Bölüm 24:

8K 534 117
                                    

"Tamam."

...

"Tamam."

...

"Tammam."

Elini arka cebine sokmuş, yere bakarak salonda voltalıyor, bir yandan da başı yere eğik telefonla konuşuyordu Barlas. Bir hafta geçmişti. Memati ve Hande rutin kontrolleri için Barlas bebeği hastaneye götürmüşlerdi. Bu yüzden Nefes ve Barlas yalnızlardı evde. Nefes hep yaptığı gibi odada uzanmıştı. Uyumuyordu ama yataktan da çıkmıyordu. Barlas ise onun bu haline kahroluyor, bir çare arıyordu.

Amcasını aramıştı birkaç gün önce. Babasını arayıp istemişti numarasını. Gerçi babasıyla biraz ters düşmüşlerdi ama anlatınca sakinlemişti babası. Daha sonra numarayı verip kapatmıştı ve anında amcasını aramıştı Barlas. Nefes'in durumunu anlatmıştı, ad vermeden bir arkadaşının isteğiyle aradığını söyleyerek ve psikolojisiyle ilgili yardım istemişti. Yapması gerekenleri anlatan amcası nasıl bu hale geldiğini merak ediyordu daha çok. Nasıl bu hale geldiğini öğrenirlerse olayın derinine inip çözebilirlerdi.

Aslında biliyordu Barlas, Nefes'in başına gelenleri. Kesin bir şey öğrenmemişti ama tahmin ediyordu. "...kirli bedenim!" Demişti o gün. Tahmin etmek de zor olmuyordu. Kahrolmuştu adam. Günlerdir bir saniye bile elini Nefes'in üzerinden çekmiyor, sanki o gün onu koruyamadığı için vicdanını rahatlatmaya çalışıyordu. Şımartabildiği kadar şımartıyordu onu. Sanki tek yaşama amacı oymuş gibi davranıyordu ve öyle bir güvendiriyordu ki kendisine. Sanki dünya yansa, yangından ilk kurtarılacak da Nefes'ti.

Öyle ki şuanda da Nefes'in avukatıyla konuşuyordu. Pazartesi günü olan velayet davasına katılamamıştı Nefes. Bu yüzden de dava ertelenmişti. Ama Barlas ertelenmesini istemiyordu. Nefes halasının vesayetine geçmeli ve onunla birlikte Ankara'ya gelmeliydi.

Öte yandan bir de Nefes'e bu alçaklığı yapan adamdan şikayetçi olmasını istiyordu Barlas. Ama Nefes'e bildiğini belli edemediği için kendisi pek fazla bir şey yapamıyordu. Şimdi de avukattan neler yapması gerektiğini dinliyordu.

"Tamam sağolun iyi günler." Diyerek konuşmayı sonlandırdı. Sıkkınca bir nefes aldı ve verdi. Arkasındaki konforlu tekli koltuğa bırakacakken kendisini kapı çalmaya başladı ve oturamadan geri kalktı adam.

"Kesin anahtarını unuttu şaşkınlar!" diyerek kapıya yöneldi ve kapıyı açtı.

"Komutanım." Baş selamı vererek selamlayan asker Murat'tan başkası değildi.

"Murat? Hayırdır."

"Korkmaz komutan yolladı beni komutanım." Elindeki poşeti uzattı Barlas'a.

"Nedir bu?" dedi ve içindeki baktı. Nefes'in telefonuydu. Kaşları çatıldı. O malum günde bulunmuştu telefon aslında ama incelemeye almışlardı. Hali hazırda hala Nefes'in o gün nerede olduğunu aratıyordu Barlas. Nefes'inin bulunmuş olması yetmiyordu. Hele ki, yaşadığını düşündüğü olay yüzünden daha bir hırslıydı bu konuda. Bunu ona yapanı bulacak ve hadım edip Urfa çarşısında ibreti alem için sallandıracaktı.

"Nefes hanım yengenin telefonu komutanım. İncelemesi bitmiş. Korkmaz komutan, komutanlığa uğrasın bir ara önemli bir mesele var, dedi."

"Tamam asker. Geç içeri kapıda bıraktım seni de. Çay içelim?"

"Sağolun komutanım görev başındayım." diyerek reddetti adam ve baş selamı verdi. "Müsadenizle başka bir şey yoksa komutanım ben gideyim."

NEFESİM OLDUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin