"Yaaa Nefeees! Hadi bak uyudu çocuklar hadi bak ama!"
Kıvırtarak önden yürüyen kadın, arada arkasına bakıyor, kıvranarak peşinden gelen kocasının bu halini gördükçe keyifleniyordu. Tepeden salaş bir ev topuzu yaptığı saçlarını şöyle bir yokladı ve yüzüne dökülmüş olan kahküllerini kulağının arkasına sıkıştırdı.
"Bilemiyorum Barlas'cığım." Keyifle kıkırdamıştı. Yutkunarak baktı adam yüzüne. Kara gözleri siyah birer bilye gibi boncuk boncuk olmuştu. Umutla bakıyordu. Kısacık şortunun uçlarını düzeltti sonra kadın. Adamın bakışları da bu defa oraya kaymıştı. İştahla, gözleriyle okşaya okşaya ince sütunları süzmüştü. Dudaklarını yalamış ve deminkinden daha sesli yutkunmuştu.
"Nefes! Ama bu kadar da olmaz ya! O veletler yüzünden bir haftadır karıma dokunamıyorum ben!" Sesi öyle dehşet doluydu ki, söylediği şeye kendisinin de inanamadığı çok belliydi.
"Velet deme çocuklarıma." Omuz silkip hala nazlanıyordu. Yavaş yavaş, avına doğru sokulan bir çakal edasıyla girdi yörüngesine adam, laf kalabalığı yapmak amaçlı konuşuyordu ancak elleri çoktan iki yandan o minik kalçalarını okşamaya başlamıştı bile.
"Ama tam bir veletler Nefes. Bazen evcil hayvan mı besliyoruz, çocuk mu büyütüyoruz anlayamıyorum. Siyah dahi onlardan daha masum!" Eli şortunun içine girdiği sıra veryansınlarına devam etti. Kadının elleri de göğsünde yerini almış nazlı nazlı dolanıyordu. "Valla bak! Geçen gün yemek masasını ters çevirip gemi yapmışlar. Babamı da kendilerine uydurmuşlar, ellerinde kılıçlarla korsancılık oynuyorlar. İnanabiliyor musun? Babamı ya babamı!" Hırsla söylenen adam, nihayet başını deminden beri kaçamak bakışlar attığı göğüslerine çevirdi. O üç velet yüzünden iki yıl ayrı kalmıştı onlardan ve şimdi de acısını çıkartırcasına ayrı durası yoktu.
"Ay çocuk onlar Barlas. Ne bekliyodun?"
"Üf sus Allah aşkına! 5 yaşında onlar daha! En az 15 sene daha çekeceğiz! Biri kız olacaktı var ya! Teselli amortisi gibi ne sevinirdim!"
Kıkırdadı kadın yine nazlı nazlı. Adamın eli bir göğsünü kavramıştı ve farkında değildi bile.
"Valla bana kızma hiç. Cinsiyeti baba belirler. Tek suç senin."
Ters bir bakış attı adam ve boştaki elini kadının bacaklarına sürtmeye devam ettiği. Şimdi bir eli sütyeninin altından göğsünü kavramış, diğer eli de bacaklarını ve kalçasını okşuyordu. Nefes de düğmelerini açmaya başlamıştı.
"Üçü de kız olaydı ne vardı sanki? Haşa isyan etmiyorum ama insanın burnundan getiriyorlar. Küçücük kaldın o üç sıpayla uğracaksın diye. Bu ne be! Bir yandan iş, bir yandan üç çocuk. Benim bile halim kalmıyor yatağın yolunu zor buluyorum ama maşallar bütün gün tepinen sıpalarımız uyumamak için sıkı sıkı pazarlık yapıyorlar benle!"
Adamın gömleğini sıyırdı omuzlarından o sırada Nefes. Beyaz, kaslı omuzlarına baktı. Parmak uçları okşarcasına daireler çizdi konuşmadan önce; sonrasında bilerek adamın kulağına eğilip öyle fısıldadı seks kokan cümlelerini.
"Boş ver şimdi onları sevdiğim. Gel yatağın yolunu göstereyim ben sana."
Geri çekildiği sıra şuh bir bakış attı. Barlas yine kapsama alanı dışına çıkmıştı. İnsan bir bakışa erir miydi? O bakışlarla yaptıramadığı şey yoktu Nefes'in. Kullanmaktan çekinmiyordu ve çekinmeyecekti.
Adamın ellerinden kurtuldu ve beyaz iri elleri sardı. Daha sonra yetinenememiş gibi uzun, kemikli parmakları arasına dolandı. Çok sevdiği parmakları...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFESİM OLDUN
Fiction générale"Bakma bana komutan. Kirliyim ben. Görmesin kirli bedenimi senin güzel gözlerin.." "Sen dünyadaki en temiz insansın Nefes. Sen benim gördüğüm en mükemmel yaratıksın. Dünyanın sekizinci harikasısın sen." diye fısıldadı genç kızın kulaklarına. Hem on...