliyim ben. Görmesin kirli bedenimi senin güzel gözlerin.."

Nefes bir adım daha sürüdü ayaklarını. Oysaki daha düne kadar ne çok umutları vardı. Okuyacak, babasının istediği gibi güçlü, kimseye muhtaç olmayan bir kadın olacaktı. Babasının başını öne eğmişti o, kendisini koruyamamıştı . Kirli bedeni ile nasıl çıkacaktı peki rahmetli babasının karşısına. Ne diyecekti 'kirliyim ben ama affet, istemedim, zorla oldu' mu? Çok direnmiş, engel olmak için bütün gücünü kullanmıştı. Belki babası kızmazdı!

O iğrenç anlar çıkmıyordu genç kadının aklından. O pisliğin bedenine dokunduğunu hatırladıkça, derisini söküp atmak istiyordu. En kuytu, en mahrem yerlerini değmişti. Kopasıca dudakları dolanmıştı teninde ya, kendisinden iğreniyordu. Gözlerinden bir damla yaş daha süzüldü. Evet, o kirliydi ve... ve ölmeliydi.

"Nefes, yapma! Bak ben buradayım. Senin için geldim. Hadi  gel tut elimi. Vazgeç."

"Olmaz komutan! Ben yaşamayı hak etmiyorum artık. Ben ölmeliyim komutan." derken sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. Kolları iki yanına düştü ve yavaş-yavaş kendi bedenini sardı. Artık yüklerini taşıyamıyordu. Daha kaç yaşındaydı ki bu kadar yükü taşısındı. Yükleri altında zayıf, küçük bedeni eziliyordu. Öksüzlüğü, yetimliği yetmezmiş gibi bir de en değerlisinden vurulmuştu. Yılların ağır yükü yetmezmiş gibi bir de onların kat be kat fazlası bir yük yüklenmişti .

"Yapma Nefes. Yaşamayı en çok sen hak ediyorsun. Çok güzel bir kalbin var senin."

Komutan çaresizce arkasında dikiliyordu. Ona fark ettirmeden küçük ve  sessiz adımlarla yaklaşmıştı zaten ama yine kendisinin vazgeçmesini istiyordu. Kendisini bırakırsa genç kadın, hemen yakalayabilecek mesafedeydi zaten ama yine de atlamaktan vazgeçmeliydi. Yaşamayı en çok hak edendi o, dünya da yaşamayı hak etmeyen onlarca şerefsiz piç varken bu genç kadın ölmemeliydi. Dünyanın böyle iyi kalpli insanlara, iyiliklere ihtiyacı vardı.

"Olmaz dedim komutan! Git buradan."

Genç kadın kıyıya iyice yaklaştı. Uykusuzluktan ve açlıktan yıpranmış bedeni olduğu yere yığılmak üzereydi. Daha birkaç saat önce ki verdiği savaşın yorgunluğu da eklenmiş, bacakları artık bedenini taşıyamaz hale gelmişti.  Hala ağlıyordu. Yanaklarından tane tane yaşlar süzülüyordu. Bacak arasındaki acı çok fazlaydı. Sızım sızım sızlıyordu bütün bedeni ama aldırış etmedi. Ölecekti nasılsa...

NEFESİM OLDUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin