xdaystarx en iyi okuyucularımdan kendisi bu bölümü ona ithaf etmek istiyorum. :)
28.11.2013 Perşembe
Her ilişkinin temeli güvendi. Arka arkaya dizilmiş domino taşları gibi dikkatle dizilir ve en ufak hatada bütün taşlar yıkılırdı. Bütün emekler çöpe gider, her şeye en baştan başlamak gerekirdi. İnsan ne kadar aşık olursa olsun ilişkisinde güven arardı. Bazen en bitmez denilen ilişkileri güvensizlik bitirirdi. Bazense insan seviğini değil güvendiğini seçerdi. İnsan için güven ne de önemliydi değil mi? Sırtını yaslayacak bir sırt, ensesindeki gözleri olacak bir hayat arkadaşı ve bir dost, bir akraba isterdi.
Barlas'da bugün yaptığıyla Nefes'in yüreğine, farkında olmadan, güven tohumları ekmişti. Nefes'in karnı kasılmış, içi huzurla dolmuştu. Biri tarafından korunmanın sandığından daha güzel bir duygu olduğunu anlamıştı. Bedenini hiç bilmediği duygular sarmıştı. Hızlı hızlı koşmuş gibi kalp atışları hızlanıp göğüs kafesini zorlamaya başlamıştı. Uzun zamandır beklediği bir olay gerçekleşecekmiş gibi heyecanlanmış, avuç içleri terlemeye başlamıştı. Belki de bekliyordu. Kendisini bir daha görmeyeceğim diye inandırmıştı ama gördüğü an keşke hep görsem onu demekten de alamamıştı.
Evinden ekmek almak için çıkmış olan Doruk , Nefes'i biriyle konuşurken görmüştü. Hatta başta sevgilisi sanmıştı. İstemsizce çok bozulmuştu. Canını yakmıştı. Hatta canının yanmış olmasına da sıkılmıştı. Sonuçta ona neydi ki? Karmaşık duygular içinde aldığı sıcak ekmeğin ucundan farkında olmadan yemeye başlamıştı. Zaten iri yarı bir adam olduğu içi çabuk acıkır ve çok yerdi. Kolay değildi o kadar şerefsizle uğraşmak. Neyse konu saptı.. Nefes o adamla mutlu ve rahatça konuşurken içi ezilmiş ağzındaki lokma boğazına durmuştu. O adama gülmüştü! Böyle güzel gülmek zorunda mıydı? O adam ona bu kadar yakından bakarken kendisinin karşıdan izlemesi canını sıkmıştı. Kaşları çatılmış dudakları büzülmüştü.
Derin bir nefes aldı ve onlara doğru birkaç adım yaklaştı. Neden böyle bir şey yaptığını bilmiyordu. Sonuçta Nefes onun hiçbir şeyi değildi ama o istemsizce yaklamıştı. Sonra adamın eli kalktı ve Barlas'ın yüzünü öfke bürüdü. Kaşları daha çok çatıldı ve bir seri katilin avını öldürmeden önceki yüz ifadesini aldı. Büyük ve hızlı adımlarla kadına vurmak isteyen şerefsize yaklaştı. Güçlü eli adamın bileğini kavradı. Pardon şerefsizin. Bileğini koparmak istercesine sıkıyordu ancak içi hala soğumuyordu. Öldürücü bakışları ile karşısındaki şerefsize bakmaya devam ederken adam öldürücü yumruğunu var gücüyle indirdi.
Berat hızla savruldu. Bileği hala Barlas'ın elinde için havada asılı kaldı. Kolu çıkmış, sağ elmacık kemiği kırılmıştı. Elindeki bileği sertçe bıraktı. Bir tekme geçirdi kadınlara zarar vermekten çekinmeyen bu kişiliksizin böğrüne. Sonra tükürürcesine konuşmaya başladı.
"Lan şerefsiz! Sen kimsin de bir kadına el kaldırma cürretini kendinde buluyorsun." bir tekme daha savurdu. Özellikle öldürmeyecek yerlerine vuruyordu. Bir de bu şerefsizin başına bela olmasıyla uğraşamazdı. Değmezdi. Sonra ayağını var gücüyle Nefes'e vurmak için kalkan eline bastı. Topuğunu hırsla çevirdi. Yok! İçi bir türlü soğumuyordu. Bu adamı öldüresiye dövse soğumayacaktı ama yapacak bir şeyi yoktu. Sokak ortasında daha fazla hırpalayamazdı. Yanındaki kıza el kaldırdığı için öfkelenmiş ve karşı koymuştu. Savunması buydu.
Nefes, Berat'ın dayak yemesini keyifle izlemişti. Yüzünde istemsizce bir sırıtma oluşmuştu. Gözleri kavonoza doldurulmuş ateş böcekleri misali parlıyordu. Babası öldükten sonra ilk defa kendisini korumak zorunda kalmamış, birisi onu savunmuştu. İnanılmaz derecede haz duymuştu. Doruk, Berat'a vurdukça keyiflenmiş, yapmak istediklerini yaptığı için ona minnet duymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFESİM OLDUN
General Fiction"Bakma bana komutan. Kirliyim ben. Görmesin kirli bedenimi senin güzel gözlerin.." "Sen dünyadaki en temiz insansın Nefes. Sen benim gördüğüm en mükemmel yaratıksın. Dünyanın sekizinci harikasısın sen." diye fısıldadı genç kızın kulaklarına. Hem on...